WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu karar verdiğini, davalı annenin haysiyetsiz hayat sürdüğünü, çocuğun psikolojisini ve zihinsel gelişimini olumsuz etkilediğini, fiziksel şiddet uyguladığını, ilk derece mahkemesinin davalının görüşmelerine ilişkin hts raporu almadığını, sosyal inceleme raporunun kabul edilemeyeceğini, velâyetin babaya verilmesi gerektiğini, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine dair kararın yerinde olmadığını, yoksulluğun ortadan kakması ya da haysiyetsiz hayat sürülmesi hâlinde yoksulluk nafakasının kaldırılması gerektiğini beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

Anılan yasal düzenlemeye göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu sağlaması gerekmektedir. Nafaka iradı, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabilir. Ancak, sözleşme ile kararlaştırılmış ve hakim tarafından onaylanmış olan iradın, yasada aranan şartlar gerçekleşmeden tamamen kaldırılmasını ya da indirilmesini istemek hakkın kötüye kullanılması mahiyetindedir. Bunun gibi, sırf boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü üstlenen ya da karşı tarafın mali durumunun iyi olduğunu ve geçinmek için nafakaya ihtiyacı olmadığını bilen kişinin, sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması veya azaltılması yönünde talepte bulunması da iyiniyet ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmaz. Taraflar, nafaka miktarını, "sözleşme" ile kararlaştırmışlardır....

kaldırılmasını gerektirir bir durum olmadığından iştirak nafakasının kaldırılmasına ilişkin talebin reddinin doğru ve yerinde olduğu, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin talebin kısmen kabulüne ilişkin karar açısından kabul edilen ve reddedilen miktarların kesin hüküm niteliğinde olduğundan her iki tarafın da istinaf talebinin usulden reddinin gerektiği, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin kısmen kabulüne karar verildiği nazara alındığında da reddedilen nafaka miktarı yönünden davalı lehine vekalet ücreti verilemeyeceğinden davalı taraf lehine vekalet ücreti verilmesinin hatalı olduğu, davacı taraf lehine vekalet ücreti verilmesinin ise doğru ve yerinde olduğu, Yargıtay 2....

Ancak, sözleşme ile kararlaştırılmış ve hakim tarafından onaylanmış olan iradın, yasada aranan şartlar gerçekleşmeden tamamen kaldırılmasını ya da indirilmesini istemek hakkın kötüye kullanılması mahiyetini arz eder. Bunun gibi sırf boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü üstlenen ya da karşı tarafın mali durumunun iyi olduğunu ve geçinmek için nafakaya ihtiyacı olmadığını bilen kişinin, sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması veya azaltılması yönünde talepte bulunması da iyiniyet ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmaz. Ancak, Borçlar Kanununun 19 ve 20. maddelerine aykırı bulunmayan karşılıklı sözleşmelerde, edimler arasındaki denge, umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan bozulacak olursa, sözleşme koşulları değişen koşullara uyarlanır....

Ancak, sözleşme ile kararlaştırılmış ve hakim tarafından onaylanmış olan iradın, yasada aranan şartlar gerçekleşmeden tamamen kaldırılmasını ya da indirilmesini istemek hakkın kötüye kullanılması mahiyetini arz eder. Bunun gibi sırf boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü üstlenen ya da karşı tarafın mali durumunun iyi olduğunu ve geçinmek için nafakaya ihtiyacı olmadığını bilen kişinin, sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması veya azaltılması yönünde talepte bulunması da iyiniyet ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmaz. Ancak, Borçlar Kanununun 19 ve 20. maddelerine aykırı bulunmayan karşılıklı sözleşmelerde, edimler arasındaki denge, umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan bozulacak olursa, sözleşme koşulları değişen koşullara uyarlanır....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili yasal süresinde sunduğu 26.06.2020 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; davacının sigortasız çalıştığını, davacıya da mirasen taşınmazların kaldığını, müvekkilinin miras hissesinin çok az olduğunu, müvekkilinin dört kardeş olarak hissedar olduğunu, kaldı ki hisse dağılımında hata yapıldığının kayıtlarda da şerh olarak yer aldığını, gayrimenkullerin henüz gelir getirecek durumda olmadıklarını, bu konularda yeterli araştırma yapılmadığını, yemin delilinin hatırlatılmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, müvekkilinin gelirinin asgari ücretin dahi altında olduğunu, HGK kararlarına aykırı karar verildiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması, aksi halde azaltılması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı tarafça hükmün tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur....

