Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocuğun İkamet Adresinin Belirlenmesi-Ortak Velayetin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı tarafından, asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı- karşı davalının birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davacı- karşı davalı annenin birleşen davası, ortak velayetin kaldırılarak velayetin anneye verilmesi, buna bağlı olarak baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki kurulması ve çocuklar için nafaka isteğine ilişkin olup, dava çekişmesiz yargı işidir (HMK m.362/2-b-13). Bölge Adliye Mahkemesince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz (HMK m.362/1-ç)....

    Aile Mahkemesinin 2020/313 Esas sırasında kayıtlı küçüklere vasi olarak atanması talepli ve aynı zamanda kişisel ilişki kurulması talepli olarak dava açıldığını, dava neticesinde müvekkili ile küçükler arasında kişisel ilişkinin kurulmasına karar verildiğini, kişisel ilişki kurulması nedeniyle küçüklerden Ahmet Ergün'ün Ağustos ayından bu yana müvekkili ile birlikte yaşadığını, annesinin yanına dönmek istemediğini, velayetin annede olması nedeniyle çocuğun okul kaydının yapılamadığını, bu nedenle öncelikle geçici velayetin verilmesine, çocuğun üstün yararı gözetilerek velayetin müvekkiline verilmesi gerektiğini belirterek, davalının üzerinde bulunan velayet hakkının kaldırılmasına ve müvekkilinin Ahmet Ergün'e vasi olarak atanmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    Cumartesi günleri saat 10:00'dan aynı gün saat 17:00'a kadar; Dini bayramların 2. günü saat 10:00'dan aynı gün saat 17:00'a kadar KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASINA, "karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı; kişisel ilişki süresi yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi ana ve baba için bir hak olduğu gibi, çocuk için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır....

    Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; yurt dışında yaşayan davacının, velayetin değiştirilmesi halinde Türkiye'de yaşayacağını iddia etmediğine göre, velayetin değiştirilmesi halinde müşterek çocuğu yurt dışına götüreceği, çocuğun doğumundan beri babası ile çok kısa süreli kişisel ilişki kurduğu ve onu yeterince tanımadığı, her ne kadar kişisel ilişkinin kurulması konusunda davalı annenin de ihmali bulunduğu kabul edilebilir ise de, davacı babanın da çocuğun küçüklüğünden beri düzenli olarak kişisel ilişkiyi tesis etmek için yeterince çaba sarf etmediği, ancak dava tarihinden önce kısa aralıklarla birden fazla kez icra takibi ile kişisel ilişki kurmaya çalıştığı, gelinen aşamada davacı hakkında cinsel istismar iddiası ile ilgili yürütülen soruşturmanın devam etmesi, çocuğun yaşı, doğumundan itibaren sadece annesi ile yaşayıp babayı yeterince tanımayışı, ilkokula başlaması, alıştığı ortamın anne yanında oluşması, çocuğun üstün menfaati, velayetin değiştirilmesi halinde anneden uzun...

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişki ve Velâyetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı tarafından asıl davanın reddi ve karşı davanın kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Asıl dava, davacı-davalı anne tarafından kişisel ilişkinin kaldırılması mümkün olmaması halinde yatısız kişisel ilişki kurulması talebi ile açılmış olup, davalı-davacı baba tarafından karşı dava ile kişisel ilişki sürelerinin arttırılması ve birleşen dava ile de velayetin değiştirilmesi talep edilmiştir....

      İDDİA, SAVUNMA VE KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının ceza evinde bulunan kısıtlı oğlu Erdinç ile davalı arasında devam eden boşanma davası bulunduğunu, Erdinç'in ceza evine girmesinden sonra davalının hayasız bir hayat sürdüğünü, birlikte yaşadığı kişiden gebe kaldığını, bu dönemde davacının torunu olan ortak çocukları Ömür Can'a davacı babaannenin sahip çıktığını ve tüm bakımını üstlendiğini, annenin velayet hakkını kötüye kullandığını, çocuğa karşı sorumluluklarını yerine getirmediğini ileri sürerek, henüz kesinleşmeyen boşanma kararı ile velayeti anneye verilen çocuğun velayetinin davacı babaanneye verilmesine, terditli olarak da babaanne ile çocuk arasında daha sık kişisel ilişki kurulmasına, karar verilmesini istemiştir. Dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilmediği, davalının 21/09/2022 tarihinde sunduğu dilekçeyle, kendisiyle çocuk arasında kişisel ilişki kurulması kaydıyla çocuğun velayetinin babaanneye verilmesini kabul ettiğini bildirmiştir....

      Davacı baba vekil, dava dilekçesinde, aşamalarda ve istinaf dilekçesinde, davacı babaya kişisel ilişki yönünden, yazın 3 ay yatılı, dini bayramların ilk üç günü, ve ara sömestr tatillerinde 1 hafta yatılı olmak üzere kişisel ilişkinin genişletilerek düzeltilmesini istemiştir. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişki Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı anne dava dilekçesiyle, velayeti babada olan ortak çocuğun velayetinin değiştirilmesini mahkeme aksi kanaatte olur ise, kişisel ilişkinin yeniden lehine olacak şekilde düzenlemesini talep etmiştir. Hal böyleyken, mahkemece sadece velayetin değiştirilmesi hususunda değerlendirme yapılarak, davacının ortak çocuk ile kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemesi bozmayı gerektirmiştir....

        TMK.182/2 maddesine göre " velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişki düzenlenmesinde çocuğun özellikle sağlık eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır." Aynı yasanın 328/1 maddesine göre de; " ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.Nafaka miktarı çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur." (TMK. Madde 330/1) TMK.'nun 323. maddesine göre; "Ana ve babadan her biri, velâyeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir." TMK.'nun 324. maddesine göre; "Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür....

        Somut olayda davacının dava dilekçesinde müşterek çocuğun velayetinin değiştirilmesini talep ettiği, 01.12.2015 havale tarihli ıslah dilekçesiyle velayet isteğinin reddedilmesi halinde çocukla davacı baba arasındaki kişisel ilişki günlerinin tarafların farklı yerlerde yaşamaya başlamaları sebebiyle yeniden düzenlenmesini belirtilerek işbu talep yönünden ıslah yoluna gittiği anlaşılmaktadır. Şu hale göre, davacının kişisel ilişki yönünden ıslah talebi usul ve yasaya uygundur. Ancak, 01.12.2015 tarihli davacı tarafın ıslah dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmeden ıslah talebinin yasal şartlarını taşımadığından reddine karar verilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu