Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, velayet, çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakası ve iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek vasisi tarafından açılan boşanma davasında, davacı erkeğin akıl hastalığı nedeniyle kısıtlı olduğu, davacı erkeğin ve ortak çocuğun sürekli kendilerinin yanında bulunduğu, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, tarafların ortak çocuğu .... velayetinin anneden kaldırılarak çocuğa vasi atanmasına karar verilmesi talep edilmiş, mahkemece tarafların boşanmalarına ve ortak çocuğun velayetinin ise anneye verilmesine karar verilmiştir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tedbir Nafakası-Tedbiren Velayet ve Boşanma Taraflar arasındaki Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayanan "nafaka ve velayetin tedbiren düzenlenmesine" ilişkin dava ile bağımsız olarak açılan "boşanma" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı (kadın) tarafından kocanın boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat istekleri yönünden; davalı-davacı (koca) tarafından ise velayet ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-davalı (kadın) tarafından “nafaka ve velayetin tedbiren düzenlenmesine” ilişkin bağımsız bir dava açıldığına göre, bu dava sebebiyle kadın yararına ayrıca vekalet ücreti tayininde bir yanlışlık bulunmamasına göre, davalı-davacı (koca)’nın bu...
Kural olarak; iştirak nafakası velayetin eylemli olarak kullanılmasına bağlı bir alacak olup, velayet hakkını eylemli olarak kullanmayan ana veya baba diğerinden iştirak nafakasını isteyemez. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer tarafdan iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine verilen tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamalarında dikkate alınması zorunludur. Mahkemece; nafaka takdir edilirken, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumuda gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....
Velayetin değiştirilmesi davası, velayet hakkının anne veya babaya verilmesinden sonra velayet kendisine verilen tarafın durumunun değişmesi ve sonradan ortaya çıkan çeşitli nedenlerden ötürü velayeti alan anne ya da babanın velayet hakkını gereği gibi kullanamaması ile çocuğun menfaatinin gerektirdiği durumlarda açılan bir davadır. Velayetin değiştirilmesi için bir olayın olması ve bu durumun velayet görevini aksatmış olması gerekir. Bu durum velayetin değiştirilmesini velayetin kaldırılmasından ayırır. Çünkü velayetin kaldırılmasında velayet görevinin ağır bir şekilde kötüye kullanılması veya aşırı bir şekilde ihmal edilmiş olması aranır. Velayetin değiştirilmesine ilişkin şartlar TMK’da açıkça düzenlenmiştir. TMK’nın “Durumun Değişmesi” başlıklı 183....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 23/12/2022 NUMARASI : 2022/891 2022/888 DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Düzenlenmesi) KARAR : Taraflar arasındaki Velayet (Velayetin Düzenlenmesi) davasında İskenderun 1. Sulh Hukuk Mahkemesi ile İskenderun 2. Aile Mahkemesi arasında oluşan görev uyuşmazlığının merci tayini yoluyla giderilmesi talep edilmekle dosya kapsamı incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; küçükler T3 ve T4 resmi dairelerdeki işlemleri yerine getirmek için T2 vasi olarak atanması talebi ile İskenderun Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine dava açtığı görülmüştür. İskenderun 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma - Velayetin Kaldırılması ve Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki "boşanma" davası ile davalı tarafından bağımsız olarak açılan "velayetin kaldırılması ve nafaka" davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı ... tarafından, boşanma davası ve fer'ileri ile tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Boşanma davası 28.02.2013 tarihinde açılmış, davacı- davalı yargılama sırasında Rize Sulh Hukuk Mahkemesinin 10.10.2013 tarihli 2013/736-971 sayılı kararı ile hükümlülük sebebi ile kısıtlanmış, kendisine ... vasi olarak atanmıştır. Vekalet verenin ehliyetini kaybetmesi vekilin vekalet görevini kendiliğinden sona erdirir (TBK m. 513). Bu bakımdan, daha önce davacı-davalının bizzat kendisi tarafından tayin edilen vekilin vekalet görevi kısıtlama kararı ile sona ermiştir....
Velayetin değiştirilmesi için velayet hakkına sahip tarafın bakım ve gözetim görevini yerine getirmemesi, ihmal etmesi gerekmektedir. Konu kamu düzenine ilişkin olup verilecek kararda tarafların analık babalık duygularından önce çocuğun menfaati, bedeni ve fikri gelişimi dikkate alınmalıdır. Yasal mevzuat ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre velinin velayet hakkını ihmal ettiği, bakım ve gözetim sorumluluğunu yerine getirmediği, çocuğa karşı yükümlülüklerinin savsaklandığı kanıtlanamamış ise davanın reddi gerekmektedir. Çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimi açısından yüksek menfaati değerlendirilerek karar verilmelidir. Dosyada davalı anne açısından velayetin değiştirilmesine yol açabilecek ispatlanmış bir husus mevcut değildir. Tüm bu gerekçelerle, davacının velayet hususundaki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. Davacı aynı zamanda istinaf dilekçesinde müşterek çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının yönünden de istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
(HMK.m.l) Velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri, ana ve babasının; ana ve babanın ortak yerleşim yeri yoksa, çocuğun kendisine bırakıldığı ana veya babanın yerleşim yeridir. Diğer hallerde çocuğun oturma yeri, onun yerleşim yeri sayılır. (TMK.m.21) Dava, velayet altında bulunan küçüğün velayetinin değiştirilmesi talebine ilişkindir. Velayet altına alınması dava edilen küçük halen velayet altındadır. Dolayısı ile küçüğün velayetinin değiştirilmesi için Aile Mahkemesince öncelikle velayetin kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir; ki, küçüğe yeni velayet veya vasi tayin edilmesinin gerekip gerekmediği velayetin kaldırılması davasının sonucuna bağlıdır. Somut olayda; davacı, yaş küçüklüğü nedeniyle anne şefkatine muhtaç olan müşterek çocuğu uzak yerlerde yaşamaları nedeniyle göremediği ve davalının çalışmadığı iddiasıyla müşterek çocuğun velayetinin eşinden alınarak kendisine verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır....
Velayetin değiştirilmesi asıl talep, iştirak nafakasının kaldırılması talebi de asıl talebin sonucuna bağlı feri bir taleptir. Davacının feri nitelikteki iştirak nafakasının kaldırılması talebi, ayrıca harç ödenmesini gerektirmemektedir. Hal böyle olunca, davacının velayetin değiştirilmesine karar verilen çocuk ... yönünden iştirak nafakasının kaldırılması talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, harcı ödenerek açılmış bir dava bulunmadığı gerekçesiyle, bu talebin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Dava, velayetin kaldırılması istemine ilişkindir. Dava, babaanne tarafından açılan torunları Burak can, Yiğit Eren, Kumsal Eylül'ün babalarının vefatı üzerine sadece annede bulunan velayetin kaldırılarak kendiisinin vasi olarak atanmaları için ihbarda bulunulması, talebini içeren davadır. Anne ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir (TMK m.348). Velayetin kaldırılması kararı ana veya baba için ağır sonuçlar doğuran bir karardır. Asıl olan ana/babası sağ olan velayete tabi çocuğun, velayet altında bırakılmasıdır....