Her ne kadar davalı vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı velayetin değiştirilmesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, dosya üzerinde yapılan incelemede, yerel mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde; velayetin değiştirilmesi davasına konu çocuk Mustafa Kemal'in, (dava tarihi itibariyle) 9 yaşında ve idrak çağında olduğu, kendisi, babasıyla yaşamak istediğini dile getirdiği, gerek duruşma esnasında saptanan beyanlar, mahkemece yaptırılan mali sosyal durum araştırma tutanaklarına yansıyan gelir durumları ve gerekse dosyaya sunulan sosyal inceleme raporları gözetildiğinde; davacı babanın, çocuğun velayet görevini taşımasına manî bir halinin bulunmadığı ve velayetin babaya verilmesinde herhangi bir sakınca olmadığı anlaşıldığı, ayrıca dosya kapsamından; çocuğun velayetinin davacı babaya tevdi edilmesinin, onun bedeni, fikri, ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı delil bulunmadığı gibi...
(Muhalif) KARŞI OY YAZISI İştirak nafakası (TMK.md.182) talep edebilmek için, velayet hakkına sahip olmak gerekir. Velayet hakkına sahip olmayan eş iştirak nafakası talep edemez. Mahkemece verilen velayetin değiştirilmesi kararı ancak kararın kesinleşmesiyle geçerlilik kazanacağından, iştirak nafakasının işlemeye başlayacağı tarih velayete ilişkin kararın kesinleşme tarihi olmalıdır. Mahkeme iştirak nafakasının başlangıcını dava tarihi olarak belirlediğine göre; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi uyarınca, hükümdeki nafakanın başlangıcı ile ilgili bölümün çıkarılarak yerine "velayetin değiştirilmesine ilişkin kararın kesinleşme tarihinden geçerli olarak" sözcüklerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilerek onanması gerektiğini düşünüyorum....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/01/2021 NUMARASI : 2020/509 ESAS 2021/13 KARAR DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile boşandıklarını, müşterek çocuk Sinan'ın velayetinin anneye verildiğini ve 200 TL iştirak, 200 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, velayetin tarafına verilmesini, yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Mahkemenin 08/12/2020 tarihli ara kararında özetle; Davacının tedbiren velayet talebinin davanın esasına ilişkin olması ve yargılamayı gerektirmesi sebebi ile reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Velayetin düzenlenmesine ilişkin olarak açılan davada ...2. Sulh Hukuk ve ...3. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, velayetin kaldırılması ve vasi atanması istemine ilişkindir. ...2. Sulh Hukuk Mahkemesince, küçüğün annesinin sağ olduğu ve velayet hakkının düzenlenmesi gerektiği velayet hakkının düzenlenmesi davasına bakma görevinin de aile mahkemesinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ...3. Aile Mahkemesi ise velayetin kaldırılmasına yönelik bir davanın ve daha önce bu yönde verilmiş bir kararın bulunmadığı anlaşıldığından, davanın vasi atanmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....
Velayet sahibinin; sağlayacağı eğitim ile çocuğu istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlâk sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğurabileceği onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır....
Sonuç olarak; duruşma sürecini yansıtan tutanak ve belgeler ile gerekçeye göre, incelenen karada usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili ve tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği anlaşılmakla; Davalının; hükümde "velayetin değiştirilmesi" ibaresi yerine "velayetin kaldırılması" ibaresinin kullanılması dışındaki sair tüm istinaf başvurusunun HMK nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, Davalının; hükümde "velayetin değiştirilmesi" ibaresi yerine "velayetin kaldırılması" ibaresinin kullanılmasına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Aile Mahkemesinin 15.02.2022 tarih, 2021/349 Esas, 2022/90 Karar sayılı ilamı ile, davacı erkek tarafından açılan velayetin değiştirilmesi ve nafakanın kaldırılması davasının dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği, taraflarca istinaf edilmeksizin 27.04.2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Dava velayetin değiştirilmesi davası olup velayetin değiştirilmesi davalarında düzenlenen vekaletnamelerde bu hususta özel yetki bulunması gerekmediği dikkate alındığında davacı tarafın davalının vekaletnamesi ve bu kapsamda dava şartına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Taraflar arasında görülen velayet davasında Büyükçekmece 1. Sulh Hukuk ve Büyükçekmece 2.Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, daha önce velayet altında alınan kısıtlının velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. ..., ... babası ...'nün velayeti altında bırakılmıştır. Baba vasi olarak atınmayıp velayetin devam edeceğine ilişkin hüküm kurulmuştur. TMK.nun 419/3 maddesine göre velayet altında bırakılmasına karar verilenler ve bunların malları hakkındaki uyuşmazlıklarda "velayet" hükümleri uygulanacaktır. Bu hükümleri uygulacak mahkeme 4787 sayılı Aile Mahkemelirinin Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanunun 4. maddesi gereğince Aile Mahkemesidir. Bu durumda uyuşmazlığın Aile mahkemesinde görülüp çözümlenmesi gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: ... 2. Aile Mahkemesinin 2014/965 esas, 2014/63 esas - 450 karar sayılı dosyası ile tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına, ortak çocukların velayetlerinin anneye verilmesine karar verilmiştir. Bu karar temyiz edilmeden 23.12.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı baba 24.04.2015 tarihinde velayetin değiştirilmesi davası açmıştır. Toplanan delillerden, geçen süre içerisinde velayetin değiştirilmesini gerektirecek bir durumun varlığı ve annenin velayet görevini kötüye kullandığı veya savsakladığı kanıtlanamamıştır....
Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu kısmının düzeltilmesi gerekmiştir (HUMK.m.438/7) 3-Velayeti kendisine bırakılmadığı halde, çocuklarına eylemli olarak bakan annenin yaptığı bakım giderleri ahlaki bir görevin yerine getirilmesi niteliğinde olduğundan velayet kendine bırakılan babadan istenmez. Velayetin değiştirilmesi davası açan annenin, davanın devamı süresince çocuğa eylemli olarak bakmış olması da bu kapsamdadır. Bunun sonucu olarak, annenin açtığı dava sonucu velayetin değiştirilmesi kararıyla birlikte hükmedilen iştirak nafakasının başlangıcının da, velayetin değiştirilmesi kararının kesinleşmesi tarihi olarak kabul edilmesi gerekir....