WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 06/11/2019 tarih ve 2017/1431 Esas 2019/1037 Karar sayılı Kararı ile; " ….…Dava, yabancı hakem kararının tanınması ve tenfizine ilişkin olmakla ve MÖHUK 1/2. maddesinin atfı dolayısıyla Türkiye ve Birleşik Krallığın da taraf olduğu 1958 tarihli Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizine ilişkin New York Sözleşmesi gereğince değerlendirme yapılmıştır.Davacı vekilince tanınması ve tenfizi istenen hakem kararının İngilizce aslı ve resmi tercümesi, ayrıca ilgili kararın yürürlüğe konulabilir ve uygulanabilir olduğuna dair 08/09/2017 tarihli kesinleşme şerhinin aslı ve resmi tercümesi dosyaya sunulmuş olmakla, davalı vekilinin bu belgelerin eksik olduğu yönündeki savunmalarına itibar edilmemiştir....

    Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup davalı tarafça, tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararının kendilerine Lahey Sözleşmesi hükümlerine uygun olarak Adalet Bakanlığı aracılığıyla tebliğinden sonra hükmü veren yabancı mahkemeye yaptıkları itirazın, anılan mahkeme tarafından kararın kendilerine posta yoluyla daha önceden tebliğ edildiği ve bu tebliğden sonra davacının talebi üzerine diplomatik yoldan yapılan tebliğin davalıya yeni bir hak bahşetmeyeceği gerekçesiyle reddedildiği savunulmuş ve buna ilişkin yabancı mahkeme karar fotokopileri dosyaya ibraz edilmiştir. Yabancı bir mahkeme kararının tenfiz edilmesi için öncelikle kararın usulünce kesinleşmiş olması gerekmektedir....

      Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, tenfizi istenen kararın MÖHUK çerçevesinde tetkiki ile Türk hukuku bakımından tanıma ve tenfizine engel herhangi bir eksiklik olup olmadığının tespiti için resen seçilen bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi raporunda, hakem kararının 1958 tarihli New York sözleşmesinde yer alan hükümler çerçevesinde değerlendirildiğinde, Türk hukukunda tanınması ve tenfizine engel bir hal bulunmadığını beyan ettiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile ICC Uluslaraarası Tahkim Mahkemesi tarafından verilen 16864/GZ sayılı, 27/10/2011 tarihli yabancı hakem kararı ve ekinin tanınması ve tenfizine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

        Yukarıda belirtilen gerekçelerle; Tüm dosya kapsamına göre, tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararının appostille şerhli kesinleşmiş asıl ile noter onaylı tercümesinin sunulduğu, tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararının kamu düzenine aykırı bir yönünün bulunmadığı, münhasıran Türk mahkemelerinin yetkisine giren bir konu olmadığı, adil yargılanma hakkının ihlal edilmediği, yabancı mahkeme ilamının davalı yana usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve usulüne uygun olarak kesinleştiği, MÖHUK 54/1 maddesine aykırılık bulunmadığı, Rusya ile Türkiye arasında tenfize ilişkin fiili uygulamanın bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile; ... Bölge Arbitraj (Ticaret) Mahkemesi'nin ... tarih ve ... numaralı ve 12/12/2018 tarihinde kesinleşen kararının tenfizine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle, Davanın KABULÜ İLE, ......

          Boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme ilamının Türkiye'de tanınmasına karar verilmesinden önce, Türkiye'de boşanan ve boşanma kararı kesinleşen kişinin; boşanmanın kesinleşmesinden sonra, ilamın kesinleşme tarihi bakımından; yabancı mahkeme ilamının Türkiye'de tanınmasını istemekte hukuksal yararı vardır. Bu nedenle, mahkemenin tanıma isteğinde, boşanmanın tanınması istemi konusuz olmakla birlikte; yabancı boşanma kararının kesinleşme tarihinin tanınmasıyla sınırlı olarak tanımaya karar verilmesi gerektiği; hükmün bu nedenle bozulması düşüncesindeyim....