Ancak sözleşme ile kararlaştırılmış ve hakim tarafından onaylanmış olan iradın, yasada aranan şartlar gerçekleşmeden tamamen kaldırılmasını ya da indirilmesini istemek hakkın kötüye kullanılması mahiyetini arzeder.Bunun gibi sırf boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü üstlenen ya da karşı tarafın mali durumunun iyi olduğunu ve geçinmek için nafakaya ihtiyacı olmadığını bilen kişinin, sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması veya azaltılması yönünde talepte bulunması da iyiniyet ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmaz.Ancak karşılıklı sözleşmelerde, edimler arasındaki denge, umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan bozulacak olursa, sözleşme koşulları değişen koşullara uyarlanır....

    Asıl davada; 2004 yılında mahkemece yeniden değerlendirilerek hüküm altına alınmış olan nafakaların aradan geçen süre nedeniyle yetersiz kaldığı ileri sürülerek, yoksulluk nafakasının 80 TL den 520 TL ye, iştirak nafakasının ise 100 TL den 700 TL ye artırılması, karşı davada ise; nafaka alacaklısının yoksulluk halinin ortadan kalktığı ileri sürülerek, yoksulluk nafakasının kaldırılması talep ve dava edilmiştir. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının 200 TL ye, iştirak nafakasının ise 500 TL ye artırılmasına, karşı davanın ise reddine karar verilmiş; hüküm, davalı – karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....

      de iş güvenliği uzmanı olarak çalışmaya başladığını, iş bu dava tarihi itibariyle de çalışmaya devam ettiğini, bu bilgilerle birlikte davalının yardım nafakasına ihtiyacı kalmadığını, işe girip gelir elde ettiğini, aynı zamanda ödemekte olduğu yardım nafakası nedeniyle müvekkilinin ekonomik açıdan zorlandığını, bu süreçte müvekkilinin maddi durumunun kötüye gittiğini, müvekkilinin beslenme, sağlık, elektrik, su, ısınma gibi giderleri ile davacının gelir durumu birlikte değerlendirildiğinde müvekkilinin ödemekte olduğu yardım nafakasının kaldırılmasının gerektiğini belirterek Aksaray 2. Aile Mahkemesi'nin 2018/82 Esas - 2019/770 Karar sayılı ilamı ile davalı lehine hükmedilen yardım nafakasının kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir....

      de iş güvenliği uzmanı olarak çalışmaya başladığını, iş bu dava tarihi itibariyle de çalışmaya devam ettiğini, bu bilgilerle birlikte davalının yardım nafakasına ihtiyacı kalmadığını, işe girip gelir elde ettiğini, aynı zamanda ödemekte olduğu yardım nafakası nedeniyle müvekkilinin ekonomik açıdan zorlandığını, bu süreçte müvekkilinin maddi durumunun kötüye gittiğini, müvekkilinin beslenme, sağlık, elektrik, su, ısınma gibi giderleri ile davacının gelir durumu birlikte değerlendirildiğinde müvekkilinin ödemekte olduğu yardım nafakasının kaldırılmasının gerektiğini belirterek Aksaray 2. Aile Mahkemesi'nin 2018/82 Esas - 2019/770 Karar sayılı ilamı ile davalı lehine hükmedilen yardım nafakasının kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir....

      UYAP Entegrasyonu