İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evliliğin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, velayet kendinde olan ebeveynin çocuğun soyadının değiştirilmesi konusunda talepte bulunduğu takdirde bu talebinin, çocuğun yüksek menfaatine olduğu konusunda iddiası ve bu iddiasının ispatının gerekmekte olduğu. davacı tarafından müşterek çocuğun soyadının kızlık soyadı ile değiştirilmesine ilişkin herhangi bir delil bildirilmemiş olduğundan talebin yerinde görülmediği gerekçesi ile davacının ortak çocuğun soyadının değiştirilmesi talebi yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ana ve babanın velâyet hakkı kapsamında çocuğa soyadı koyma hak ve yetkilerinin bulunmadığı, çocuğun soyadını, soybağının belirlediği, çocuğun soyadının bu şekilde belirlendikten sonra velâyet hakkına dayanarak değiştirmenin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 321 inci maddesindeki düzenleme karşısında mümkün olmadığı, boşanma nedeniyle velâyet hakkının anneye verilmiş olmasının, çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi, hukuki mevzuat da buna onay vermediği, davacının dilekçesinde ileri sürdüğü hususların yasal dayanağının bulunmadığı, soyadı değişikliğinin çocuğun evlilik içinde doğmakla kazandığı statüye ve çocuğun yüksek menfaatlerine zarar vereceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Anayasa Mahkemesi'nin 25.06.2015 ve 2013/3434 numaralı, 11.11.2015 tarih ve 2013/9880 numaralı, 20.07.2017 tarih ve 2014/1826 numaralı bireysel başvuru kararlarında ise; velayet hakkı tevdi edilen çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebin, velayet hakkı ve bu kapsamdaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olması sebebiyle Anayasa'nın 20. maddesi kapsamında ele alınması gereken bir hukuki değer olduğunu, koruma, bakım ve gözetim hakkı veya benzer terimlerle ifade edilen velayet hakkı kapsamında, çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığını, eşlerin evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda olduğunu, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil ettiğini, çocuğun bir aileye mensubiyetinin belirlenmesi amacıyla bir soyadı taşıması ile nüfus kütüklerindeki kayıtların...
Anayasa Mahkemesi'nin 25.06.2015 ve 2013/3434 numaralı, 11.11.2015 tarih ve 2013/9880 numaralı, 20.07.2017 tarih ve 2014/1826 numaralı bireysel başvuru kararlarında ise; velayet hakkı tevdi edilen çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebin, velayet hakkı ve bu kapsamdaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olması sebebiyle Anayasa'nın 20. maddesi kapsamında ele alınması gereken bir hukuki değer olduğunu, koruma, bakım ve gözetim hakkı veya benzer terimlerle ifade edilen velayet hakkı kapsamında, çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığını, eşlerin evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda olduğunu, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil ettiğini, çocuğun bir aileye mensubiyetinin belirlenmesi amacıyla bir soyadı taşıması ile nüfus kütüklerindeki kayıtların...
belli olmayan bir ihtimalden ibaret olup velayet hakkının değişmesini çok ağır koşullara bağlı olduğu hususu da dikkate alındığında yerel mahkemenin bu gerekçesinin de hukuken yerinde olmadığını, haklı sebeplere dayalı olarak velayet hakkına sahip olan annenin küçük çocuğun soyadının dahi kendi kızlık soyadı olarak değiştirilmesini isteyebileceği hususu da dikkate alındığından yerel mahkemenin bu kararının yerinde olmadığının ortada olduğunu, kızına isminin gerek aile içerisinde gerek okul ortamında gerek arkadaşları arasında Ecem olarak hitap edildiğini, Necla olarak kimsenin bilmediği ve kendisine hitap etmediği gibi kızının da kendisine Ecem olarak hitap edilmesine ve çağrılmasına alışmış olup, Necla dendiğinde ve Necla diye çağrıldığında bakmadığını, kendisine hitap edildiğini anlamadığını, kızının okul çağında olması, akli ve iradi farkındalığa sahip olması hususları dikkate alındığında yerel mahkemenin bu yaştaki çocuğun iradesinin belirtmesinin söz konusu olamayacağından bahsetmesinin...
