AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 08/03/2022 NUMARASI : 2021/391 ESAS, 2022/132 KARAR DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nın 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Niğde 1....
Anılan Yasa hükmünde; ''İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılacağı '' düzenlemesi mevcut olup, icra mahkemesi anılan şartların tahakkuku halinde icrayı geri bırakabilir. Şikayetçi borçlu takip dayanağı ilamın velayet hükümlerinin değiştirilmesi yönünde Aile Mahkemesi'nde dava açtığını bildirilmiş ise de; açılmış bu davada takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilmediği sürece takibe devam olunur. Bu durumda, Mahkemenin aksi düşünce ve yazılı gerekçeyle ilamın icrasının geçici olarak durdurulmasına karar vermesi doğru değildir....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin E.2012/21 l-K.2013/117 sayılı dosyasında 23.07.2012 tarihli ara kararla ortak çocuğun velayetin tedbiren davalı anneye verildiği, mahkemenin 26/02/2013 tarihli kararı ile de tarafların boşanmaları ile ortak çocuğun velayetinin anneye bırakıldığı, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek 22.04.2013 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 02.09.2014 tarihinde açıldığı, davalı annenin mahkeme kararları gereğince ortak çocuğun kendisine tesliminin sağlanması amacıyla .... İcra Müdürlüğü'nün E.2012/2923 ve E.2014/838 sayılı dosyalan ile başlattığı i icra takiplerinden, babanın velayeti vermek istemediğini bildirmesi ve fiilen çocuğun teslimini engellemesi sebepleriyle sonuç alamadığı, ortak çocuğun tarafların fiilen ayrıldıkları 2011 yılı Ekim ayından itibaren baba ile birlikte yaşadığı anlaşılmaktadır....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların boşandıklarını, ortak çocuk ...nin velayetinin davalı tarafa verildiğini, davalının velayet hakkını kötüye kullandığını bildirerek, terditli açılan davalarının kabulüne, ortak çocuğunun velayetinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, velayet hususunda mahkeme aksi kanaate ise ortak çocuk ile davacı arasındaki kişisel ilişki günlerinin her ayın ikinci ve dördüncü Cumartesi günleri saat 09.00'dan Pazar günü 19.00'a, dini bayramların 2. günü saat 09.00'dan 3. günü 19.00'a; her yıl yarı yıl tatillerinin ilk Pazartesi günü saat 09.00'dan yedinci günü saat 19.00'a ve her yıl Ağustos ayının ilk günü saat 09.00'dan 31. günü saat 19.00'a kadar, her yıl babalar gününde (Haziran ayının 3. pazar günü) saat: 12.00'dan 18.00'a kadar olacak şekilde düzenlenmesine, velayeti davalı tarafa verilen ortak çocuğun eğitim ve sağlığı konusunda bulunduğu okul ya da sağlık kuruluşu binasında idarenin belirleyeceği makul yer ve makul süre içerisinde kişisel...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Geçici Olarak Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı anne tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tarafların evliliği devam etmekte olup 03.08.2014 tarihinden bu yana fiilen ayrıdırlar. Davacı baba 11.09.2015 tarihinde açtığı davayla velayetin kendisine verilmesini, aksi halde kişisel ilişki kurulmasını talep etmiş olup mahkemece ortak çocuğun velayetinin babaya verilmesine karar verilmiştir. Fiili ayrılık döneminde davalı annenin çocuğa karşı velayet hakkını kötüye kullandığı veya çocuğu ihmal ettiği kanıtlanamamıştır. Ortak çocuk yaşı itibariyle anne bakım ve şefkatine muhtaçtır. Ayrıca mahkemece alınan uzman raporunda davacı baba, işe gittiğinde müşterek çocuğa babaannesinin bakacağını belirtmiştir....
Davacı anne tarafından, davalı babanın velayet görevini ihmal ettiği veya velayetin değiştirilmesi şartlarının (TMK. md 183 - 349) oluştuğu kanıtlanamamıştır. Bu durumda talebin reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 21.04.2015 (Salı)...
(Muhalif) KARŞI OY YAZISI İştirak nafakası (TMK.md.182) talep edebilmek için, velayet hakkına sahip olmak gerekir. Velayet hakkına sahip olmayan eş iştirak nafakası talep edemez. Mahkemece verilen velayetin değiştirilmesi kararı ancak kararın kesinleşmesiyle geçerlilik kazanacağından, iştirak nafakasının işlemeye başlayacağı tarih velayete ilişkin kararın kesinleşme tarihi olmalıdır. Mahkeme iştirak nafakasının başlangıcını dava tarihi olarak belirlediğine göre; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi uyarınca, hükümdeki nafakanın başlangıcı ile ilgili bölümün çıkarılarak yerine "velayetin değiştirilmesine ilişkin kararın kesinleşme tarihinden geçerli olarak" sözcüklerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilerek onanması gerektiğini düşünüyorum....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Velayetin düzenlenmesine ilişkin olarak açılan davada ...2. Sulh Hukuk ve ...3. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, velayetin kaldırılması ve vasi atanması istemine ilişkindir. ...2. Sulh Hukuk Mahkemesince, küçüğün annesinin sağ olduğu ve velayet hakkının düzenlenmesi gerektiği velayet hakkının düzenlenmesi davasına bakma görevinin de aile mahkemesinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ...3. Aile Mahkemesi ise velayetin kaldırılmasına yönelik bir davanın ve daha önce bu yönde verilmiş bir kararın bulunmadığı anlaşıldığından, davanın vasi atanmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....
Velayet sahibinin; sağlayacağı eğitim ile çocuğu istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlâk sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğurabileceği onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır....
TMK'nın 348. maddesine göre; "Çocuğun korunmasına ilişkin diğer önlemlerden sonuç alınmaz ya da bu önlemlerin yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa, aşağıdaki hallerde velayetin kaldırılmasına karar verilir. Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biri ile velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi, Ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır bir biçimde savsaklaması, Velayet ana ve babanın her ikisinden kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanır. Kararda aksi belirtilmedikçe, velayetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar". TMK'nın 349.maddesine göre; "Velayete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velayetin kaldırılmasını gerektirmez. Ancak, çocuğun menfaati gerektirdiğinde velayet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşullara göre velayet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir"....