Bununla birlikte vekalet görevinin kötüye kullanılması davalarında, vekaletin kötüye kullanıldığını ispat yükü davacıya, taşınmazın bedelinin ödendiğini ispat yükü ise davalı tarafa aittir ve vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı davaların, her türlü delille ispatı mümkündür....
Somut olayda; her ne kadar mahkemece dava hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası olarak nitelendirilmek suretiyle 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 39. maddesinde düzenlenen (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 31. maddesi) hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de gerek dava dilekçesi gerekse aşamalarda verilen dilekçelerdeki iddiaların içeriği ve ileri sürülüş biçiminden; hile hukuksal nedenine değil, vekaletin hile ile alındığı iddiasına dayanıldığı açıktır. Bilindiği üzere vekaletin hile ile alındığı iddiası, vekalet görevinin kötüye kulanıldığı iddiasını da içermektedir. Ne varki, mahkemece vekalet görevinin kötüye kullanılması hususunda hükme yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan sonuca gidildiği görülmektedir......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat davası sonunda Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 14/07/2020 tarihli 2018/303 Esas 2020/336 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davalılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 26/01/2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat ile temyiz edilen davacı ... vekili Avukat ... ... ve davacılar (mirasçı) ... v.d. vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davalılar vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacılar, mirasbırakan anneleri ... ...'ın 814 ve 815 no.lu parsellerdeki paylarının ölümünden iki gün önce kardeşleri ... tarafından vekaleten kendi eşi olan ...'ye ve ağabeyi ...'in eşi olan ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat davası sonunda Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 14/07/2020 tarihli 2018/303 Esas 2020/336 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davalılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 26/01/2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat ile temyiz edilen davacı ... vekili Avukat ... ... ve davacılar (mirasçı) ... v.d. vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davalılar vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacılar, mirasbırakan anneleri ...'ın 814 ve 815 no.lu parsellerdeki paylarının ölümünden iki gün önce kardeşleri ... tarafından vekaleten kendi eşi olan ...'ye ve ağabeyi ... eşi olan ...'...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, hile ile alınan vekaletnamenin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmazsa alacak isteğine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk Bilindiği üzere, Borçlar Kanununun temsil ve vekalet akdini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda(TBK) sadakat ve özen borcu vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanunu′nun 390. maddesi) aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Lapseki Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/88 esas sayılı dosyası ile açtıkları davada tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedelin iadesine yönelik olarak terditli talepte bulunduklarını, ancak ilerleyen süreçte tapu iptali ve tescil davasından feragat ettiklerini ve davaya tazminat davası olarak devam edildiğini, feragat sonrasında tapu iptali ve tescil davasının aynı Mahkemenin 2020/267 Esasına kaydedildiğini, bu dosyada karara çıktığını, şikayete konu olan ilamın taşınmazın aynına ilişkin olmadığını beyanla şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile ipoteğin kaldırılması, mümkün olmazsa tazminata hükmedilmesi isteklerine ilişkindir. Davacı, 01.02.2012 ve 02.04.2012 tarihli vekaletnameler ile vekil tayin ettiği davalı ...’in vekalet görevini kötüye kullanarak maliki olduğu 153, 311, 358 ve 359 parsel sayılı taşınmazları üzerine davalı ... isimli şirket lehine ipotek tesis ettiğini, ipotek tesisinden sonra da anılan taşınmazları ... isimli şirketin yönetim kurulu üyesi olan diğer davalı ...’ya satış göstererek devrettiğini, davalı ...’nun adı geçen şirketin avukatlığını yaptığını, bilgisi dışında işlemlerin yapıldığını, kendisine bir bedel ödenmediğini, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini ileri sürerek, çekişmeli taşınmazlar üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını ve tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini, mümkün olmazsa tazminata hükmedilmesini istemiştir....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL-BEDEL-TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, ortak mirasbırakanları ...’ın 557 ada 540 ve 817 ada 881 parsel sayılı taşınmazlarını davalılara satış suretiyle temlik ettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, mümkün olmazsa taşınmazların bedellerinin tahsilini, bu da mümkün olmazsa tenkise karar verilmesini istemişlerdir. Davacı ... yargılama sırasında ölmüş, davayı mirasçıları takip etmiştir. Davalılar, taşınmazları bedeli karşılığında satın aldıklarını, aradan uzun zaman geçtikten sonra dava açılmasının hakkın kötüye kullanılması niteğinde olduğunu, mirasbırakan adına kayıtlı olup Tarsus'ta bulunan ve daha değerli olan taşınmazın gelirinin davacılara kaldığını, mal kaçırma amacının bulunmadığını, tenkis isteği bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğini belirtip davanın reddini savunmuşlardır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL VEYA TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Davacı, vekil kıldığı davalı kardeşi ...ın, bilgi ve rızası dışında, vekalet akdini kötüye kullanarak dava konusu 919 ada 1 ve 920 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarını diğer davalı oğlu ...’e temlik ettiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğinde bulunmuştur. Davalılar, vekalet akdinin kötüye kullanılmadığını ve kendilerinden alacağı da bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, dava konusu taşınmazların dava tarihinden önce dahili davalıya temlik edilmiş olması ve dahili dava yoluyla taraf teşkili sağlanamayacağı gerekçeleriyle husumet yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü....
Davacı vekili dava dilekçesinde, yaşlı ve kanser dahil bir çok hastalık geçirmesinden ve kronik rahatsızlıklarından faydalanılıp ortakları T3 adına vekaletname çıkartılmasını sağladıklarını ve bu vekalet ile satış yapıldığını beyan etmiş olup, iddianın açıklanan içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle özellikle vekaletin tehdit (korkutma-ikrah) ve baskı sonucu alındığı iddiası aynı zamanda ve bunun sonucu olarak vekaletin kötüye kullanılması iddiasını da içerdiğinden mahkemece davanın vekaletin kötüye kullanılması olarak nitelendirilmesinde usule aykırılık görülmemiştir....