WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit hukukuna ilişkin davada Ankara 8. Asliye Ticaret ile 25. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, konut alımı nedeniyle düzenlenen kambiyo senetlerine dayalı menfi tesbit isteminden kaynaklanmaktadır. Dosya, her ne kadar yargı yeri belirlenmesi için gönderilmişse de dosya kapsamından, görevsizlik kararının tebliğe çıkartılıp kesinleşme şerhi verilmeden gönderildiği anlaşılmaktadır. H.Y.U.Y.'nın 25/II. maddesinde "iki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar temyiz edilmeksizin kesinleştiği taktirde görevli veya yetkili mahkeme Yargıtayca belirlenir." hükmü yer almaktadır....

    Asliye Hukuk Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kiraya verilen yerin hukuki ayıplı olması nedeniyle kira sözleşmesinin iptali, bu kira ilişkisi nedeniyle davalıya ödenmiş olan kira bedellerinin istirdadı, taşınmaza yapılan faydalı masrafların tahsili, 5.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir....

      Bu nedenlerle mahkemece yapılacak iş; Davacı iş sahibinin sözleşmeden dönme (ödediği bedelin iadesi) talebi ya da değişim veya bedel indirimi istemi bulunmadığından 4077 sayılı Yasa'nın .... maddesi ve TBK'nın 227. maddesi uyarınca villanın projeye uygun hale getirilip getirilmeyeceğinin ve bunun dava tarihi itibariyle maliyetini belirlemek ayrıca değişiklik yapıldığı ve projeye uygun hale getirildiğinde villanın değer kaybının ne olduğunu belirlemek, yapılan masraflarla ilgili olarak da değerlendirme yapmak ve HMK'nın 266 ve devamı maddeleri uyarınca oluşturulacak bilirkişi raporuna itirazlar bulunursa itirazları karşılayacak ek rapor almak ve sonucuna uygun karar vermekten ibaret olmalı, cezai şarta ilişkin istemin ise cezanın niteliği itibariyle dönme cezası olduğundan reddine karar verilmelidir. Eksik incelemeyle karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda .... bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalı .....'...

        Aynı maddenin son bendine göre de sözleşmeden dönme halinde taraflar verdiklerini geri isteyebilir ve kusur halinde menfi zararlarını da talep edebilirler....

          Somut olayda davacı, davalı kooperatifin ortağı olmadığından, taraflar arasındaki ihtilafa 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun uygulanması ve bu nedenle de davanın ticari dava sayılması mümkün değildir. Kooperatifle diğer davalı şirket arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan şahsi hakkın yüklenici tarafından davacıya temlik edilmesi de, bu sonucu değiştirmez. 4822 sayılı Kanununla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 3.maddesi (c) bendi ile konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar da Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun kapsamına alınmıştır....

            ve yolsuz hale gelmesi nedeniyle kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Davalı, menfi tespit davası kesinleştikten sonra asıl borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlattıklarını, taşınmazın satışının gerçekleşmesine rağmen bakiye alacaklarının kalması üzerine kefil hakkında yeniden takibe giriştiklerini, ilk takipte kesilen paranın usulüne uygun başlatılan ikinci takip yönünden takas ve mahsubunu sağladıklarını, istirdat talebinin bu nedenle yersiz olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir....

                - K A R A R - Davacı yüklenici vekili, asıl davada, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yaptığı inşaatın bedelinin tahsilini; birleşen davada, davacı arsa sahibi vekili, sözleşmenin feshedildiğini ileri sürerek, sözleşmede kararlaştırılan kira, cezai şart ve menfi zararının tahsilini;asli müdahiller vekilleri, yükleniciden satın aldıkları taşınmaza masraflar yaptıklarını ileri sürerek, bağımsız bölümlerin rayiç değerlerinin tahsilini talep ve dava etmişlerdir. Mahkemece, en son alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından; asıl davanın ve asli müdahillerin davalarının kısmen kabulüne; birleşen davada ise, sözleşme feshedildiğinden, müspet zarar niteliğindeki kira ve cezai şartın istenemeyeceği,menfi zararın da kanıtlanamadığı gerekçesiyle,birleşen davanın reddine karar verilmiştir....

                  Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporlarına göre davacı şirketin 05/03/2012 tarihi itibariyle ve dava tarihi itibariyle 110.915,08 TL cari hesap alacağının bulunduğu, davalı tarafın çekler karşılığında davacıya mal teslim ettiğine dair hiçbir belge sunamadığından, satın alınacak mallar karşılığında verilen her biri 50.000,00 TL lik toplam bedeli 300.000,00 TL eden çeklerin de karşılıksız kaldığı, tarafların ticari defter ve kayıtları ile banka kayıtları birlikte incelendiğinde dava tarihi itibariyle davacının davalıya verdiği toplam bedeli 300.000,00 TL eden altı adet çek nedeniyle herhangi bir borcunun bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davacının 110.915,00-TL için menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olmadığından bu miktara yönelik davanın usulden reddine ,diğer talep yönünden davanın kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava avans olarak verildiği iddia edilen çekler nedeniyle menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir....

                    Mahkemece, taraflar arasında 11.06.2014 tarihli devremülk satış vaadi sözleşmesi tanzim edildiği, 6502 sayılı yasanın 50/9. maddesi uyarınca devre tatile konu taşınmazın ön ödemeli satılması durumunda devir veya teslim tarihine kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı mevcut olduğu, davalı vekilinin 13/05/2015 tarihli beyan dilekçesinde de belirttiği üzere sözleşmeye konu devre mülkün davacı tüketiciye devir ve teslim edilmediği, bu nedenle sözleşmeden dönme ve ödediği toplam 9.900,00 TL'yi talep etme hakkı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki taraflar arasında imzalanan devremülk satış sözleşmesinin “SÖZLEŞME KONUSU” başlıklı 2. maddesinde 'İş bu sözleşmenin konusu; ......

                      UYAP Entegrasyonu