tanınması ve tenfizi talep edilirken, netice-i talep kısmında 08.09.2017 tarihli hakem kararının tanınması ve tenfizinin istendiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir....
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacının yabancı mahkemenin kesinleşme şerhli karar aslı ile tercümesini sunduğu, ancak yabancı mahkeme kararının davalılara tebliğine ilişkin belgeleri sunması için davacıya süre verildiği, son olarak bu belgeleri sunması için 30 günlük kesin süre verildiği, verilen kesin süre içinde ilgili belgelerin dosyaya sunulmadığı, kararın kesinleşmesi için adli yardımlaşma yolu ile tebliğinin şart olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme ilamının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde, yabancı mahkeme kararın davalılara adli yardımlaşma yoluyla tebliğine dair belgelerin verilen 30 günlük kesin süre içerisinde sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak alınmış ve kesinleşmiş ilamlar hakkında, yetkili mahkemenin tenfiz kararı verebilmesi için 5718 sayılı MÖHUK.’nun 54/c maddesi uyarınca, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması gereklidir. Kanunda kamu düzeni kavramının zamana ve yere göre değişebilen niteliği gereği bir tanımlama yapılmaktan kaçınılmış ve konunun hakimin takdirine bırakılması tercih edilmiş, ancak kamu düzenine aykırılığın “açıkça” olmasının aranmasıyla bu konuda takdir hakkı bulunan hakime bir sınırlama getirilmek istenmiştir. Bu düzenleme, Türk tenfiz hukukunda, kamu düzeni kavramının izin verdiği ölçüde, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi lehine bir eğilimin bulunduğunu göstermektedir. Doktrinde de bu konuda hakime yardımcı olması bakımından bazı kriterler verilmiştir. Buna göre örneğin Türk tenfiz hakimi “kural olarak” yabancı mahkeme kararının doğruluğunu inceleyemez (revision au fond yasağı)....
Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak alınmış ve kesinleşmiş ilamlar hakkında, yetkili mahkemenin tenfiz kararı verebilmesi için 5718 sayılı MÖHUK'nun 54/c maddesi uyarınca, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması gereklidir. Kanunda kamu düzeni kavramının zamana ve yere göre değişebilen niteliği gereği bir tanımlama yapılmaktan kaçınılmış ve konunun hakimin takdirine bırakılması tercih edilmiş, ancak kamu düzenine aykırılığın "açıkça" olmasının aranmasıyla bu konuda takdir hakkı bulunan hakime bir sınırlama getirilmek istenmiştir. Bu düzenleme, Türk tenfiz hukukunda, kamu düzeni kavramının izin verdiği ölçüde, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi lehine bir eğilim bulunduğunu göstermektedir. Doktrinde de bu konuda hakime yardımcı olması bakımından bazı kriterler verilmiştir. Buna göre örneğin Türk tenfiz hakimi "kural olarak" yabancı mahkeme kararının doğruluğunu inceleyemez (revizion au fond yasağı)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Beyşehir Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :11.02.2014 NUMARASI :Esas no:2009/298 Karar no:2014/88 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı (koca) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı tarafından, tarafların boşanmalarına dair yabancı mahkemece verilen kararın tanınması ve tenfizi için 18.12.2013 tarihinde dava açıldığı, Beyşehir Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesince boşanma, velayet ve nafaka yükümlülüğüne ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınmasına ve tenfizine karar verildiği, bu kararın henüz kesinleşmemiş olduğu görülmektedir....
Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Kanunu'nda kabul edilen sisteme göre, tenfiz hâkimince, yabancı mahkeme kararı esastan incelenemez ve hukuka uygunluğu denetlenemez. Şu durumda tenfiz hâkiminin, tenfiz şartları dışında, ilamın içeriği üzerinde incelemede bulunma hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Tanınması ve tenfizi istenen kararın kesinleşme şerhini gösterir ... şerhli aslı ve onanmış örneğinin bulunup bulunmadığı mahkemece değerlendirilip karar verilmesi gerekir.Somut olaya bakıldığında; davacı tarafından tanınması ve tenfizi istenen kararların esas numaraları aynı olmakla birlikte tarihlerinin ve içeriklerinin farklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda her bir kararın ayrı ayrı aslı ve onaylanmış tercümesi ile kesinleşmesinin ve ... şerhinin olup olmadığı dosya kapsamından tespit edilememektedir....
'da boşandıklarını, ikinci kez boşanma kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile hükmü temyiz etmiş, Dairemizin 16.06.2015 tarih ve 2015/9094 esas, 2015/12733 karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir. Davacı-karşı davalı erkek, boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfızi için dava açtıklarını belirterek karar düzeltme talebinde bulunmuş, daha sonra Dairemize gönderdiği dilekçe ile boşanmalarına dair yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizine ilişkin ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2015/113 esas ve 2015/115 karar sayılı kararını eklemiştir. Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınmasıyla yabancı ilamın kesin hüküm etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihinden itibaren hasıl olur ve taraflar bu tarihten itibaren boşanmış sayılır (5718 s. MÖHUK m. 59)....
Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup davalı tarafça tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararının kendilerine Lahey Sözleşmesi hükümlerine uygun olarak Adalet Bakanlığı aracılığıyla tebliğinden sonra hükmü veren yabancı mahkemeye yaptıkları itirazın, anılan mahkeme tarafından kararın kendilerine posta yoluyla daha önceden tebliğ edildiği ve bu tebliğden sonra davacının talebi üzerine diplomatik yoldan yapılan tebliğin davalıya yeni bir hak bahşetmeyeceği gerekçesiyle reddedildiği savunulmuş ve buna ilişkin yabancı mahkeme karar fotokopileri dosyaya ibraz edilmiştir....
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. ...-Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup davalı tarafça tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararının kendilerine Lahey Sözleşmesi hükümlerine uygun olarak ... aracılığıyla tebliğinden sonra hükmü veren yabancı mahkemeye yaptıkları itirazın, anılan mahkeme tarafından kararın kendilerine posta yoluyla daha önceden tebliğ edildiği ve bu tebliğden sonra davacının talebi üzerine diplomatik yoldan yapılan tebliğin davalıya yeni bir hak bahşetmeyeceği gerekçesiyle reddedildiği savunulmuş ve buna ilişkin yabancı mahkeme karar fotokopileri dosyaya ibraz edilmiştir....
Buna göre davacı vekili tarafından tanınması ve tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararı bulunmamaktadır. Davacıyı yabancı mahkemece verilen vesayet kararının tanınması ve tenfizi davası açmaya zorlama Yasanın amacına aykırıdır. TMK'nun 411. maddesinde ''Vesayet işlerinde yetki küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir.'' hükmü ile kamu düzeni ve kesin yetki ilkeleri benimsenmiş ise , burada amaç, kendisini ve malvarlığını, yönetmekten ve korumaktan yoksun olanlarla (Türk Medeni Kanunu'nun 404, 405.maddeleri), kendisini ve malvarlığını, yönetmek ve korumaktan yoksun bırakılanların (Türk Medeni Kanunu'nun 406, 407, 408.maddeleri) korunmasıdır....