Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda zarar, yapı malikinin sorumluluğu kapsamında kalmayıp haksız fiil kapsamında kalmaktadır. Buna göre davalının yapı maliki olarak sorumluluğuna gidilemeyecektir. Kaldı ki davalı vekili, üçüncü kişinin kusur sebebi ile de zarar ile müvekkili arasındaki illiyet bağının da kesildiğini iddia etmiştir. Bu durumda davalı ancak haksız fiil faili olarak sorumlu tutulabilecektir. Bu kapsamda ise davalının haksız fiil faili olup olmadığı, muslukların açık bırakılması konusunda bir kusurunun bulunup bulunmadığının araştırılması gereklidir. Tekrarlanacak olursa; zararlandırıcı eylem musluğun açık bırakılması olarak tespit ve kabul edildiğine göre, musluğun açık bırakılması ile ortaya çıkan zarar; yapının bakım eksikliği veya yapımındaki bozuklukla ilgili olmayıp davalının yapı maliki olarak bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Böyle olduğuna göre davada uygulanacak yasa maddeleri, yapı malikinin sorumluluğuna ilişkin kurallar olmayıp haksız fiile ilişkindir....

    Somut olayda ilk derece mahkemesi tarafından davacıya ait taşınmazdaki yapının kentsel dönüşüm nedeniyle yıkılmış olduğundan maddi tazminat açısından davacının zararının bulunduğu tespit dilemediğinden bahisle maddi tazminat talebinin reddine karar verildiği, dava açıldıktan sonra davacının uğradığı zararın tazmini istemi "binanın yıkılması nedeniyle ortadan kalkmadığı" yani tazminat isteminin konusuz kalmadığından bu husustaki davacı vekilinin istinaf istemi yerinde görülmemiştir....

    Bina veya yapı eseri malikinin sorumlu tutulabilmesi için; yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden zararın doğması, yapım bozukluğu veya bakım eksikliği ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu bakımından bulunması zorunlu unsur olan illiyet bağı yönünden ise, bu bağın kesilmesine yol açacak sebeplerin somut olayda gerçekleşmemiş olması gereklidir. İlliyet bağını kesen sebepler ise; mücbir sebep, zarar görenin ya da üçüncü kişinin ağır kusurudur. Zarar, aradaki illiyet bağını kesecek derecede bir mücbir sebepten, zarar görenin ya da üçüncü bir kişinin kusurundan doğmuş ise yapı malikinin sorumluluğu sözkonusu olmaz (bu yönde, HGK'nun 29.11.2017 tarih, 2017/3-439 Esas ve 2017/1463 Karar sayılı ilamı)....

      Davalının sorumluluğunun dayanağı olan ve yapı malikinin sorumluluğunu düzenleyen, TBK'nın 69. maddesi, "Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. İntifa ve oturma hakkı sahipleri de, binanın bakımındaki eksikliklerden doğan zararlardan, malikle birlikte müteselsilen sorumludurlar. Sorumluların, bu sebeplerle kendilerine karşı sorumlu olan diğer kişilere rücu hakkı saklıdır." hükmünü içermektedir. Yapı malikinin sorumluluğu, bir kusur sorumluluğu olmadığı gibi, bir tehlike sorumluluğu da değildir. Bu sorumluluk, niteliği itibariyle bir kusursuz sorumluluk türü olan, özen sorumluluğudur. Bu nedenle, sorumluluğun doğması için yapı eseri malikinin veya yardımcılarının kusurlu olması şart değildir. Sorumluluk, yapı eserinin yapımındaki bozukluğa veya bakımındaki noksanlığa dayanmaktadır. Burada, yapı malikine bir kurtuluş kanıtı tanınmamıştır....

      Ancak, burada " tek zarar, tek tazminat" ilkesi geçerli olduğundan, tazminat ödeme borcu , zarar verenlerden biri tarafından yerine getirildiğinde sona erer. Zarar gören , diğer zarar verenlerden tazminat talep edemez. Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. (TBK m.69; BK m.58) Yapı malikinin sorumluluğu, bir bina ya da diğer bir inşa eserinin bizatihi kendisinden kaynaklanan bir nedenle oluşan zarardan sorumluluğu kapsamakta olup, niteliği itibariyle kusursuz sorumluluk türlerinden "olağan sebep sorumluluğu"dur. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir....

        Buna göre; '' Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür '' . . Yapı malikinin yapının verdiği zarardan sorumluluğu, yapı dolayısıyla kabul edilen bir sorumluluk olduğundan niteliği itibariyle kusursuz sorumluluk türlerinden olan ''olağan sebep sorumluluğu''dur. Burada malike kurtluluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Bu nedenle malik zararın meydana gelmemesi için gerekli özen ve dikkati gösterdiğini ispat etse dahi sorumluluktan kurtulamaz, Bu nedenle buradaki sorumluluk ağırlaştırılmış sebep sorumluluğudur. Ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir. (....., Haksız Fiil Sorumluluğu ve Tazminat Hukuku, ....baskı, syf 327) Somut olayda; davalı ...'...

          HMK 355. maddesi uyarınca taraflarca ileri sürülen istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonucu; Dava, TBK 69. maddesi uyarınca yapı malikinin sorumluluğu nedeniyle tazminat talebidir. 07/01/2015 tarihinde davacının aracına park halindeyken davalı kuruma ait lojmandan dış cephe straforlarından blok halinde birinin koparak düşmesi sonucu araçta meydana gelen hasar ile değer kaybı talebi ve aracın tamir sürecince kullanılamaması nedeniyle tazminat talebidir, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 69. maddesinde yapı malikinin sorumluluğu düzenlenmiştir. Buna göre; "Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür" Yapı malikinin yapının verdiği zarardan sorumluluğu, yapı dolayısıyla kabul edilen bir sorumluluk olduğundan niteliği itibarıyla kusursuz sorumluluk türlerinden olan "olağan sebep sorumluluğu"dur. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır....

          Her iki olasılıkta da yalnızca malikin sorumluluğu söz konusu olmaktadır. Bina veya yapı eseri malikinin sorumlu tutulabilmesi için; yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden zararın doğması, yapım bozukluğu veya bakım eksikliği ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu bakımından bulunması zorunlu unsur olan illiyet bağı yönünden ise, bu bağın kesilmesine yol açacak sebeplerin somut olayda gerçekleşmemiş olması gereklidir. İlliyet bağını kesen sebepler ise; mücbir sebep, zarar görenin ya da üçüncü kişinin ağır kusurudur. Zarar, aradaki illiyet bağını kesecek derecede bir mücbir sebepten, zarar görenin ya da üçüncü bir kişinin kusurundan doğmuş ise yapı malikinin sorumluluğu sözkonusu olmaz (HGK'nun 29.11.2017 tarih, 2017/3-439 Esas ve 2017/1463 Karar)....

            Davalı T14 vekili süresinde sunduğu 28/04/2020 Tarihli gerekçeli istinaf dilekçesinde özetle; davacıların yapı malikinin sorumluluğu kapsamındaki tazminat taleplerinin zaman aşımına uğradığını, zararlandırıcı olayın meydana gelmesinde oluş şekline göre kendisine yüklenebilecek bir haksız fiil sorumluluğu bulunmayan müvekkilinin ve murisinin, yapı malikinin kusursuz sorumluluğu hükümleri gereğince de sorumlu tutulamayacağını, yapı malikinin sorumluluğu kapsamında davalıların tazminattan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaması gerektiğini, kusur oranını kabul ettikleri anlamına gelmemekle birlikte muris T7'ün 26/100 oranında hisse sahibi olduğu binaya ilişkin olarak yapı malikinin sorumluluğu kapsamında müvekkiline yöneltilen davada, eğer bir kusur yüklenecek ise müvekkilinin 1/4 miras payı olduğu gözetilerek bir hüküm kurulması gerektiğini, aksi yönde bir hükmün hakkaniyete aykırı olduğunu, bankacılık faaliyeti sürdüren kiracının, girilmesi yasaklı ve genel olarak tehlikeli olan bir...

            Bina veya yapı eseri malikinin sorumlu tutulabilmesi için; yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden zararın doğması, yapım bozukluğu veya bakım eksikliği ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu bakımından bulunması zorunlu unsur olan illiyet bağı yönünden ise, bu bağın kesilmesine yol açacak sebeplerin somut olayda gerçekleşmemiş olması gereklidir. İlliyet bağını kesen sebepler ise; mücbir sebep, zarar görenin ya da üçüncü kişinin ağır kusurudur....

            UYAP Entegrasyonu