İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekilinin dosyaya sunmuş olduğu 06.05.2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; "TMK'nun 571/3.maddesine göre 'Tenkis iddiası, def'i yoluyla her zaman ileri sürülebilir.' hükmü yer almaktadır. Yerel Mahkeme bu açık yasa hükmüne rağmen davalının açmış olduğu vasiyetin iptali davasının takipsiz kalmasını gerekçe göstererek , talebi hakkın kötüye kullanımı olarak değerlendirmiş ve talebi ret etmiştir. Oysa benzer Yüksek Mahkeme kararlarında davalıların açmış olduğu vasiyetin iptali davalarının takipsiz kalması halinde, vasiyetin tenfizi davasında defi olarak ileri sürülen tenkis iddiasının dinlenmesi gerektiği konusunda bir çok karar mevcuttur. Davalının tenkis definin dikkate alınmaması Yüksek Mahkeme'nin yerleşik içtihatlarına aykırı olup kararın kaldırılması gerekmektedir. Davalı cevap dilekçesinde tanık deliline dayanmış ve tanık listesini süresi içinde mahkemeye sunmuştur. Ayrıca davacı da tanık deliline dayanmış ve tanık listesi sunmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce HMK'nin 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Davacı taraf, muris Abdullah Tülek tarafından farklı tarihlerde yapılan ve birbiriyle çelişmeyen iki ayrı vasiyetnamenin tenfizini istemekte olup, davalıların davaya süresinde cevap vermedikleri anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince, davalı T6'in tenkis def'inde bulunduğu kabul edilerek, tenkis incelemesi yapılmış ise de, 6100 sayılı HMK'nın 141. maddesi uyarınca tenkis def'inin davalı tarafça cevap dilekçesi verilerek açıkça ileri sürülmesi gerekir. Aksi halde, davacının açık muvafakati olmadan ya da ıslah yapılmadığı sürece tenkis def'i incelenemez. Bu halde, adı geçen davalı tarafından süresinde tenkis def'i ileri sürülmediğine göre, mahkemece tenkis yönünden inceleme yapılması doğru olmamıştır....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile vasiyetnamenin davacı ...’ın saklı payına yapılan 4.606 TL müdahale kapsamında iptaline dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine Dairece verilen 05/07/2018 tarihli ve 2016/20396 E. 2018/7654 K. sayılı kararla; davacı ... yönünden olumlu olumsuz bir karar verilmediği, vasiyetnamenin iptali isteminin reddine ilişkin kararın ara kararla verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, vasiyetnamenin ehliyetsizlik ve irade sakatlığı nedenleriyle iptali talep edilmişse de gerekçede irade sakatlığına yönelik herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, bu sebeplerle ileri sürülen iptal sebepleri incelenerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği, gerekçesiyle bozulmuştur....
Dava, vasiyetnamenin iptali olmadığı taktirde tenkis talebine ilişkindir. Mirasçılık ve mirasın geçişi mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 s. Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 17). Mirasbırakan 1.1.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 1.1.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ilgili hükümlerinin uygulanması gerekir. Bilindiği üzere; tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır....
SONUÇ: Vasiyetnamenin iptali davasına ilişkin hükmün yukarıda l. bentte gösterilen nedenle ONANMASINA, tenkis davası ile ilgili birleştirme kararına yönelik temyiz isteğinin yukarıda 2. bentte gösterilen nedenle REDDİNE, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,peşin alınan harcın mahsubuna, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 22.09.2008...
Mahkemece davacının ilk talebi olan vasiyetnamenin iptali yönünden davacının ilk talebi olan vasiyetnamenin iptali yönünden davacının talebinin reddine karar verildiği, kademeli talep olan tenkis talebi yönünden ise 300.000,00 TL üzerinden karar verildiği görülmektedir. Taraf vekillerinin istinafı ilk talep olan vasiyetnamenin iptaline yönelik olmayıp kademeli talep olan tenkis yönündendir dolayısıyla vasiyetnamenin iptali talebinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararı istinaf konusu edilmediğinden kesinleşmiştir dolayısıyla taraf vekillerinin istinaf talepleri tenkis yönünden değerlendirilmiştir. Öncelikle ölüme bağlı tasarrufların saklı payı aşan kısmının mutlak tenkise tabi olduğu durumundan yola çıkarak vasiyetnameler, hiçbir şart aranmaksızın tenkise tabidir....
Bununla birlikte, davalı ... 22.10.2013 tarihli dilekçesiyle, davacı ... tarafından hakkında açılan vasiyetnamenin tenfizi davasını kabul etmediğini, murisin yaptığı 05.01.2004 tarihli vasiyetname ile mahfuz hissesine tecavüz edildiğini belirterek, yasal miras hakkını istediğini bildirmiştir. 4721 sayılı MK'nun 571/3. maddesi uyarınca, tenkis iddiası, def'i yoluyla her zaman ileri sürülebilir. Bu sebeple, davalı ...'ın tenkis def'inin incelenip tenkis hesabı yapılarak sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, bu yön dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir ....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : VASİYETNAMENİN İPTALİ-TENKİS Taraflar arasında görülen davada Davacı, muris babası ...'ın 09.05.2005 tarihinde öldüğünü, ölmeden önce 10.02.1998 tarihinde vasiyetname düzenlediğini, vasiyetnamenin düzenleme yeri bulunmaması nedeniyle geçersiz olduğunu, ayrıca murisin vasiyetnamede 5080 ada 22 parselde bulunan 146 m2 arsanın üzerindeki bir ..., bir giriş ve üç normal kattan oluşan binanın giriş kat üstü ve onun üstü olan iki kata karşılık 20/45 payını vasiyetnamenin düzenlendiği gün davalı oğlu ...'a devir ettiğini, ayrıca murisin aynı vasiyetname ile davalı oğlu ...'a da bir daire bıraktığını, saklı paylarının zedelendiğini, bu amaç ile hareket edildiğini ileri sürerek, vasiyetnamenin iptalini, vasiyetnamenin iptali talebinin reddi halinde saklı payı aşan vasiyetnamenin tenkisine karar verilmesini istemiştir....
Ancak, vasiyetnamenin iptali davasında, dava açma hakkı mirasçının tasarrufu ve butlan nedenini öğrenme gününden itibaren bir sene ve her halde vasiyetnamenin açılması tarihinden itibaren beş sene geçmekle, tenkis davasında da vasiyetnamenin açıldığı tarihten itibaren beş sene geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiş olup, vasiyetname 18/07/1983 tarihli duruşmada davacının yüzüne karşı açılıp okunduğundan ve bir sureti duruşmada davacıya tebliğ edildiğinden, davacı açısından zamanaşımı süresinin 18/07/1983 günü itibariyle başladığının kabulü gerekir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Vasiyetname İptali, Tenkis Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm vasiyetnamenin iptali, olmadığında tenkis istemine ilişkindir. Mahkemece her iki dava reddedilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesi öncelikle vasiyetnamenin iptali istemine yönelik olacağından Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 26.01.2009 tarih ve 1 sayılı kararının 2. maddesi gereğince görev Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.26.10.2009 (Pzt.)...