Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliğince tanzim edilen 01.09.2004 tarihinde 1929 yevmiye nolu vasiyetnameden dönme belgenin açılıp okunması tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü ile vasiyetnameden dönme belgesinin açılıp okunmuş sayılması cihetine gidilmiş, hüküm mirasçı .... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 3.15 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 13.02.2013 günü oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.04.2012 gününde verilen dilekçe ile alacak (vasiyetnameden kaynaklanan) talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 06.06.2017 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava konusu ... İli, ... İlçesi, 3. Bölgede yer alan ... Mahallesi, ... ve ... sokağındaki 119 pafta, 536 ada, 25 sayılı parsel üzerindeki binanın 11 nolu bağımsız bölümünün davalılar tarafından satışına dair resmi senedin ve 11 nolu bölümün tedavüllü tapu kaydının Tapu Müdürlüğünden getirtilerek evraka eklenmesi, daha sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 05.02.2018 gününde oybirliği ile karar verildi....

      Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2003/1377 Esas, 2004/814 Karar sayılı dosyasının 07.07.2004 günlü oturumunda davalı ...’ya okunduğundan, vasiyetnameden haberdar olmuştur. Miras yoluyla mülkiyeti kazanan ...’nın vasiyetnameden bilgi sahibi olmasından sonra taşınmazı 21.11.2004 tarihinde ...’e satışında mal kaçırma amacıyla hareket ettiği yolundaki mahkeme gerekçesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Ne var ki, davalı ...’in 01.12.2004 tarihinde davalı ...’a yaptığı satışta aynı kasıtla hareket ettiğini kabul etmek mümkün değildir. ...’un yolsuz tescil ile malik olduğunu kabul edebilmek için, malik olduğu tarihte, muris ... tarafından vasiyet yoluyla davacıya taşınmazın intikalini sağlamak amacıyla yapılan 23.01.1980 tarihli vasiyetnameden bilgisi olması gerekir. Dinlenen davacı tanıkları, davalı ...’un vasiyetnameden haberdar olduğuna ve taşınmazı yolsuz olarak edindiğine ilişkin bilgi vermemişlerdir....

        Sulh Hukuk Mahkemesince, davanın vasiyetnameden kaynaklı tapu iptal ve tescil davası olduğu gerekçesiyle görevszilik yönünde hüküm kurulmuştur. Somut olayda davacı, mirasbırakan tarafından, 10.04.1990 tarih, 4452 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vasiyetname ile kendisine vasiyet edilen taşınmazın adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Dava, vasiyetnemenin açılması (okunmasına) ilişkin olmayıp, vasiyetnamenin tenfizi yani yerine getirilmesine ilişkindir. Her nekadar dava hasımsız olarak açılmış ise de, vasiyetnamenin tenfizine ilşkin davalar, yükümlülüğünü yerine getirmeyen vasiyet yükümlüsüne karşı açılması gereken davalar olup, çekişmesiz yargı işi değildir. 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra, 04.04.2013 tarihinde açılan bu davada, tapu tescil talebinde bulunulduğuna göre, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

          Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın vasiyetnameden kaynaklı tapu iptal ve tescil davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Türk Medeni Kanununun 600. Maddesinin 3. fıkrasında ”Vasiyet alacaklısı, yükümlülüğünü yerine getirmeyen vasiyet yükümlüsüne karşı, vasiyet edilen malın teslimini veya hakkın devrini, vasiyet konusu bir davranış ise bunun yerine getirilmemesinden doğan zararın giderilmesini dava edebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda davacı, mirasbırakan tarafından düzenleme şeklinde vasiyetname ile kendisine vasiyet edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Dava, vasiyetnamenin açılmasına (okunmasına) ilişkin olmayıp, vasiyetnamenin tenfizi yani yerine getirilmesine ilişkindir....

            Somut olayda; her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince; “...murisin eşi tarafından 10.04.2000 tarihinde tenkis davası açıldığı, davanın 5 yıl devam ettikten sonra 28.04.2005 tarihinde sonuçlandığı, vasiyet edenin çocukları olan davacıların bu şartlar altında vasiyetnameden haberdar olmamalarının mümkün olmadığı, davacıların; annelerinin açtığı tenkis davası sırasında, yani en geç 28.04.2005 tarihinde vasiyetnameden haberdar oldukları kabul edilerek, davanın 20.11.2014 tarihinde açılmış olduğundan TMK'nun 559. maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığı” gerekçesi ile ilk derece mahkemesinin gerekçesinin değiştirilmesine karar verilmiş ise de; yukarıdaki madde metninde açıkça ifade edildiği üzere iptal davasında dava açma hakkı; davacıların vasiyetnameyi öğrenme tarihinden itibaren 1 yıl olup, iş bu sürenin başlangıcı öğrenme tarihidir....

              Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, vasiyetnamenin iptali, olmazsa tenkis; birleştirilen dava, vasiyetnameden kaynaklanan alacak isteklerine ilişkindir. Asıl davanın davacısı ... ... ..., mirasbırakanı ... .... 8 nolu meskeni ve otomobilini sağlık ocağı yaptırılmak üzere sağlık müdürlüğüne vasiyet ettiğini, mahfuz hissesinin ihlal edildiğini ileri sürerek vasiyetnamenin iptalini, olmazsa tenkisini istemiştir. Davalı-Birleşen davanın davacısı ..., asıl davanın reddini savunmuş; Yargıtay bozma ilamından sonra mirasbırakanın eşi ve kızı aleyhine açtığı birleşen davası ile de, vasiyetnameden kaynaklanan alacağının tahsilini talep etmiştir. Asıl davanın tenkis yönünden kabulüne ilişkin mahkeme kararı, Yargıtay 16. Hukuk Dairesince; davalı ......

                TMK’nın 542. maddesinde; Mirasbırakanın, vasiyetname için kanunda öngörülen şekillerden birine uymak suretiyle yeni bir vasiyetname yaparak önceki vasiyetnameden her zaman dönebileceği, vasiyetnamenin tamamından veya bir kısmından dönülebileceği belirlenmiştir. Somut olayda; muris tarafından ilk olarak 25/06/2009 tarihinde, lehtarının ... olduğu vasiyetname düzenlendiği, daha sonra davaya konu 16/09/2014 tarihli önceki vasiyetnameden rücu edildiğine dair beyanını içeren düzenleme şeklinde ölüme bağlı tasarrufta bulunulmuştur....

                  Öyle ise murisin sağlığında kat'i satış olarak gerçekleştirdiği işlemle (sözleşmeyle) henüz ifa aşamasına gelmeyen vasiyetnameden rücu ettiğinin kabulü gerekeceği kuşkusuzdur.(TMK.'nın 544/2 maddesi). Vasiyetçi her ne kadar vasiyetnameden, vasiyetname ile bağdaşmayan bir hukuki tasarrufla rucu edebilirse de, o tasarrufun hukuki sonuç doğurabilmesi daha açık bir anlatımla vasiyetnameyi ortadan kaldırabilmesi için sonradan yaptığı hukuki tasarrufun geçerli olması gerekir....

                  ın ise, açılma dosyasında vasiyetnameye karşı beyan da bulunması için davetiye çıkartıldığı, davetiyenin 24/02/2009 tarihinde tebliğ edildiği, 21/05/2009 tarihinde de vasiyetnamenin açılmasına karar verildiğini, böylece yukarıda bahsi geçen bir kısım davacılar 03/02/2009 tarihinde vasiyetnameden haberdar olup öğrendiklerini davacı Yaşarın ise 24/02/2009 tarihinde vasiyetnameden haberdar olup öğrendiğini, eldeki davanın açılış tarihi olan 20/05/2010 tarihi itibariyle TMK. 559.maddesindeki bir yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki delillere ve kurulan hükme göre davacılardan ... dışındaki davacılar yönünden kurulan hükümde isabetsizlik yoktur....

                    UYAP Entegrasyonu