Vasiyet alacaklısı, kendisine vasiyet edilen şey üzerindeki mülkiyet hakkını ancak bu malın vasiyetin yerine getirilmesi (tenfizi) yoluyla kendisi adına tescili sonucunda kazanır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 600. maddesine göre vasiyetnamenin tenfizi davası, vasiyet alacaklısı tarafından vasiyet borçlularına, yasal veya atanmış mirasçılara ve varsa vasiyeti yerine getirme görevlisine karşı açılır. Buradaki zorunluluk mirasçılarının iştirak halindeki mülkiyetinden kaynaklanan bir zorunluluk değil, kanundan doğan bir zorunluluktur. Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar. Vasiyetnamenin tenfizi ve buna bağlı olarak tapu iptal ile tescil davası vasiyetnamenin açılıp okunduğu, itiraza uğramadan veya itiraz edilmiş ise itirazların reddedilmesi sonucunda kesinleştiğine dair bir tespit davasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : VASİYETNAMENİN TENFİZİ Dava, 4721 sayılı TMK'nın “Miras Hukuku” başlıklı 3. Kitabında yer alan “Vasiyetname” hükümlerinden kaynaklanmakta olup, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun Geçici 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 2016/1 sayılı iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevinin Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait bulunması nedeniyle görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın, 6644 sayılı Kanunla değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/2 maddesi uyarınca Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 29.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı cevap dilekçesinde, mirasbırakanın yasal mirasçılarından birine gönderildiği anlaşılan vasiyetnamenin, mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesince açılması istenmeden, vasiyetnamenin yerine getirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın vasiyetnamenin tenfizi davası olup, dosya kapsamından tenfizi istenen vasiyetnamenin açılıp okunmadığı, MK'nun 596.maddesi gereğince öncelikle vasiyetnamenin açılıp okunması akabinde MK'nun 600.maddesi gereğince tenfizinin talep edilmesi gerekeceği, dosya kapsamında vasiyetnamenin açılıp okunduğu hususunda bilginin bulunmadığı, vasiyetnamenin açılıp okunmasının vasiyetnamenin tenfizi davasının ön koşulu olduğu, bu ön koşul gerçekleşmediği gerekçesi ile dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 405 vd. maddeleri. 3. Değerlendirme Somut olayda, davalı ...'nun Bayburt Sulh Hukuk Mahkemesinin 20.10.2018 tarihli ve 2018/366 Esas, 2018/453 Karar sayılı kararı ile kısıtlandığı ve vasi olarak diğer davalı ...'nun atandığı ancak davalı ...'nun vasisi tarafından temsil edilmediği anlaşılmıştır. Davanın vasi huzuruyla görülmesi gerekirken eksik taraf teşkiliyle işin esasının incelenmesi doğru görülmediğinden hükmün bu nedenle bozulmasına ve bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. VI. KARAR 1....
Noterliğinin 16.04.1990 tarihli 4637 yevmiye numaralı 102 ada 19 parsel sayılı taşınmazı davacılara vasiyet ettiğini, vasiyetnamenin Bartın Sulh Hukuk Mahkemesinin 24.09.1996 tarihli 1996/369 Esas, 1996/698 sayılı kararı ile açılıp okunduğunu, vasiyetnamenin iptali davası açılmadığını iddia ederek vasiyetnamenin tenfizi ile 102 ada 19 parsel sayılı taşınmazın muris adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP 1. Davalı ... 1. oturumda davayı kabul ettiğini beyan etmiştir. 2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı def'inde bulunduğunu, vasiyetnamenin ehliyetsizlik ve şekle aykırılık nedeniyle iptali gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 14.10.2021 tarihli 2021/136 Esasi 2021/531 sayılı kararında "davalı ...'...
CEVAP Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının vasiyetnamenin açılması davasının 20.10.2020 tarihli duruşmasına katılarak vasiyetnameyi kabul ettiğini, vasiyetnamenin tenfizi davasına da itiraz etmediğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, saklı paya tecavüz bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının vasiyetnamenin açılması davasında 20.10.2020 tarihli duruşmaya katıldığı, vasiyetnamenin kendisine okunduğu, davacının vasiyetnameyi, iptal sebebini ve saklı payının zedelendiğini en geç anılan tarihte öğrendiğinin kabulünün gerektiği, eldeki davanın 13.12.2021 tarihinde açıldığı, 4721 ... ... Medeni Kanunu'nun 571 inci maddesinde yer alan hak düşürücü sürenin dolduğu, davacının vasiyetnamenin tenfizi davasında tenkis def'inde bulunmadığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
MİRASÇILIK BELGESİVASİYETNAMENİN TENFİZİ4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 598 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 600 ] "İçtihat Metni" Dava dilekçesinde vasiyetnamenin tenfizi ile tescili istenilmiştir. Mah-kemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacılar dava dilekçesinde, murisin mirasçısız olarak vefat ettiğini ve 08.02.2002 tarihli ve 6457 nolu vasiyetname ile kendilerine muayyen mal vasiyetinde bulunulduğu ileri sürülerek vasiyet edilen dairenin muris adına olan tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini talep ve dava etmişlerdir....
(Mülga 743 sayılı MK. m.541; 4721 sayılı TMK. m 600) Somut olaya gelince, vasiyet eden 01/01/2002 tarihinden sonra öldüğünden, olaya 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümleri uygulanmalıdır. Dava konusu Rize ili, Merkez ilçesi, Orta Mahalle mevkii, 49 ada, 141 parselde kayıtlı 40/290 arsa paylı 4. kat, 6 numaralı bağımsız bölüm niteliğindeki taşınmazın Rize 1. Noterliğinin 24/04/2013 tarih ve 002941 yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile vasiyet eden T7 tarafından davacı T1 vasiyet edildiği, vasiyetnamenin Rize 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/1119 E. 2020/1603 K. Sayılı kararı ile açılıp okunduğu, yasal sürede vasiyetnamenin iptaline yönelik dava açılmadığı görülmüştür. Davalılar 18/08/2021 tarihli dilekçe ile davayı kabul etmişlerdir. Mahkemece davalıların davayı kabulü nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş, bu hususa ilişkin taraflarca istinaf isteminde bulunulmamıştır....
İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 17,507,508, 560, 575 inci maddeleri. 3. Değerlendirme 1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
Dava, vasiyetnamenin tenfizi isteminden ibarettir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanuunun 533/3.maddesi hükmüne göre; "memur, vasiyetnameyi tarih koyarak imzalar". Yine, 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 84.maddesinde; "hukuki işlemlerin Noter tarafından düzenlenmesi bir tutanak şeklinde yapılır... İşleme katılanların imzalarını ve Noterin imza ve mühürünü taşıması gereklidir". Dava konusu vasiyetname Gerede Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/586-289 sayılı kararı ile açılmış olup, temyiz üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından onanmak suretiyle kesinleşmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin İlamında; vasiyetnamede Noter imzasının bulunmaması halinin vasiyetnamenin iptali nedeni olduğu açıkça belirtilmiştir. Ancak, vasiyetnamenin iptaline ilişkin ilgililer tarafından açılmış bir dava bulunmamaktadır. Ölüme bağlı tasarruflardaki iptal sebepleri TMK.'nun 557. maddesinde sınırlı bir şekilde sayılmıştır....