WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/477 E. 1998/847 K. sayılı 10/11/1998 tarihli kararı ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk Kürşat'ın velayetinin anneye verilmesine, kadın için 15.000.000 TL (Eski Türk Lirası) yoksulluk nafakası takdirine karar verildiği, kararın kesinleşmesine dair 07/02/2000 tarihli kesinleşme şerhinde hükmün 3 ve 4. bentlerindeki tazminat yönünden Yargıtayca bozulduğunun belirtildiği, davacı tarafından 26/12/2003 tarihinde iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması talebiyle dava açtığı, dava dilekçesinde Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/464 E. 2002/577 K. sayılı kararı ile davacı kadına 20.000.000 TL (Eski Türk Lirası) yoksulluk nafakası, müşterek çocuk Kürşat için aylık 15.000.000 TL (Eski Türk Lirası) iştirak nafakası takdir edildiği, daha sonra Gebze 3....

Zira yoksulluk durumu, günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır. Bu nedenle yoksulluk nafakasının tümüyle kaldırılması doğru görülmemiştir. Ne var ki davacı, yoksulluk nafakasının kaldırılmasını, olmadığı takdirde indirilmesini talep etmiştir. Mahkemece kaldırma talebinin reddi ile, yoksulluk nafakasının mahkemece hakkaniyet ölçüsünde indirilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir....

    Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre, olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında, boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle, dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile bu talebin reddi doğru görülmemiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki (asıl davada) yoksulluk ve iştirak nafakasının azaltılması- (karşı davada) yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar-karşı davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, babasının yanında tarlada çalıştığını, yeniden evlendiğini,çocuğunun olduğunu, nafakaları ödeyemediğini ileri sürerek; 300.00.- er TL olan yoksulluk ve iştirak nafakalarının 100.00.- er TL ye indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir ....

        "İçtihat Metni" Y A R G I T A Y İ L A M I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : CEYLANPINAR ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 16/10/2014 NUMARASI : 2014/1-2014/195 Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında görülen Ceylanpınar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/168 Esas, 2010/28 Karar sayılı nafaka artırım ilamı ile davacı kadın ve müşterek çocuklar Ömer ve Medine için hükmedilen ayrı ayrı 100,00 TL yoksulluk ve iştirak nafakasının yetersiz kaldığını, davacının ev hanımı olduğunu, başka geliri bulunmadığını belirterek yoksulluk nafakasının 400,00 TL'ye, müşterek çocuklar için iştirak nafakasının ayrı ayrı 300,00...

          Dosya kapsamı ve istinaf talebi birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalının oğlu olduğu, davacının annesi ve babası boşandığında velayetinin anneye verildiği, 18 yaşını tamamladığı ve lehine hükmedilen iştirak nafakasının sona erdiği, davacının liseyi bitirdiği, dava tarihinde İstanbul Üniversitesi'nde öğrenci olduğu, çalışmadığı, geliri olmadığı, davalı babasından yardım nafakası istemesinde yerel mahkeme kararında belirtildiği üzere haklı nedenin bulunduğu, mahkemece yardım nafakasına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmadığı anlaşılmıştır. Ancak, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davalı baba dışında yasa gereği nafaka yükümlülüğü olan annenin tespit edilen sosyal ve ekonomik durumu, davalının SGK kayıtları ile tespit edilen maaş geliri dikkate alındığında, davacı lehine hükmedilen yardım nafakası miktarının az olduğu anlaşılmıştır....

          Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, yoksulluk ve iştirak nafakalarının arttırılmasına karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece, yoksulluk nafakası artış talebinin reddine, iştirak nafakası artış talebinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, TMK'nun 176/4.maddesine göre; yoksulluk nafakasında, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması yahut azaltılmasına karar verilebilir.Yasamızda yoksulluk tanımlanmamış ise de, yoksulluk durumunun ülkenin ekonomik ve sosyal koşullarına göre belirlenmesi gerekir....

            (Anne); mevcut ödenmekte olan 30 TL yoksulluk nafakasının zaman içerisinde ihtiyaçlarını karşılamadığını ileri sürerek, 400 TL artırılmasını, müşterek çocukları ... için ödenmekte olan 50 TL iştirak nafakasının 600 TL'ye yüksetilmesini ve reşit olan müşterek çocuk ...'ya ödenmekte olan 50 TL iştirak nafakasının onun öğrenci olması nedeniyle 600 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; davacı anne için yoksulluk nafakası 103 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, müşterek çocuk ... için iştirak nafakasının 190 TL'ye yükseltilmesine, diğer davacı müşterek çocuk ...'nın reşit olduğu için iştirak nafakası artırım talebinde bulunamayacağından bahisle, ... yönünden davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının bütün, davacıların sair temyiz itirazları yerinde değildir....

              O halde mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle nafaka takdiri sırasında kurulan dengenin yeniden sağlanması gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu yüksek oranda nafaka takdiri doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir. Kabule göre de, taraflar boşanmış olup davacı kadın için arttırılması talep edilen nafaka, mahiyeti itibariyle yoksulluk nafakası niteliğindedir. Buna göre, mahkemece; davacı için hükmedilen nafakanın tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi doğru değildir; ayrıca hükmün 1.fıkrasında davacı kadının davalı olarak geçmesi de yanlış olmuştur....

                Aile Mahkemesi’nin 17.12.2015 tarih ve 2014/749 esas 2015/851 karar sayılı kararı Dairemizin 25.10.2017 tarih ve 2016/6137 esas - 2017/11628 karar sayılı ilamıyla, davalı-karşı davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının çok olduğu gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekirken, bozma ilamında yoksulluk nafakasının çok olduğunun belirtilmesine rağmen davalı-karşı davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının artırılması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere, davalı-karşı davacı kadın lehine hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakası bozma kapsamı dışında kalmakla kesinleşmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu