O halde, mahkemece davacının tenkis talebi TMK 560 vd maddelerine göre incelenerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, hukuki değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir." gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda; net tereke miktarı tespit edilemediği gerekçesiyle, vasiyetnamenin iptali talebinin reddine, davacının terditli olarak talep ettiği tenkis talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-) Saklı payları zedeleyen vasiyetnameler, kayıtsız koşulsuz tenkise tabidir (TMK md. 519)....
'ın vasiyetnamenin yapıldığı tarihte tasarruf ehliyetinin bulunduğu, hastaneden alınan sağlık kurulu raporundan anlaşılmış ise de, iptali istenen vasiyetnamenin murise manevi ikrar altında yapıldığı sabit olduğundan, davacıların vasiyetnamenin iptali isteminin yerinde görülmemesi sebebi ile somut olayda davacıların tenkis alacağının, davalı yanca tercih hakkını nakden ödeme yönünde kullandıkları, bilirkişilerce dava konusu taşınmazların değeri belirlenerek buna göre davacıların tenkis alacakları tespit edilmiş olduğu" gerekçesiyle, davacıların vasiyetnamenin iptali isteminin yerinde görülmemesi sebebi ile, davacıların tenkis davalarının kabulleri ile; davacı oğul Faruk için 2.563,05 TL, davacı torunlar Ş. V. ve F. A. O. için toplam 8.983,48 TL (4.491,74'er TL) , davacı torunlar için A. B. ve S.....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali olmadığında tenkis davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü....
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, davacı tarafın mahkemenin 2016/566 Esas sayılı dosyası ile vasiyetnamenin iptali, aksi halde tenkis talebinde bulunduğunu, mahkemenin birleşen dosyalar yönünden muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tenkis davaları bulunduğundan tefrik kararı verilerek vasiyetnamenin iptali ve tenkis davasının 2019/243 Esas sayısı ile yeni esasa kaydedilip yargılamaya devam olunduğunu, mahkemece davanın reddine karar verildiğini, bu halde davacı tarafın tüm taleplerinin reddedildiğini, ancak gerekçede tenkis ile ilgili karar verilmediğinin anlaşıldığını, kısa kararla gerekçeli kararın çeliştiğini, vasiyetnamenin geçerli olup murisin vasiyetname ile oğlu Adem' i mirastan ıskat ederken eşi ve çocuklarını mirasçı nasp ederek Adem'in çocuklarını da mirastan mahrum bıraktığını, mahkemece tefrik kararı verilirken vasiyetnamenin iptali ve tenkis davasının tefrik edilerek aynı mahkemenin 2019/243 Esas sırasına kaydedildiğini, tenkis talebinin de reddine karar verilmesi...
Bu çocuklarımın terekemden alacak herhangi bir miras hak ve hisseleri kalmamıştır” ibarelerinin bulunduğunu, murisin arzusunun müvekkili ve diğer evlatlarının miras haklarını ortadan kaldırmak olmadığı ancak sağlığında müvekkile miras payını verdiği iddiası bulunduğunu, vasiyetnamedeki bu beyanın doğru olmadığını, murisin sağlığında müvekkiline miras payına karşılık nereyi, ne şekilde verdiğinin tespit edilmediğini ve araştırılmadığını, araştırma yapılmaksızın murisin iradesinin vasiyetnameye uygun olduğu kanaatine varılamayacağını, murisin 6 çocuğu olmasına karşın 5 çocuğu olduğunu ve kızının adının Münevveriye olmasına karşın vasiyetnamede Münevver yazması nedeniyle murisin vasiyeti yaparken aklının başında olmadığını veya vasiyetnameyi okumadığını gösterdini, vasiyetnamenin iptali olarak açılan davanın yargılama sırasında 29.05.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile tenkis davasına dönüştürüldüğünü ve vasiyetnamenin iptali ile birlikte tenkis talebinde de bulunulduğunu, tenkis talebinin hak...
Somut olayda, davacı başlangıçta açtığı vasiyetnamenin iptali davasını tamamen değiştirerek (ıslah ederek) tenkise çevirmediği, önceki taleplerini muhafaza ederek bu taleplerine ilaveten şayet bu talepleri yerinde görülmezse terditli olarak tenkis talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, davada kamilen (tam) ıslah yoluna gidilmemiş, bu anlamda herhangi bir işlem yapılmamış olduğu gibi harcı yatırılarak açılmış ayrı bir tenkis davası da bulunmamaktadır. Bu durumda yöntemine uygun yapılmış kamilen ıslahtan da söz edilemez. O halde ilk derece mahkemesince tenkis isteğinin değerlendirilmemesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Vasiyetnamenin iptali davasında ise murisin hukuki işlem ehliyetinin bulunmadığı ileri sürülmüş ise de Adli Tıp Kurumunun 29.07.2020 tarihli 3994 karar sayılı kararına göre murisin işlem tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca noterde bulunan vasiyetname suretinde vasiyetname tanıklarının da imzasının bulunduğu görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ D DAVA TÜRÜ : VASİYETNAMENİN İPTALİ VE TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, ortak miras bırakanları ....in 12.2.2002 tarihli vasiyetnamesi ile 3 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu bağımsız bölümü davalı eşi .....'e eşit paylarla, aynı taşınmazdaki 6 nolu bağımsız bölümü ise davalı çocukları ..., .e eşit hisselerle bıraktığını, murisin vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte tedavi görmesi nedeniyle aldığı ilaçların etkisi ile temyiz kudretini kaybettiğini ileri sürerek vasiyetnamenin iptalini, bu olmadığı takdirde saklı paylarına yapılan tecavüzün tenkisini istemişlerdir. Davalılar, murisin vasiyetnameyi düzenlediği tarihte akli melekelerinin yerinde olduğunu, çekişmeli taşınmazları mirasçılardan hiç birinin mahfuz hisselerine dokunmaksızın tasarruf nisabı içinde vasiyet ettiğini bildirmişlerdir. Davanın reddine dair verilen karar, Yargıtay 3....
O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca sür'atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak nakdin ödetilmesine karar verilmelidir. 3. Değerlendirme 1. Somut olaya gelince; 02.02.2011 tarihli dava dilekçesinde davacılar vekili vasiyetnamenin iptali istemi ile birlikte saklı pay ile ilgili talepte bulunarak anılan dilekçede açıkça belirtilmemiş ise de tenkis talebinde bulunmuştur. Dilekçenin kapsamından davacıların öncelikle vasiyetnamenin iptalini, olmaz ise tenkis isteminde bulundukları anlaşılmaktadır. Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hâkime ait görevdir. 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TENKİS Uyuşmazlık ve hüküm, Türk Medeni Kanunu 600. maddesinden kaynaklanan vasiyetnamenin yerine getirilmesi ve tenkis istemine ilişkin olup, yargılama sonucunda vasiyetnamenin yerine getirilmesi davasının kabulüne, tenkis davasının reddine karar verilmiştir. Hüküm iki davaya yönelik olarakta temyiz edilmiş olmakla, öncelikle vasiyetnamenin yerine getirilmesi yönünden incelenmesi, ondan sonra tenkis davası yönünden değerlendirme yapmak üzere Dairemize gönderilmesi gerekmekte olup, vasiyetnamenin yerine getirilmesini inceleme görevinin ise Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait olmakla dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : VASİYETNAMENİN İPTALİ-TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakanı babası ...'ın 21.06.2004 tarihinde düzenlediği vasiyetnamenin ölümünden sonra 01.06.2011 tarihinde açıldığını, babasının vasiyetname verdiği tarihte temyiz kudretinden yoksun olup vasiyetname düzenlemeye ehil olmadığını, aynı zamanda bu vasiyetname ile saklı payının da ihlal edildiğini ileri sürerek vasiyetnamenin iptali, olmazsa tenkise karar verilmesini istemiştir. Davalılar, resmi vasiyetname düzenlendiği tarihte mirasbırakanın ayırtım gücünün yerinde olduğunu, vasiyetname tarihinden beş sene sonra açılan vesayet davasının mirasbırakanın ehliyetli olduğu gerekçesiyle reddedildiğini, davacının diğer iddialarının da yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, mirasbırakanın akıl zayıflığının olmadığı, hukuki işlem ehliyetinin bulunduğunu gerekçeleri ile davanın reddine ilişkin karar, Yargıtay 3....