Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 07/07/2021 NUMARASI : 2020/59 ESAS-2021/363 KARAR DAVA KONUSU : vlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK.nun 166/1. mad.) nedenlerine dayalı boşanma KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; eşi ile 1999 yılında evlendiklerini, müşterek biri reşit iki çocuklarının bulunduğunu, evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini, aralarında şiddetli geçimsizlik bulunduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını açıklayarak davalı karşı davacı ile boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 30/10/2020 NUMARASI : 2020/323 ESAS, 2020/508 KARAR DAVA KONUSU : vlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK.nun 166/1. mad.) neden KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK.nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Karşı davacı T1 vekili karşı dava dilekçesinde özetle; karşı davalının dava dilekçesindeki gerçek dışı ve soyut iddialarını kabul etmediklerini, boşanma davasında davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğunu, tarafların 2000 tarihinde evlendiklerini, müşterek evlerinin olmadığını, tarafların 2005 yılına kadar davacının ailesi ile birlikte yaşadıklarını, tarafların 5 yıl sonra müşterek evlerinin olduğunu, müvekkilinin bu süreçte görev ve sorumluluklarını yerine getirdiğini, davacı eşin ailesine yardımcı...

DAVALI-DAVACI DAVA TÜRÜ :Boşanma-Velayet Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusura ilişkin gerekçesi ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davacı hem “evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK.md.166/1-2) hem de “terk (TMK.md.164)” hukuksal nedenlerine dayalı olarak boşanma davası açmıştır. Terk ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenlerine birlikte dayanılamaz. Zira terk ihtarı çıkan eş ihtarla eşinin önceki kusurlu davranışlarını affetmiş sayılması gerekeceğinden, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayanmak imkanını yitirir. Diğer yandan da, terk ihtarının da iyiniyete (TMK.md.2) dayanmadığı ortaya çıkmış olur. İyiniyete dayanmadığı bir başka anlatımla samimi olmadığı anlaşılan terk ihtarı da sonuç doğurmaz....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1202 KARAR NO : 2023/663 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ÇİNE ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 21/02/2020 NUMARASI : 2019/436 ESAS - 2020/118 KARAR DAVA KONUSU : vlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; Çine Asliye Hukuk (Aile) mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen davanın kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla; Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353. maddesi gereğince; duruşma yapılmadan incelenmesine karar verilerek, HMK'nun 355. maddesi gereğince de; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak dosya incelendi, gereği düşünüldü; İDDİA : Davacı vekili 31.10.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; tarafların 27/09/2019 tarihinden evlendiklerini, bu evliliklerinden müşterek çocuklarının olmadığını, tarafların...

    Aile Mahkemesi'nin 28/10/2021 tarih, 2021/284 Esas, 2021/657 Karar sayılı kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmaması nedeniyle HMK.nun 353/1- b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacının evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı (TMK 166/1. mad.) boşanma talebi yönündeki istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1- b-2 maddesi gereği KABULÜ ile; Kayseri 7....

    Dairemizin içtihatlarına göre, bir boşanma davasında eşlerin ileri sürdüğü “birlik görevlerini yerine getirmeme”, eş veya çocukla yeterince ilgilenmeme”, “birlikte yaşamaktan kaçınma”, “haklı neden olmadığı halde yatakları ayırma” gibi evlilik birliğinin gerektirdiği yükümlülüklerin ihlali niteliğindeki olguların kanıtlanması durumunda, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilip boşanmaya karar verilirken, çok uzun süre ayrı yaşayan ve bu nedenle evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin hiçbirini yerine getirmeyen eşlerin, evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığını kabul etmek ve boşanma davalarının reddine karar vermek, Türk Medeni Kanununun benimsediği boşanma hukuku ilkelerine uygun olamaz. Yıllarca ayrı yaşayan eşleri, yasa zoruyla bir araya getirmek de mümkün değildir....

      Uygulamada, hakaret içeren basit bir kaç sözün evlilik birliğini temelinden sarstığı (TMK m. 166/1-2) kabul edilip eşlerin boşanmalarına karar verilirken, ortalama insan ömrüne göre çok uzun süre fiilen ayrı yaşayan eşlerin evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığını kabul etmek ve boşanma davalarının reddine karar vermek, yasanın amacına uygun olamaz. Yıllarca ayrı yaşayan eşleri, yasa zoruyla bir araya getirmek de mümkün değildir. Kuşkusuz, evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle (TMK m. 166/1-2) açılan boşanma davalarında eşlerin kusurlu olup olmadıklarını belirlemek zorunludur. Fiilî ayrılıklarda, ayrılığa kimin neden olduğunun, birlikte yaşamaktan kimin kaçındığının, kimin birlik görevlerini yerine getirmediğinin veya eşlerin evlilik birliğini sarsacak başka bir davranışının kanıtlanması durumlarında, kusur belirlemesi açısından sorunun çözümü kolaydır....

        Dairemizin içtihatlarına göre, bir boşanma davasında eşlerin ileri sürdüğü “birlik görevlerini yerine getirmeme”, eş veya çocukla yeterince ilgilenmeme”, “birlikte yaşamaktan kaçınma”, “haklı neden olmadığı halde yatakları ayırma” gibi evlilik birliğinin gerektirdiği yükümlülüklerin ihlali niteliğindeki olguların kanıtlanması durumunda, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilip boşanmaya karar verilirken, çok uzun süre ayrı yaşayan ve bu nedenle evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin hiçbirini yerine getirmeyen eşlerin, evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığını kabul etmek ve boşanma davalarının reddine karar vermek, Türk Medeni Kanununun benimsediği boşanma hukuku ilkelerine uygun olamaz. Yıllarca ayrı yaşayan eşleri, yasa zoruyla bir araya getirmek de mümkün değildir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava TMK'nın 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma karşı dava ise terk ve evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma ve boşanmanın eki niteliğindeki istemlere ilişkindir. Tüm dosya kapsamı ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalı davacının ilk derece mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, erkeğin kadına ortak konuta dönmesi için ihtar gönderdiği anlaşılmıştır. Davalı-davacı erkek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK.md.166/1- 2) ve terk nedenine dayalı (TMK.md.164) boşanma davasını birlikte açmıştır. Davalı-davacı erkek, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ileri sürdüğünden, eşine gönderdiği ihtarda samimi olmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK.md.166/1- 2) nedenine dayalı boşanma talebinde de, eşine ihtar gönderdiğine göre, onun kusurlu davranışlarını affettiği anlaşılmaktadır. Yargıtay 2....

          Bu husus gözetilmeden evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK.m.166/1) koşullarının oluşmadığından söz edilerek davanın reddine karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır”(Y2HD, 01.02.2006, 16362-704, Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2, s. 109) Boşanma davası onur kırıcı davranış sebebine (TMK.m.162) dayalı olarak açıldığında delillerin bu yönde değerlendirilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK.m.166/1) koşullarının oluşmadığından söz edilerek davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK.m.166/1) koşullarının oluştuğundan söz edilerek davanın kabulüne karar verilmiş bulunması da doğru sayılamaz....

            UYAP Entegrasyonu