Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayet ve kişisel ilişkinin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin ve kişisel ilişkinin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Velayet ve kişisel ilişkiye ilişkin kararlar kesin hüküm oluşturmaz. Şartların değişmesi halinde her zaman velayetin değiştirilmesi yeniden dava edilebilir....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, tarafların 10/09/2019 tarihinde boşandıkları, 2017 doğumlu müşterek çocuklarının velayetinin davalı anneye verildiği, davacı babanın velayetin değiştirilmesi talebi ile davasını açtığı, dosya kapsamında dinlenen tanık beyanları ve sosyal inceleme raporu içeriğinde, çocuğun anne yanında düzgün şekilde bakıldığı ve mutlu olduğu, velayet görevinin yerine getirilmesinde bir ihmal bulunma dığı, velayetin değiştirilmesini gerektirir bir unsurun söz konusu olmadığı bu haliyle çocuğun üstün yararı göz önüne alındığında alıştığı düzenin değiştirilmesini gerektirir bir eylem söz konusu olmadığına göre çocuğun velayetinin anneden alınması ve babasına verilmesi talebinin haklı bir dayanağının olmadığı, velayetin değiştirilmesi hususunun kamu düzenini ilgilendiren boyutu da dikkate alındığında, velayetin değiştirilmesi için gereken yasal şartların oluşmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılarak davanın reddine karar verilmiştir....

HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Davacı baba davalı ile boşandıklarını ve velayetin anneye verildiğini, davalı annenin velayet görevini kötüye kullandığını, sosyal güvencesi bulunmadığını, evden sabah erken çıkıp akşamları geç gelmesi nedeniyle çocukla ilgilenmediğini, çocuğun tüm bakımını kendisinin yaptığını, çocuğun da baba yanında kalmak istediğini belirterek velayetin anneden alınıp babaya verilmesini talep etmiştir....

    Davacı-davalı anne, dava dilekçesiyle velayetin değiştirilmesi yanında iştirak nafakası istemiş, eğer bu talebi kabul edilmez ise ortak çocukla olan kişisel ilişkisi günlerinin genişletilmesini talep etmiş, davalı-davacı baba da birleşen davasında anlaşmalı boşanma davasıyla kararlaştırılmadığından iştirak nafakasının hüküm altına alınmasını istemiş, mahkemece, kadının veleyetin değiştirilmesi, karşı davacı babanın da iştirak nafakası davaları kabul edilerek, ortak çocuğun velayetinin tedbiren anneye verilmesine, velayetin değiştirilmesi davası kesinleştikten sonra çocuk yararına iştirak nafakasına, ayrıca baba içinde çocuğun anneye teslim edileceği tarihe kadar iştirak nafkasına ve babaya verilen iştirak nafakasının da anlaşmalı boşanma davasında ortak çocuk adına devri kararlaştırılan konutun tahmini kira geliri kadar mahsubuna karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayetin düzenlenmesi ve değiştirilmesi kamu düzenine ilişkin olup, bu davalarda re'sen (kendiliğinden) araştırma ilkesi geçerlidir (HMK m. 385/2). Düzenlemede, ana ve babanın istek ve tercihlerinden önce, çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişimi önem ve öncelik taşır. Bu bakımdan, velayet hakkına sahip olanın "davayı kabul" açıklaması bu davalarda tek başına sonuç doğurmaz. Velayetinin değiştirilmesi istenilen müşterek çocuk Irmak 28.08.2008 doğumludur. Taraflar boşanmışlar, boşanma kararıyla velayeti anneye bırakılmış, karar 03.07.2015 tarihinde kesinleşmiştir. işbu dava ise, 02.03.2016 tarihinde açılmıştır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir. Davacı baba boşanma kararı ile birlikte velayeti anneye bırakılan ortak çocuk Hatice Şevval'in velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı baba tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....

        CEVAP: Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; karşı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, müvekkilinin sadakat kurallarını ihlal ettiğine ilişkin davacının iddiasının iftiradan öteye gidemeyeceğini, davalının küçük için bağlanan nafakayı dahi ödemediğini, müvekkilinin en iyi şekilde annelik yaptığını, velayetin değiştirilmesi için herhangi bir haklı gerekçe olmadığını ve davacının davasının reddine karar verilmesini istemiştir. DELİLLER: Taraflara ait nüfus kayıt örneği, tanık beyanları, yaptırılan zabıta araştırmaları, bilirkişi raporları ile dava dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "... davalının velayet görevini gereği gibi yerine getiremediğinin, velayet görevini ağır biçimde savsakladığı hususunun ispatlanamadığı, velayetin değiştirilmesi şartlarının gerçekleşmediği anlaşılmakla; davacının davasının reddine," karar verilmiştir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK.md.348) Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar. (TMK.md.183,349,351/1) Öyle ise kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılması bozmayı gerektirir.Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden duruşma yapılmasını gerektirmez....

          Küçük ...’in halen velayet altında olduğu, ancak, veli olan ... hakkında hastalık nedenine dayalı olarak kısıtlanması için açılan davanın derdest olduğu anlaşılmaktadır. Velayet kaldırılmadan küçük ...’e bu koşullarda vasi atanamaz. Velayetin değiştirilmesi, kaldırılması, çocuk mallarının korunması ve gereken önlemlerin alınmasında Aile mahkemesi görevlidir. Bu durumda uyuşmazlığın Çorum Aile Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Çorum Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 13.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Türk Medeni Kanunu'nun 335. maddesinde; ergin olmayan çocukların, ana ve babasının velayeti altında olduğu, yasal sebep olmadıkça velayetin ana ve babadan alınamayacağı hakim vasi atanmasına gerek görmedikçe kısıtlanan ergin çocukların da ana ve babanın velayetleri altında kalacağı, 419/son maddesinde ise kısıtlanan ergin çocukların kural olarak vesayet altına alınmayıp velayet altında bırakılacakları hükme bağlanmıştır. Açıklanan bu yasa hükümlerine göre, kısıtlanıp velayet altında bırakılmasına karar verilen çocuklar hakkındaki uyuşmazlıklarda velayet hükümleri uygulanacağından görevli mahkeme 4787 Sayılı Kanunun .... maddesi gereğince aile mahkemesidir. Dava dilekçesinin kapsamından, davanın velayetin kaldırılmasına ilişkin olduğu anlaşıldığından, mahkemece dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek ret kararı verilmesi doğru görülmemiştir....

              UYAP Entegrasyonu