Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi ve Kişisel İlişkinin Kaldırılması- :Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı baba tarafından kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oybirliğiyle...

    anneden alınarak babaya verilmesini talep etmiş, cevaba cevap dilekçesi ile de çocukla kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık; velayetin değiştirilmesi ve kişisel ilişki tesisi talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 17.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Uyuşmazlık ve hüküm, velayetin değiştirilmesi, kişisel ilişki tesisi ve nafaka talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 07.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. Anne ya da babanın çocukların diğer ebeveynle kişisel ilişki hakkını sürekli olarak engellemesi halinde Türk Medeni Kanunu’nun 324. maddesinde yer alan yükümlülüğe aykırı davrandığı kabul edilmelidir. Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; annenin, çocuğun babası ile görüşmesine izin vermediği, anne ve çocuğun evde bulunmaması ya da annenin “Ben çocuk vermiyorum gitsin nerden bulursa bulsun” demesi üzerine 24.01.2015, 01.07.2015, 25.09.2015 ve 01.07.2016 tarihlerinde icra yoluyla dahi kişisel ilişkinin kurulamadığı, baba ile kişisel ilişki kurmasını engellediği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte baba yönünden inceleme yapılmadan sadece anne ile görüşülerek velayet düzenlenmesine esas olmak üzere alınan uzman raporu hüküm kurulması için de elverişli değildir....

          Velayet ve kişisel ilişki düzenlemesine ilişkin karardan önce psikolog, pedagog ve ya sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlar tarafından her iki tarafın yaşadığı ortamda ayrı ayrı inceleme yapılması, taraflarla ve çocukla görüşmek suretiyle velayet ve şahsi ilişki düzenlenip düzenlenmeyeceği, şahsi ilişkinin süresi konusunda ayrıntılı rapor alınması gerekli iken bu hususta rapor alınmadan karar verildiği görülmüştür. İstinaf incelemesinin yapılabilmesi için tarafların tüm talepleri hakkında delillerin değerlendirildiğini gösterir biçimde usulüne uygun toplanmış delillerin dosyada bulunması zorunludur. Kabule göre de; hafta sonları için düzenlenen kişisel ilişkinin neden yatısız olarak düzenlendiği de açıklanmaksızın yatısız kişisel ilişki düzenlenmesi doğru bulunmamıştır....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Müşterek çocuk Kaşif Baran'ın velayetinin anneden alınarak babaya verilmesine, çocuk için bağlanan iştirak nafakasının dava tarihi itibari ile kendiliğinden kalktığının tespitine, anne ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, müşterek çocuk Nazlı Can'ın velayetine yönelik davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Velayetin kaldırılmasını gerektirir herhangi bir neden olmadığını, zira boşanma kararından sonra çocuğun kişisel ilişki tesisine göre görüşmeye gittiği ilk günden itibaren gelmediğini, annesi ile kalmadığını, müvekkilinin de çocuğun psikolojisini düşünerek icra yoluna başvurmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmiştir....

          Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde, asıl davanın kabulünün yanlış olduğunu reddedilmesi gerektiğini, karşı davanın reddinin de yanlış olduğunu kabul edilmesi gerektiğini, 14 ve 16 yaşında olan çocukların yeniden dinlenmesine ilişkin taleplerinin mahkemece kabul edilmediğini bu nedenle duruşma açılarak istinaf aşamasında beyanlarının alınmasını istediklerini, velayetin değiştirilmesini gerektirir haklı neden bulunmadığını, buna rağmen davanın kabul edildiğini, taraflar boşanırken çocukların yaşı küçük olduğu halde annenin velayeti istemediğini, küçüklüklerinden beri velayetin babada olduğunu, velayetin değiştirilmesine gerek olmadığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile anne ile çocuklar arasında yatılı olmaksızın kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı taraf istinafa cevap vermemiştir....

          Her ne kadar davacı baba, annenin kişisel ilişki konusunda sıkıntı yarattığını, icra marifetiyle 4 kez çocuğu almaya gittiğini, 3 seferinde çocuğun hazır bulundurulmadığını, bu şekilde kişisel ilişkinin engellendiğini ifade etmiş ve mahkemenin de kabulünde olduğu üzere mevcut koşullar altında kişisel ilişki sağlanmasında annenin ihmalkar davrandığı görülmekte ise de; boşanma kararının 25.06.2019 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 15.02.2021 tarihide açıldığı, davacının 20.08.2019 tarihinde icra takibi başlattığı, kişisel ilişkinin sağlanamadığı 23.01.2021 tarihinde annenin çocuğu faranjit nedeni ile hastaneye götürdüğü, daha sonra tanık beyanına göre kendisi bizzat babaya teslim etmek istediğinde babanın cenaze sebebi ile çocuğu teslim alamadığı anlaşılmaktadır....

          Böyle olunca süresinde olmayan davacının velayetin değiştirilmesi davasının reddine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacının kişisel ilişkinin süresine ilişkin temyiz dilekçesinin incelenmesinde; İlk derece mahkemesince verilen kişisel ilişkiye ilişkin hüküm, davacı tarafından istinaf edilmediğinden kesinleşmekle, davacının kişisel ilişkiye yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 3- Davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına, karar vermek gerekmitir....

            UYAP Entegrasyonu