            Yabancı mahkeme kararlarının Türk Hukukunda hüküm doğurması, yabancı mahkeme kararının niteliğine göre ya tanınması ya da tenfizi ile mümkün olur. MÖHUK'un 50. Maddesi gereğince; yabancı mahkeme kararlarının mahalli mahkeme kararları gibi hüküm doğurması için, mahalli mahkemelerce bir tanıma veya tenfiz karar verilmesi gerekmektedir. Eldeki davaya konu Rusya Mahkemesi kararında; taraflar arasında mahkeme dışı yapılan sulh sözleşmesinin taraflarca Rusya Mahkemesi'ni ibraz edildiği, Rusya Mahkemesi tarafından da bu sulh sözleşmesi esas alınarak hüküm kurulduğu, Rusya mahkemesi tarafından verilen kararda sulh sözleşmesi tahtında ve eser sözleşmesi kapsamında davacı yüklenici şirketin davalı şirketten olan alacağının belirlendiği, ilamın eda kararı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Yabancı mahkeme kararlarının tenfizi bakımından temel düzenleme olan 5718 sayılı MÖHUK'ta, bir yabancı mahkeme kararının tenfiz kararına konu olabilmesi için taşıması gereken nitelikler 50....

              Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tanıma ve Tenfiz Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, nafakaya ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulü ile yabancı mahkeme kararının tanınmasına ve tenfizine karar verilmiş ancak yabancı mahkeme ilamında yer almayan düzenlemelere yer verilerek yeniden hüküm kurulmuştur. Yabancı mahkemece verilen nafaka kararının tanıma ve tenfizi isteğine ilişkin davalarda, koşulların varlığı halinde kararın tanınmasına ve tenfizine karar verilmekle yetinilir. Açıklanan sebeple yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2)....

                Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/47 esas 2021/95 karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş, ancak dairemizin 11.06.2021 tarihli 2021/750 esas 2021/791 karar sayılı kararı ile " bir yabancı mahkeme kararının Türk Hukukunun temel değerlerine, Türk genel ahlak ve adap anlayışına, temel adalet anlayışına, Anayasada yer alan temel hak ve özgürlüklere, milletlerarası alanda geçerli olan prensiplere özel hukuka ilişkin hüsnüniyet kurallarına, Türk Devletinin siyasi rejimine, toplumun ekonomik yapısının temelinden sarsacak olan değerlendirmeye, temel insan haklarına, adalet anlayışına aykırılıklar, kamu düzenine aykırılık olarak kabul edileceğinden, yabancı mahkeme ilamının hüküm fıkrasının uygulanmasıyla, açıklanan sonuçları doğuracak yabancı mahkeme kararlarının tenfizi olanaklı değil ise de tenfizi istenen yabancı ilamın Türk Kamu düzenine açıkça aykırı olmadığı açıktır....

                Dava, yabancı mahkeme ilamının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde, yabancı mahkeme kararının kesinleşme şerhi bulunan tercümesi ile yabancı mahkemedeki dava dilekçesi ve kararın davalılara adli yardımlaşma yoluyla tebliğine dair belgelerin verilen 30 günlük kesin süre içerisinde sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, ister kanun, isterse hakim tarafından tayin edilmiş olsun kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak yoktur. Böylece kesin sürenin kaçırılması; o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, bazen davanın kaybedilmesine dahi neden olmaktadır. Bu itibarla, geciken adaletin de bir adaletsizlik olduğu düşüncesinden hareketle, davaların yok yere uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır....

                  Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 31/03/2011 tarih ve 2009/676-2011/175 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili; Alman Köln Eyalet Mahkemesi tarafından verilen 25/09/2007 tarih ve 22 O 629/06 sayılı kararının kesinleştiğini ve tenfiz şartlarının oluştuğunu ileri sürerek, bu kararın tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; yabancı mahkeme tarafından müvekkilinin savunma hakkının ihlal edildiğini, bu nedenle kararın tenfiz edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu