Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Başka bir anlatımla Türk Hukukuna göre evlilik, Türk Mahkemesinden verilen boşanma kararı, yabancı mahkemeden verilen boşanma kararının tanıma-tenfizi kararı, Türk Mahkemesinden verilen evliliğin iptali kararı, ölüm ve benzeri sebeplerle sonlanmışsa bu hukuki olayların öncesinde verilerek kesinleşen yabancı mahkeme boşanma kararının tanıma-tenfizi istenemez. Bilindiği üzere boşanma hükmünün tanınması yabancı mahkeme kararının kesin hüküm kuvvetinin ülkemizde kabulü anlamına gelmekte ise de yabancı mahkemeden verilen boşanma kararı aynı zamanda bir eda kararını da içermekte ise örneğin yabancı mahkeme kararında tazminat veya nafakaya da hükmedilmişse kararın eda bölümü için tenfiz şartlarının varlığı aranacaktır. Tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararı Türk mahkemesinden verilen başka bir karar ile “bağdaşmayacak” nitelikte olması ret sebebi midir? Evet ret sebebidir....

    hakem kararlarının Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası Hakkındaki New York Sözleşmesi uyarınca tenfiz edilmesi talebinde bulunduklarını, dava konusu kararlar bakımından tenfiz edilebilme şartlarının oluşmuş olduğunu, tenfizi talep edilen Tahkim Kararı'nın New York Sözleşmesi uyarınca taşıması gereken tüm tenfiz edilebilirlik şartlarını barındırdığını Mahkeme tarafından tahkim kararının talep edilen maddelerinin tenfiz edilmesi, müvekkili şirketin 5718 sayılı Kanun'un 48. maddesi uyarınca teminat gösterme yükümlülüğü bulunmadığı, müvekkili şirket lehine tesis edilmiş kesin nitelikte bir ilam mevcut olduğundan teminatsız olarak müvekkil şirketin tahkim kararında hükmedilen alacağın tahsilini temin etmek amacıyla, tahkim kararında lehine hükmedilen tutara kadar davalıların mal varlığı ile üçüncü kişiler nezdindeki hak ve alacakları üzerinde ihtiyati haciz kararı tesis edilmesini talep ederek, davanın kabulüne tahkim kararının hüküm bölümünde tesis edilen 1.,2.,3.,4.,5.,6.,7...

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tanıma-Tenfiz Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm duruşmalı temyiz edilmişse de; yabancı mahkeme kararlarının tenfizi ve tanınması hakkında verilen kararların Yargıtay incelemesinin duruşmalı yapılacağına ilişkin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde hüküm bulunmadığından davacının duruşma isteğininin reddine karar verilip, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tanıma-Tenfiz Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmişse de, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde yabancı mahkeme kararlarının tenfizi ve tanınması hakkında verilen kararlar hakkında Yargıtay incelemesinin duruşmalı yapılacağına ilişkin hüküm bulunmadığından, duruşma isteğinin reddine karar verilmiş olup, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 143.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,...

          Davalılar vekili tenfizi istenen ilamın münhasıran Türk Mahkemelerinin yetkisi dahilinde olan bir konuya maruf olduğunu, müvekkilinin ikametgahı ... olduğuna göre davaya Türkiye'de bakılması gerektiğini, bu hususda kesin yetki kuralının bulunup kamu düzenine ilişkin olduğunu, uyuşmazlığın Türk Hukuk Kuralları'na göre çözülmesi gerektiğini, davanın konusu ortaklık payının iadesi olduğunu, mahkemece ortaklık payının iadesine karar verilemeyeceği gibi bu kararın tenfizinin de istenemeyeceğini, kararın tenfizi halinde anonim şirkete hakim ilkelerden birisi olan sermaye belirliliği ve sermayenin korunması ilkesinin ihlal edilerek şirket sermayesinin azaltılması sonucunun doğacağını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre tenfize konu yabancı mahkeme kararının açıkça kamu düzenine aykırı olmadığı, ... ile Türkiye arasında karşılıklı ikili anlaşma olmamakla beraber Türk Mahkemeleri kararlarının ...'...

            Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre tenfizi istenen kararın ve dava dilekçesinin, 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözleşmesi'nde belirtilen usulde tebliğ edildiğine dair belgelerin dosyaya ibraz edilmediği, bu itibarla kesinleşmiş bir kararın mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, tenfizi istenilen kararın Türkiye ile ... arasında 28.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözleşmesi hükümleri kapsamında, ... vasıtası ile tebliğ edilmediği, dolayısı ile kararın usulünce kesinleşmediği, kesinleşmeyen yabancı mahkeme kararının tenfizinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Oysa, davaya konu ... ... (İstinaf) Mahkemesi'nin yapmış olduğu yargılamada, davalıyı ...'da bulunan vekili Av. ...'...

              Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 08.12.2010 tarihli davanamesiyle velayetin ana-babadan kaldırılmasına dair yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 08.12.2010 tarihli davanamesiyle ... ve ...'ın velayetinin ana-babadan kaldırılmasına dair yabancı ilamın tanınması ve tenfizi istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiştir. Gerekçeli kararın, tefhim edilen kısa karara uygun olması gerekir. Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunması durumu 10.04.1992 gün ve 1991/7-1992/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince mutlak bozma nedenidir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, vesayete ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi istemine ilişkindir. Mahkemece dosya üzerinden inceleme yapılarak davanın reddine karar verilmiştir. Yabancı mahkeme kararlarının tanınmasına ve tenfizine ilişkin davalar basit yargılama usulüne tabidir (HMK. m. 316). Basit yargılama usulüne tabi davalarda mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir (HMK m. 320). Şu halde basit yargılama usulüne tabi bir işin duruşmasız incelenebilmesi için evvela kanunen mümkün olmalıdır. Hükmü temyiz eden davacı temyiz dilekçesinde tanıma ve tenfiz koşullarının oluştuğunu açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir....

                  Dava konusu yabancı mahkeme kararının hüküm fıkrası incelendiğinde davacı alacağı olan 15.000,00 Euro’nun ödenmiş olduğu belirtilerek sadece fatura tarihinden ödeme tarihine kadar işleyecek ana para faizlerinin davalıdan tahsiline ve bunlara ek olarak 5.736,29 Euro avukatlık ücreti ve 645,33 Euro yargılama giderinin davalıdan tahsiline hükmedildiği görülmektedir. Ancak fatura tarihi, 15.000,00 Euro’nun parça parça ödeme tarihleri ve uygulanacak faiz oranı hüküm fıkrasında belli olmadığı için yabancı mahkeme kararının faize ilişkin bu bölümünün icrası mümkün olmayıp yabancı mahkeme kararının bu nedenle tenfizinin esasen reddi gerekir. Ancak 5718 sayılı Kanunun 56. maddesi gereğince yabancı mahkeme kararının kısmen tenfizine karar verilmesi mümkündür....

                    Davalı şirket vekili, derdestlik itirazında bulunmuş, davanın esasına ilişkin olarak da yabancı mahkeme ilamının usulünce tebliğ edilmediğini, tenfiz şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, dava dilekçesi ekinde yabancı mahkeme ilamının tebliğine dair belgeler olmadığı gibi tenfizi istenen ilamda da taraflara tebliğ edildiğine dair şerh bulunmadığı, dosya kapsamında tebliğe esas ipucu niteliğindeki belgelere/bilgilere rastlanmadığı, tenfiz şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme ilamının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu