Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı baba tarafından eğitim hakkı kapsamında müşterek çocukların okula kayıt işlemleri ile resmi işlemlerini yapabilmek üzere izin ve yetki talep etmişse de; dosya kapsamında konuyla ilgili olarak herhangi bir delil bulunmadığı gibi geçici velayetin anneye verilmesinden bu güne kadar geçen süre içerisinde velayetin değiştirilmesi talebini haklı kılacak yeni vakıa ve olguların meydana geldiğinin, davacı annenin velayetten kaynaklanan görevlerini ihmal ettiğinin ve velayetin değiştirilmesi koşullarının oluştuğunun, okula kayıt işlemlerinin tarafların Van ilinde bulunmaları hasebiyle anne tarafından yapılmasının ne şekilde mümkün olmadığının dile getirilmediği gibi; sadece davalı vekilinin geçici velayet talep ettiği dilekçesine dayanarak velayetin değiştirilmesi ve okula kayıt belgesi verilmesi koşullarının oluştuğunu kabul etmenin mümkün olmadığı anlaşılmıştır....

İştirak nafakası (TMK. md. 182) velayet hakkının kullanılması kendisine verilen eş tarafından istenebileceğine göre; nafakanın başlangıç tarihinin de velayetin kesinleşme tarihi olması gerekir. Velayet kendisine bırakılmış olan eşin fiilen çocuğuna bakması ahlaki bir görevin ifası olup, velayet hakkını kullanandan istenemez. Ancak fiilen bakan eş, aynı zamanda iştirak nafakası ile yükümlü ise, bunu ödemekten kaçınabilir. Velayet ve mali sonuçları boşanma ile ayrıca düzenlenmiş olduğundan; burada Türk Medeni Kanununun 329/1. maddesinin uygulanması söz konusu değildir. Bu bakımdan mahkeme hükmünü düzeltmeye ihtiyaç yoktur. Hükmün düzeltilmeden onanması gerektiği düşüncesiyle, değerli çoğunluğun düzeltili onama kararına katılamıyorum....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 07/10/2020 NUMARASI : 2020/109 ESAS 2020/368 KARAR DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından her iki dava yönünden; davalı-davacı ...... tarafından ise iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle toplanan delillerden velayet sahibi babanın velayet hakkını kötüye kullandığı veya velayetin değiştirilmesini gerektiren ihmal, istismarının varlığı ispatlanamadığı gibi, değişen koşullara göre her zaman velayetin değiştirilmesinin talep edilebileceğinin anlaşılmış bulunmasına göre davacı-davalı annenin temyiz itirazları yersizdir. 2- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak ...... yararına hükmedilen iştirak nafakası azdır....

      Davalı babanın iştirak nafakasına yönelik istinaf isteğinin incelenmesine gelince; Boşanma veya ayrılık vukuunda, velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (TMK m.182/2), küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir (TMK m.329/1) amir hükümleri gereğince, davacı annenin davanın başından itibaren fiilen kendisi ile birlikte yaşayan ortak çocuklar yararına tedbir ve iştirak nafakası taleplerinin bulunduğunun, ortak çocuklar yararına “Dava tarihinden geçerli" olacak şekilde ortak çocuklar yararına hükmolunan nafakanın dava tarihinden velayetin değiştirilmesi kararının kesinleşmesine kadar tedbir nafakası (TMK m. 329/1), velayetin değiştirilmesi kararının kesinleşmesinden itibaren ise iştirak nafakası (TMK m.182/2) niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre (Yargıtay 2....

      Dosya kapsamında alınan PDR raporu, çocuğun yaşı, anne bakım ve sevgisine olan ihtiyacı, kurulu düzeni, tanık beyanları dikkate alındığında annenin velayet görevini istismarı, ihmali olmadığı, velayet görevini yerine getirdiği, TMK'nın 183, 349 ve 351/1. maddelerinde düzenlenen velayetin değiştirilmesini gerektirir yasal şartların bulunmadığı sonucuna varıldığından, ilk derece mahkemesince verilen red kararının usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından davacı birleşen dosya davalısı erkeğin asıl davaya yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. TMK'nın 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkânları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür....

      Böyle bir durumda da velayet kendisinden alınan annenin, babaya verilen çocuk için kararın kesinleşmesinden itibaren koşulları var ise iştirak nafakası ile sorumlu tutulması gerekir. Ayrıntıları Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 19.03.2012 tarih ve 2011/13495- 2012/6273, 14.12.2017 tarih ve 2016/8491- 2017/14586 sayılı ilamlarında da açıklandığı üzere; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli olan giderler öncelikle velayet hakkına sahip olan ebeveyne aittir. Bu, velayet sorumluluğunun bir gereğidir. Diğer taraf, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (TMK. md. 182/2). Bu yükümlülük, velayet kendisinden alınmış veya kaldırılmış olsa bile kural olarak çocuk ergin oluncaya kadar devam eder ( TMK.md.328/1 ve 350). Ne var ki, velayet kendisinden alınan tarafın bu yükümlülüğü mutlak olmayıp, ödeme gücü varsa söz konusu olur....

      Tarafların sosyal ve ekonomik durumu incelendiğinide; ikisinin çalıştığı, gelirleri arasında ölçüsüz bir farkın olmadığı anlaşılmakla, mahkemece takdir edilen iştirak nafakası da çok olmayıp, uygundur. Davalının bu yöndeki istinaf talebinin de esastan reddine karar verilmiştir. İştirak nafakası velayete bağlı olup, velayet kararının kesinleşmesi ile sonuç doğurur. Mahkemece bu esas gözetilmeksizin hüküm fıkralarının 2.ve 3.maddeleri infazda tereddüte mahal verecek şekilde düzenlendiğinden, davalının bu yöndeki istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının düzeltilmesine karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      Somut olayda boşanma sonucunda ortak çocuğun velayetinin davalı babaya verildiği ve halen velayetin davalı babada bulunduğu , babanın yeniden evlendiği , çocuğun dava tarihi itibari ile ve halen annesi ile kaldığı konularında uyuşmazlık yoktur. İştirak nafakası velayetin fiilen (eylemli olarak) kullanılmasına bağlı bir haktır. Velayetin kendisine bırakıldığı eş çocuğa bakmayıp karşı taraf çocuğa bakıyorsa çocuğa bakan, velayetin değiştirilmesi davası açmak zorunda olmadan doğrudan iştirak nafakası talebinde bulunabilir. Velayet değiştirilmeden çocuğa bakan iştirak nafakası davası açıp iştirak nafakasına hükmolunduktan sonra çocuk velayetinde bulunduğu tarafın yanına giderse bu taraf nafakanın kaldırılmasını her zaman isteyebilir ve nafaka kaldırılır. Açıklanan nedenlerle davacı anne yanında kalan ve anne tarafından bakılan ortak çocuk için hakkaniyete uygun (T M K 4....

        Tarafların boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin babaya verildiği, daha sonra açılan velayetin değiştirilmesi davası neticesinde velayetin anneye verildiği, halen velayetin annede olup çocuğun fiilen anne yanında yaşamaya devam ettiği, bu haliyle velayet bulunmayan ebeveynin çocuğun maddi ihtiyaçlarına destek olma yükümlülüğü kapsamında davacı lehine çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur. Davalı tarafın iştirak nafakası verilmesine yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Tarafların dosyaya yansıyan ekonomik sosyal durumları, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, velayet görevini kullanan ve hali hazırda çalışan annenin de çocuğa olan maddi katkısı dikkate alındığında ilk derece mahkemesince belirlenen nafaka miktarı yüksektir....

        UYAP Entegrasyonu