Davacı anne tarafından yerel mahkeme kararına karşı davanın reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla, dosya üzerinde yapılan incelemede; her ne kadar yerel mahkemece çocuğun soy adının değiştirilmesi davasının reddine karar verilmiş ise de; dosyada bulunan tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, davanın annenin velayeti altında bulunan davaya konu çocuğun soyadının değiştirilerek annenin kızlık soyadını almasına yönelik, soyadı değişikliği davası olduğu, velayet kendisinde bulunan anne veya babanın, çocukla ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasız olup, somut olayda, çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesinin çocuğun üstün yararı bakımından sakınca doğuracağı iddia edilmediği gibi, bu hususta dosyaya herhangi bir delil de sunulmuş değildir....
Baba Murat Taşçı verilen kararı; tarafına tebligat yapılmadığını, soyadı değişikliğini sosyal medyadan öğrendiğini, oysa soyadının değiştirilmesi için hiçbir haklı sebebin bulunmadığını, mahkeme gerekçesinin haklı sebebin ne olduğu konusunda yeterli olmadığını, bunun Anayasaya aykırılık teşkil ettiğini belirterek istinaf etmiş, usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılmasını, davanın reddini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusuna cevap vererek, reddini talep etmiştir. Davalı Nüfus Müdürlüğü istinaf başvurusuna cevap vermememiştir. Dava; münhasıran velayet hakkına sahip davacı annenin ortak çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi istemine yönelik olup, mahkemece talebin kabulüne karar verilmiştir. Bu istek babanın haklarına da etkilidir. Bu bakımdan babaya da husumet yöneltilerek davanın görülmesi, babanın göstermesi halinde delillerinin toplanılması gerekir....
Çünkü çocuğun sosyal, kültürel, fiziksel ve psikolojik yönden olumlu gelişimi, ilerde toplumda zararlı davranışlarının ortaya çıkmasını da engelleyecektir (BAKTIR, Çetiner Selma, Velayet Hukuku, Ankara 2000 s. 33).Çocuğun üstün yararı gereği, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi bekarlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin bekarlık soyadı çocuğa verilebilir. Üstün yarar yoksa davanın reddine karar verilmelidir. Yapılan incelemede; evlilik dışı birliktelikten doğan tarafların müşterek çocuğu Eda Demirkıran'ın 02/11/2012 doğumlu olduğu, velayet hakkına sahip davacı annenin davalının çocuğu görse tanıma ihtimalinin bile zayıf olduğunu, soyadının "Demirkıran" olmasının maddi ve manevi bir anlamının olmadığını ileri sürerek eldeki davayı 03/06/2021 tarihinde açtığı anlaşılmıştır....
Kayyım; çocuğun soyadının değiştirilmesinin çocuğun üstün yararına olduğunu, çocuğun aidiyet duygusunun sağlanabilmesi için soyadının değiştirilmesi gerektiğini, davalının babalık görevlerini yapmadığını, çocukla kişisel ilişki zamanlarında görüşmediğini, dosyadaki bilirkişi raporlarının ve delillerin görmezden gelindiğini, ilk alınan raporun eksik inceleme ile oluşturulduğunu, babanın duyduğu hırs ile istinaf yoluna başvurduğunu belirterek kararın bozulmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; velâyet hakkına sahip annenin soyadının çocuğun soyadı olarak kullanılmasına izin davasının kabulü için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesinin çocuğun üstün yararına olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....
Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir (Yücel, Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s.117- 137).Esasın da çocuğun üstün yararına gereken önemin verilmesi, yalnızca çocuğun ya da ana babanın değil, toplumun da menfaatinedir. Çünkü çocuğun sosyal, kültürel, fiziksel ve psikolojik yönden olumlu gelişimi, ilerde toplumda zararlı davranışlarının ortaya çıkmasını da engelleyecektir (Baktır, Çetiner Selma, Velayet Hukuku, Ankara 2000 s.33). Çocuğun üstün yararı gereği, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi kızlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır....