Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Hakimliğince verilen 05.12.2011 gün ve 61-900 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, şikayet hakkının kötüye kullanılması nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 02.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Davacı, paydaşı olduğu kök 550 parsel sayılı taşınmazda kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması için dava dışı kardeşi ...’i vekil tayin ettiğini, ancak vekilin rızası hilafına taksim yapmak istediğini fark edince azlettiğini, bilahare taşınmazın ifrazı için yeniden adı geçeni vekil tayin ettiğini, vekaletnamede rızai taksim yapma yetkisi bulunmadığı halde vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle mülkiyet hakkını ortadan kaldıracak şekilde rızai taksim yapıldığını, taksim sonucu oluşan 1159 ve 1160 parsellerde mülkiyet hakkının yok edildiğini, 1161 parsel sayılı taşınmazda ise 1/3 pay maliki haline getirildiğini ileri sürerek ifrazen oluşan ve davalı adına kayıtlı olan dava konusu 1159 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının tashihi ile payı oranında adına tescilini, olmadığı taktirde TMK 1007. maddesi uyarınca yolsuz tescil nedeniyle sorumluluğu...

      FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/211 Esas KARAR NO : 2021/123 DAVA : Şikayet Hakkının Kötüye Kullanılması Nedeniyle Tazminat DAVA TARİHİ : 03/04/2014 KARAR TARİHİ : 30/06/2021 K.YAZILDIĞI TARİH : 09/07/2021 Mahkememizde görülmekte bulunan Şikayet Hakkının Kötüye Kullanılması Nedeniyle Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili adına tescilli markaların eşarp ürünlerinin üretimi satış ve pazarlaması alanında faaliyet gösterdiğini ......... ve ........ ibareli markaların 2002 yılından itibaren tescilli olduğu davalının müvekkili firmanın müşterileri olan firmalar hakkında Bakırköy CBS ve İstanbul CBS şikayet hakkını kötüye kullanarak markaların taklit edildiği iddia ederek arama ve el koyma kararıyla müvekkili firmaya ait ürünlerin haksız bir şekilde toplatıldığını, daha önce satmış olduğunuz ürünlerin müvekkili firmaya iade edildiğini bundan dolayı ticari itibarının büyük oranda zedelendiğini...

        Yukarıda açıklandığı üzere dava, vekalet yetkisinin kötüye kullanılması ve muvazaa iddiasına dayalı olarak açılan tapu iptali tescil olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde kendisine vekalet yetkisi verilen kişi olan dava dışı ...’un davada yer alması gerekli ve yargılama sonucunda verilecek kararın bu kişiyi de bağlayıcı hükümler doğurması söz konusu olduğundan savunma hakkının verilmesi açısından davada yer alması zorunludur. Belirtilen nedenle mahkemece, HUMK’da dahili dava diye bir hukuki düzenleme bulunmadığından ... aleyhine ayrıca bir dava açması için davacıya önel verilmesi, açıldığında dosyanın iş bu temyize konu dava dosyası ile birleştirilmesi ve yargılamanın birlikte sürdürülerek varılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi olması doğru olmadığından bozmayı gerektirmiştir....

          Dosyadaki bilgi ve belgelere; soruşturma dosyasına ve ceza dosyasına yansıyan beyan ve tespitlere, ceza mahkemesince davacının sarf ettiği sözlerin hakaret suçuna vücut vermediğinin tespit edilmesine, ceza mahkemesince davacının söylediği sabit görülen "Ben senin ne istediğini biliyorum, bu işi sana birşeyler vermediğimiz için yapıyorsun, senin ne mal olduğunu biliyorum, ne istiyorsan vereyim" şeklindeki ifadelerin davalının şikayet hakkını kullanması için yeterli mahiyette olmasına, bu haliyle davalının eylemlerinin şikayet hakkının kötüye kullanılması olarak kabul edilemeyecek olmasına göre ilk derece mahkemesince şartları oluşmayan maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Yapılan değerlendirmeler neticesinde ilk derece mahkemesince verilen kararda istinaf sebepleri bakımından hukuka aykırılık bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusun HMK'nın 353/1- b-1 hükmü gereğince esastan reddine karar verilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkemenin nitelendirmesi de bu yöndedir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 15.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, manevi tazminat istemine ilişkindir. Aile Mahkemesince, davacının isteminin TMK'nın ikinci kitabında belirtilen haklardan olmayıp, Borçlar Kanunundan kaynaklanan haklardan olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davacının dilekçesinde ileri sürmüş olduğu maddi vakalar, eylemlerin TMK'nın 348 ve devam eden maddelerinde düzenlenen, velayetin kaldırılması nedenlerini teşkil ettiği, isteme konu maddi vakaların velayet hakkının kötüye kullanılması nedenine dayalı olduğu, buna ilişkin yasal düzenlemenin ise TMK'nın ikinci kitabında düzenlenen 348 ve devam eden maddelerine ilişkin bulunduğu ve uyuşmazlıkların çözüm yerinin aile mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

              temyiz edilmiştir. 1-Davacı-karşı davalı, 24.000, TL bedelli çekinin icra kanalıyla tahsili için davalı avukata vekalet verdiğini, davalı avukatın görevini kötüye kullanması nedeniyle alacağına kavuşmadığından bahis ile uğradığı zararın tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır....

                tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı evlilik nedeniyle iş sözleşmesini feshedilmesinden doğan kıdem tazminatı isteminde bulunmuştur. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde iş sözleşmesini feshetmesi halinde kıdem tazminatına hak kazanılacağı gerekçesiyle istek kabul edilmiştir. Davacı, davalının aynı eşle boşanıp tekrar evlenmenin hakkın kötüye kullanılması olduğu iddiasıyla kararı temyiz etmiştir. Uyuşmazlık, fesih hakkının kötüye kullanıp kullanılmaması noktasında toplanmaktadır. Türk Medeni Kanununun 2.maddesine göre; “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kuralına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” İlk fıkra “dürüstlük kuralıdır.” Güven ilkesinin dayandığı bir esastır....

                  Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına reddedilen maddi tazminat istemi için ayrı, yine reddedilen manevi tazminat istemi için ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddedilen toplam tazminat miktarı üzerinden tek vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı yapmayı gerektirmediğinden 1086 sayılı HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu