Velayet hakkını kullanmak için çocuğu yanına almayıp onu ayrı bırakması velayet görevini ihmal etmiş olduğu anlamına gelir.Bu durum velayetin değiştirilmesini gerektirecek bir haldir (TMK. md. 183,349,351). Kaldı ki yine 23.2.2015 tarihli duruşmada dinlenilen küçük Melis Nur velayetinin annesine verilmesini istemiş, velayet konusunda görüşü alınan uzman da hem aynı duruşmada hem de 15.7.2014 tarihli raporu ile velayetin anneye verilmesinin çocuğun yararına olacağını belirtmiştir.Velayetin anneye verilmesi halinde müşterek çocuğun psikolojik ve bedeni gelişimi yönünden muhtemel bir tehlikenin varlığı da ileri sürülmediğine göre, velayetin değiştirilmesi isteğinin kabulü ile velayetin davacı anneye verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile ret hükmü kurulması doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesinde; davalı ile ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/90 Esas ve 2013/96 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, mahkemece davalı lehine aylık 200 TL yoksulluk, müşterek çocuk 1998 doğumlu İsmail ve 2001 doğumlu Halil lehine 100'er TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, yoksulluk ve iştirak nafakasının müvekkilini ekonomik açıdan sıkıntıya soktuğunu, amelelik yaparak geçimini sağladığını, nafakayı ödemekte zorlandığını ileri sürerek, yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....
Davacının dava dilekçesi ile velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılmasını talep ettiği, iştirak nafakası kaldırılması talebinin velayetin değiştirilmesi talebine bağlı feri bir talep olduğu, bu nedenle ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu anlaşılmakla davalının bu yöne temas eden istinafının kabulüne karar verilmiştir....
İstirdat talebi yönünden yapılan incelemede; Mahkememizce dosyaya temin edilen ve gerekçeli, açıklamalı olması nedeniyle hükme esas alınan 26/07/2021 tarihli ek bilirkişi raporuna göre davacının SGK bünyesinden aldığı maaştan yapılan kesintilerinde incelenmesi sonucu davacının davalıya mükerrer ödeme yaptığı, davacının fazla ödemesinin 8.274,91 TL olduğu anlaşılmakla; davacının davasının kısmen kabulüne, fazladan ödediği ve sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince iadesi gereken 8.274,91 TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile "AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE, 1- Davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması yönelik isteminin REDDİNE, 2- Davacının fazla ödenen yoksulluk nafakasının istirdatına yönelik isteminin KISMEN KABULÜ ile 8.274,91.-TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" karar verilmiştir....
İstirdat talebi yönünden yapılan incelemede; Mahkememizce dosyaya temin edilen ve gerekçeli, açıklamalı olması nedeniyle hükme esas alınan 26/07/2021 tarihli ek bilirkişi raporuna göre davacının SGK bünyesinden aldığı maaştan yapılan kesintilerinde incelenmesi sonucu davacının davalıya mükerrer ödeme yaptığı, davacının fazla ödemesinin 8.274,91 TL olduğu anlaşılmakla; davacının davasının kısmen kabulüne, fazladan ödediği ve sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince iadesi gereken 8.274,91 TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile "AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE, 1- Davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması yönelik isteminin REDDİNE, 2- Davacının fazla ödenen yoksulluk nafakasının istirdatına yönelik isteminin KISMEN KABULÜ ile 8.274,91.-TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" karar verilmiştir....
Tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, müşterek çocuğun ihtiyaç ve giderleri dikkate alındığında ilk derece mahkemesinin iştirak nafakası miktarının artılmasının kabulü ile iştirak nafakasının azaltılması talebinin reddine dair karar ve gerekçesinin usul ve yasaya uygun dosya kapsamı ile uyumlu olduğu ve artırılan iştirak nafakası miktarı hakkaniyete uygun görüldüğünden davalı-davacı erkeğin iştirak nafakasına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. TMK'nun 175.maddesine göre; "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir."...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Yargıtay bozma ilamı ile, mahkemece verilen ilk hüküm sadece kusur belirlemesi, maddi, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden bozulmuş, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümler onanmıştır. Bu nedenle, mahkemece verilen hüküm boşanma, velayet, kişisel ilişki, iştirak nafakası, çeyiz eşyalarının iadesi, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden kesinleşmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasının artırılması talebine, karşı dava yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir. Asıl davada velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasına hükmedilmesine ilişkin talebin taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleştiği, tarafların istinaf talebinin yoksulluk nafakasının artırılması ve kaldırılması istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamından tarafların Konya 2.Aile Mahkemesinin 2014/481 Esas- 2015/351 Karar sayılı kararı ile boşandıkları, boşanmanın 28/03/2018 tarihinde kesinleştiği, 550,00 TL yoksulluk nafakasının boşanma ilamı ile belirlendiği anlaşılmaktadır. TMK 176/4.maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....
Davalı taraf istinafa cevap vermemiş, 25.12.2020 tarihinde istinafa cevap süresinden sonra verdiği dilekçesinde, annenin velayeti kaybettiği için çocuğa baskı yaptığını, şiddet uyguladığını, davacıya nafaka ve tazminat verecek durumunun olmadığını bildirmiştir. Dava, TMK'nın 166/1.madde kapsamında evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine yönelik karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça velayet ve kişisel ilişki yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Velayet ve kişisel ilişki dışındaki boşanma ve ferilerine ilişkin gerekçe ve karar bentleri kesinleşmiştir. Velayet düzenlemesi kamu düzeni ile ilgili olup velayet düzenlenirken analık, babalık duygularından önce çocuğun geleceği, ihtiyaçları, bedeni ve fikri gelişimi öncelikle dikkate alınmalıdır. Kısacası velayetin düzenlenmesinde asıl olan çocuğun üstün yararıdır....
Davalı karşı davacı vekili dilekçesinde; müşterek çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının 3.500 TL'ye yükseltilmesini ve tesis edilen kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini talep etmiştir. Mahkemece; asıl davada velayet ve iştirak nafakasının kaldırılması-azaltılması talepleri yönünden reddine, karşı davada iştirak nafakasının artırılması talebi yönünden reddine, asıl ve karşı davada kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, davacı karşı davalı vekili 21.07.2015 tarihli dilekçesi ile temyiz taleplerinden vazgeçtiklerini bildirmiştir. Davacı karşı davalı vekilinin temyizden feragat dilekçesinin davacı karşı davalı vekili tarafından verilip verilmediğinin tespiti için, kimlik tespitinin yapılması gerekmektedir....