Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, , müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi ,davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış, davalının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
olduğunu, ödemelerin tarafınca yapıldığını, bu sebeple nafakanın dahi yetersiz olduğunu belirterek asıl davanın reddini karşı davasında ise; çocuğun 15.900,00TL özel okul, 3.500TL yemek, 1.500TL kitap, kırtasiye ve ek kaynak ücretlerinin olduğunu, ayrıca iş saatlerinden dolayı çocuğu şahsi aracıyla okula götürdüğünü, çocuğun ihtiyaçlarının arttığını, hükmedilen nafakanın yetersiz olduğu halde asıl davacının nafakayı eksik ödeyerek tarafını mağdur ettiğini belirterek asıl davanın reddini, karşı davanın kabulü ile çocuk yararına hükmedilen nafakanın aylık 1.500TL'ye yükseltilmesini talep ve karşı dava etmiştir....
Diğer taraftan nafaka belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Nafaka takdir edilirken tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır. Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden; taraflar arasındaki iştirak nafakasının arttırımı davasında 16.01.2007 tarihli kararla müşterek çocuk lehine aylık 200 TL iştirak nafakasına ve nafakanın her yıl ... oranında artırılarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm verildiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, nafakanın her yıl ... oranında otomatik olarak artırılmasının, çocuğun ihtiyaçlarını karşılamada yeterli olup olmadığı ve dolayısıyla nafakanın yeniden belirlenmesinin gerekip gerekmediği hususundadır....
Diğer yandan; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında; çocuk için takdir edilen aylık 1000.00 TL iştirak nafakası miktarı hakkaniyete uygun olduğundan davalı vekilinin nafakanın miktarına ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak dosya kapsamına göre yargılama sırasında çocuğun Ortaca İmam Hatip Devlet Yurdu'nda kaldığı anlaşılmaktadır. Eldeki davada velayetin değiştirilmesi kararı nedeniyle iştirak nafakasına hükmedildiğinden dosya kapsamına göre iştirak nafakasının velayetin değiştirilmesi kararının kesinleşmesiyle hüküm ve sonuçlarını doğuracağı dikkate alınarak iştirak nafakasının başlangıç tarihinin velayet kararının kesinleşme tarihi olması gerekir iken mahkemece dava tarihinin esas alınması doğru bulunmamıştır....
TMK'nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamalarında dikkate alınması zorunludur. Ancak, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir....
ilgi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biri ile velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi velayetin değiştirilmesi nedenleridir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası hükmedilmesi talebine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince verilen karara karşı; davacı taraf; hükmedilen iştirak nafakası miktarı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Ancak nafaka takdir edilirken; velayet kendisine tevdi edilmeyen tarafın ekonomik imkanları yanında; çocuğun yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçları da dikkate alınmalı, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeği ve yüklendiği sorumluluklar da gözönünde bulundurulmalıdır. Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 18/01/2021 NUMARASI : 2019/759 ESAS 2021/35 KARAR DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi)|Nafaka (Nafakanın Artırımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; Türk Medeni Kanununun 182/2. maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamalarında dikkate alınması zorunludur. Ancak, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir....
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi, davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış, davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....