Davalı/davacı, cevap dilekçesinde; evlendikleri sırada aile sağlığı merkezince davacı erkeğin akıl sağlının yerinde olduğuna ilişkin rapor düzenlendiğini, erkeğin hastalığının evlenmeye engel teşkil etmediğini belirterek davanın reddine, aksi halde kadın yararına 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yoksulluk nafakasının gelecek yıllarda ÜFE oranında artırılmasına, yine kadın lehine yasal faiziyle birlikte 500.000,00 TL maddi ve 500.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı/davacı birleşen dosyada sunduğu dava dilekçesinde; kendisi yararına aylık 6.000,00- TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, talebi değerlendiren ilk derece mahkemesince aralarında bağlantı bulunması sebebiyle davalı/davacı kadın tarafından açılan tedbir nafakası ( TMK md. 197) dava dosyasının Antalya 10. Aile Mahkemesinin 2022/820 sayılı boşanma dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir....
Davalı/davacı, cevap dilekçesinde; evlendikleri sırada aile sağlığı merkezince davacı erkeğin akıl sağlının yerinde olduğuna ilişkin rapor düzenlendiğini, erkeğin hastalığının evlenmeye engel teşkil etmediğini belirterek davanın reddine, aksi halde kadın yararına 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yoksulluk nafakasının gelecek yıllarda ÜFE oranında artırılmasına, yine kadın lehine yasal faiziyle birlikte 500.000,00 TL maddi ve 500.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı/davacı birleşen dosyada sunduğu dava dilekçesinde; kendisi yararına aylık 6.000,00- TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, talebi değerlendiren ilk derece mahkemesince aralarında bağlantı bulunması sebebiyle davalı/davacı kadın tarafından açılan tedbir nafakası ( TMK md. 197) dava dosyasının Antalya 10. Aile Mahkemesinin 2022/820 sayılı boşanma dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir....
Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK md.174/1) ve manevi (TMK md. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 2-Mahkemece “davalı-karşı davacı kadının terzi olarak çalıştığı ve gelirinin bulunduğu” gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş, tedbir nafakası yönünden herhangi bir hüküm kurulmamış ise de; toplanan delillerden davalı-karşı davacı kadının ev içerisinde dikiş makinası ile dikiş yaparak geçimini sağlamaya çalıştığı ancak işinin ve gelirinin kendisini yoksulluktan kurtaracak şekilde, sürekli ve düzenli olmadığı anlaşılmaktadır....
(TMK md. 197) Yapılan incelemede; Midyat 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 04/02/2016 tarih, 2015/316 Esas ve 2016/32 Karar sayılı kararı ile davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine, davalı kadın lehine cevap dilekçesi tarihi olan 12/10/2015 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 200,00 TL, davalı anne yanında kalan müşterek çocuklar 2012 doğumlu Esra ve 2014 doğumlu Ramazan için 12/10/2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 150,00'şer TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verildiği, verilen kararın 10/01/2020 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 02/04/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Somut olayda, davacı tarafından açılan dava TMK'nın 197. maddesi uyarınca tedbir nafakası istemine ilişkin olup, mahkemece bu husus gözetilmeden ret hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/10/2021 NUMARASI : 2020/132 E 2021/615 K DAVA KONUSU : Nafaka (Önlem Nafakası) KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı, davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: HMK 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava; TMK.'nun 197. maddesine dayalı tedbir nafakası istemine ilişkindir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 11/03/2021 NUMARASI : 2020/212 ESAS-2021/197 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı olarak boşanmalarına, reşit olmayan müşterek çocuk Büşra Nur'un velayetinin anneye verilmesine, müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle TMK'nın 166/1....
Başka bir anlatımla koşulları oluştuğunda TMK m. 182 f. II hükmüne göre velâyetin kullanılması kendisine “verilmeyen eş” çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu için davacı vekili tarafından ancak “iştirak nafakası” verilmesi istenebilir. Değerli çoğunluk davacının “tedbir nafakası” isteğinin bulunduğu düşüncesindedir. Boşanmış eşler hangi sebeple olursa olsun ortak çocukları için “tedbir nafakası” değil sadece “iştirak nafakası” isteyebilir. Açıkladığım gerekçelerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....
Tedbir nafakasında eslerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması veya davacının çalışması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ortak giderlere ( elektrik, su, telefon, kira, yakıt parası vs.) katılma yükümlülüğünü tamamen ortadan kaldırmaz. Bu durum sadece nafaka miktarının takdirinde etkili olabilir. Davacı kadının gelirinin bulunması ona tedbir nafakası bağlanmasını engelleyici bir hal değildir. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4). Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korunması gerektiğini gözetmelidir....
O halde mahkemece yapılacak iş davacının davasının TMK m. 197 kapsamında açılan nafaka davası olduğunu, delileri bu kapsamda değerlendirmek, şartların bulunması halinde davacını talebini aşmadan uygun tedbir nafakası vermekten ibaret olmalıdır. Bu nedenle davacını esasa yönelik istinaf sebeplerini incelenmeksizin davacının istinaf talebinin usulden kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir....
Yerel mahkeme kararında, “Bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılamada bozma ilamı doğrultusunda maddi hata giderilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur" denilerek, davacının bağımsız tedbir nafakası davasının (TMK m. 197) kısmen kabul edildiğini, birleşen evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı (TMK m. 166/1) boşanma davasında ise dava kabul edilerek tarafların boşanması yönünde hüküm kurulmuşsa da, her iki davada verilen kararlar yönünden hiçbir gerekçeye yer verilmemiştir. Boşanma ve bağımsız tedbir nafakası (TMK m. 197) davalarının kabulüne dayanak "Vakıalar" ve taraflara yüklenen kusurlar ayrı ayrı gerekçede gösterilmemiştir. Yerel mahkemenin hangi delillerle sonuca ulaştığını değil, dayanılan delillerde yer alan hangi vakıanın kabul edildiğini Yargıtay denetimine elverişli şekilde gerekçeli olarak açıklaması zorunludur. Bu nedenle, gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan, bozmayı gerektirmiştir....