ilgi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biri ile velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi velayetin değiştirilmesi nedenleridir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; çocuklar adına temsil kayyımı atanmadan eksik inceleme ile verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının aralarında düzenlenen protokole sadık kalmadığını, müvekkilinin iradesi sakatlanarak hile yolu ile düzenlenen protokolün dikkate alınamayacağını, velayetin değiştirilmesi koşulları oluşmadığı halde hatalı değerlendirme ile velayetlerin babaya verilmesinin kanuna aykırı olduğunu belirterek istinaf etmiş, kararın kaldırılarak, davanın reddini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusuna cevap vermemiştir. Dava; velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Bilindiği üzere, 4721 sayılı TMK'nın 339- 347. maddeleri uyarınca velâyet, çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunması ile temsil görevlerini kapsar. Velayet, aynı zamanda ana babanın velayeti altındaki çocukların kişiliklerine ve mallarına ilişkin hakları, ödevleri, yetkileri ve yükümlülüklerini de içerir....
Velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayet ve kişisel ilişkinin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin ve kişisel ilişkinin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Velayet ve kişisel ilişkiye ilişkin kararlar kesin hüküm oluşturmaz. Şartların değişmesi halinde her zaman velayetin değiştirilmesi yeniden dava edilebilir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, tarafların 10/09/2019 tarihinde boşandıkları, 2017 doğumlu müşterek çocuklarının velayetinin davalı anneye verildiği, davacı babanın velayetin değiştirilmesi talebi ile davasını açtığı, dosya kapsamında dinlenen tanık beyanları ve sosyal inceleme raporu içeriğinde, çocuğun anne yanında düzgün şekilde bakıldığı ve mutlu olduğu, velayet görevinin yerine getirilmesinde bir ihmal bulunma dığı, velayetin değiştirilmesini gerektirir bir unsurun söz konusu olmadığı bu haliyle çocuğun üstün yararı göz önüne alındığında alıştığı düzenin değiştirilmesini gerektirir bir eylem söz konusu olmadığına göre çocuğun velayetinin anneden alınması ve babasına verilmesi talebinin haklı bir dayanağının olmadığı, velayetin değiştirilmesi hususunun kamu düzenini ilgilendiren boyutu da dikkate alındığında, velayetin değiştirilmesi için gereken yasal şartların oluşmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılarak davanın reddine karar verilmiştir....
HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Davacı baba davalı ile boşandıklarını ve velayetin anneye verildiğini, davalı annenin velayet görevini kötüye kullandığını, sosyal güvencesi bulunmadığını, evden sabah erken çıkıp akşamları geç gelmesi nedeniyle çocukla ilgilenmediğini, çocuğun tüm bakımını kendisinin yaptığını, çocuğun da baba yanında kalmak istediğini belirterek velayetin anneden alınıp babaya verilmesini talep etmiştir....
Davacı-davalı anne, dava dilekçesiyle velayetin değiştirilmesi yanında iştirak nafakası istemiş, eğer bu talebi kabul edilmez ise ortak çocukla olan kişisel ilişkisi günlerinin genişletilmesini talep etmiş, davalı-davacı baba da birleşen davasında anlaşmalı boşanma davasıyla kararlaştırılmadığından iştirak nafakasının hüküm altına alınmasını istemiş, mahkemece, kadının veleyetin değiştirilmesi, karşı davacı babanın da iştirak nafakası davaları kabul edilerek, ortak çocuğun velayetinin tedbiren anneye verilmesine, velayetin değiştirilmesi davası kesinleştikten sonra çocuk yararına iştirak nafakasına, ayrıca baba içinde çocuğun anneye teslim edileceği tarihe kadar iştirak nafkasına ve babaya verilen iştirak nafakasının da anlaşmalı boşanma davasında ortak çocuk adına devri kararlaştırılan konutun tahmini kira geliri kadar mahsubuna karar verilmiştir....
CEVAP: Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; karşı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, müvekkilinin sadakat kurallarını ihlal ettiğine ilişkin davacının iddiasının iftiradan öteye gidemeyeceğini, davalının küçük için bağlanan nafakayı dahi ödemediğini, müvekkilinin en iyi şekilde annelik yaptığını, velayetin değiştirilmesi için herhangi bir haklı gerekçe olmadığını ve davacının davasının reddine karar verilmesini istemiştir. DELİLLER: Taraflara ait nüfus kayıt örneği, tanık beyanları, yaptırılan zabıta araştırmaları, bilirkişi raporları ile dava dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "... davalının velayet görevini gereği gibi yerine getiremediğinin, velayet görevini ağır biçimde savsakladığı hususunun ispatlanamadığı, velayetin değiştirilmesi şartlarının gerçekleşmediği anlaşılmakla; davacının davasının reddine," karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir. Davacı baba boşanma kararı ile birlikte velayeti anneye bırakılan ortak çocuk Hatice Şevval'in velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı baba tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayetin düzenlenmesi ve değiştirilmesi kamu düzenine ilişkin olup, bu davalarda re'sen (kendiliğinden) araştırma ilkesi geçerlidir (HMK m. 385/2). Düzenlemede, ana ve babanın istek ve tercihlerinden önce, çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişimi önem ve öncelik taşır. Bu bakımdan, velayet hakkına sahip olanın "davayı kabul" açıklaması bu davalarda tek başına sonuç doğurmaz. Velayetinin değiştirilmesi istenilen müşterek çocuk Irmak 28.08.2008 doğumludur. Taraflar boşanmışlar, boşanma kararıyla velayeti anneye bırakılmış, karar 03.07.2015 tarihinde kesinleşmiştir. işbu dava ise, 02.03.2016 tarihinde açılmıştır....
Küçük ...’in halen velayet altında olduğu, ancak, veli olan ... hakkında hastalık nedenine dayalı olarak kısıtlanması için açılan davanın derdest olduğu anlaşılmaktadır. Velayet kaldırılmadan küçük ...’e bu koşullarda vasi atanamaz. Velayetin değiştirilmesi, kaldırılması, çocuk mallarının korunması ve gereken önlemlerin alınmasında Aile mahkemesi görevlidir. Bu durumda uyuşmazlığın Çorum Aile Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Çorum Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 13.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....