Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 03/03/2020 tarih ve 2019/3 Esas 2020/108 Karar sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacılar vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan esas incelemesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE : Müvekkili davacı Nihal Kendirli muris T4 kızı olduğunu, Tarsus 5 Noterliği 23/10/2012 tarih 8932 sayılı vasiyetnamenin yapıldığını, müvekkiline herhangi bir toprak parçası bırakmadığını, annesinin bu vasiyetnameyi yapacak bir kişi olmadığını, çocukları ve torunları arasında ayrım yapmayacak kişi olmasına rağmen yaptığını, muris annelerinin kandırıldığını veya tesir altında kalarak yaptırıldığını, müvekkillerinin hisseleri dahi düşünülmeden vasiyetname yapıldığını, dava konusu vasiyetname yapılırken davalı T1 murisin mirasçısı olmadığını, bu nedenlerle vasiyetname müvekkillerinden mal kaçırma için yapılmış olduğundan, vasiyetnamenin, miras hisseleri oranında iptali ile müvekkillerinin hisseleri oranında tapuya tesciline, uygun görülmediğinde müvekkillerinin...

Dava dilekçemizde de belirttiğimiz üzere miras bırakan T1 ve müvekkilim T1’ nın eğitim durumu ve hukuki bilgisi de nazara alındığında vasiyetnamenin düzenlenmesi için hukukumuzca aranan şekil şartlarını bilmediklerinden ötürü atipik bir belge hazırladıkları açık olduğunu, miras bırakan T1 arasında 14.12.2019 tarihinde vasiyetname düzenlenmeye çalışılmış olup tarafların hukuki bilgisinin yetersizliği nedeniyle resmi şekil şartlarına uygun bir vasiyetname yerine atipik bir belge düzenlendiğini, müvekkili ile miras bırakan T1’nın katılımı ve iki şahidin huzurunda gerçekleştiğini, müvekkili ve miras bırakanın eğitim durumu ve hukuki bilgisi de nazara alındığında vasiyetnamenin düzenlenmesi için hukukumuzca aranan şekil şartlarını bilmediklerinden ötürü atipik bir belge hazırladıkları açık olduğunu, dava dosyasında dinlenen tanık beyanlarından da açıkça anlaşıldığı üzere müteveffanın iradesinin vasiyetname ile müvekkile ilgili sözleşmede yazılı taşınmazları bırakmak olduğu konusunda herhangi...

Noterliğinin 21/7/2016 tarih ve 09463 yevmiye numaralı vasiyetname ile kendisine ait Hatay ili Arsuz ilçesi Akçalı Mah. 2921 nolu taşınmazın ½ sini müvekkile ½ ni T1, Hatay ili Arsuz ilçesi Akçalı Mah. 319 sayılı taşınmazın tamamını müvekkile bıraktığını ve bu yönde vasiyetname düzenlendiğini, müvekkilin Hatay 2. Sulh Hukuk Mahkemesi 2017/212 E 2017/262 K sayılı ilamı ile muayyen mal vasiyeti belgesi niteliğinde mirasçılık belgesi aldığını, müvekkilin vasiyetname gereğince işlem yapmak için hazırlık yapma aşamasında iken miras bırakan(vasiyet eden Necmeddin Fikret)’in müvekkile vasiyetname yolu ile bıraktığı taşınmazlar ile birlikte tüm mal varlığını, Samandağ noterliğinde 15.12.2015 tarih 14460 yevmiye numaralı vasiyetname düzenlediğini öğrendiğini, vasiyetname Hatay 1....

Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından iptali istenen 30/10/2013 tarih 2448 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vasiyetnamenin davacı tarafça; ehliyetsizlik ve şekil şartı eksikliğine dayalı olarak iptalinin istendiği görülmüş olmakla, bu kapsamda mahkememizce taraf delilleri toplanmış, vasiyetname düzenleyen murise ait tüm belgeler dosya arasına alınmış, murisin korku ve zorlama sonucu vasiyetname düzenlediğine dair yeterli delile ulaşılamamış, aldırılan Adli Tıp Raporunda murisin vasiyetname tarihinde akli melekelerinin yerinde olduğu, fiil ehliyetinin mevcut olduğu, hukuki işlem yapmasında sakınca olmadığının tespitine varıldığı, vasiyetnamenin usul ve yasaya uygun olarak şekil şartlarına uygun olarak düzenlendiği anlaşıldığından asıl olan murisin iradesinin ayakta tutulması olduğundan" gerekçeleri ile; 1- Davanın REDDİNE, dair karar verilmiştir....

Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından iptali istenen 30/10/2013 tarih 2448 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vasiyetnamenin davacı tarafça; ehliyetsizlik ve şekil şartı eksikliğine dayalı olarak iptalinin istendiği görülmüş olmakla, bu kapsamda mahkememizce taraf delilleri toplanmış, vasiyetname düzenleyen murise ait tüm belgeler dosya arasına alınmış, murisin korku ve zorlama sonucu vasiyetname düzenlediğine dair yeterli delile ulaşılamamış, aldırılan Adli Tıp Raporunda murisin vasiyetname tarihinde akli melekelerinin yerinde olduğu, fiil ehliyetinin mevcut olduğu, hukuki işlem yapmasında sakınca olmadığının tespitine varıldığı, vasiyetnamenin usul ve yasaya uygun olarak şekil şartlarına uygun olarak düzenlendiği anlaşıldığından asıl olan murisin iradesinin ayakta tutulması olduğundan" gerekçeleri ile; 1- Davanın REDDİNE, dair karar verilmiştir....

Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/1241 esas sayılı dava dosyası ile açıldığını, ve davacıya 03/07/2018 tarihinde okunarak haberdar edildiğini, davacının düzenlenen vasiyetname ile kendisine bırakılan taşınmaz ve kooperatif ortaklık hak ve hisselerini istemediğini, bu nedenle bu talebini sayılı davanın duruşmasında sözlü olarak beyan ettiğini, davacının isteğinin mirasın diğer yasal mirasçılara kalması şeklinde olması nedeniyle ve vasiyetname ile atanmış mirasçılar için 3 aylık vasiyetnamenin reddi süresinin, miras bırakanın tasarrufunun kendisine resmen bildirilmesi ile işlemeye başladığından bu davayı açtığını belirterek, Datça Noterliğinde 07/10/2008 tarih 4484 yevmiye nolu düzenleme şeklindeki vasiyetname ile davacıya bırakılmış olan mirası reddettiğinin kabulüne karar verilmesini istemiştir....

Buna göre, davacının dayandığı vasiyetname resmi şekilde yapılmadığı gibi, aynı Yasa’nın “El Yazılı Vasiyetname” başlıklı 485. maddesinde; “Vasiyetçinin, bizzat tanzim ettiği vasiyetname; baştan aşağı kadar tanzim edildiği mahal, sene, ay ve gün dahi dahil olduğu halde bizzat kendi el yazısiyle yazılmış ve imza edilmiş olmak lazımdır. Bu suretle tanzim edilmiş olan vasiyetname açık veya kapalı olarak hıfzedilmek üzere sulh hakimine veya katibi adil veya memura tevdi olunur.” hükmünü içermekte olup bu vasiyetnamenin geçerliliği için her şeyden önce vasiyetçinin kendi el yazısıyla yazılmış olması gerekir. Davacının dayandığı belge ise el yazısı ile yazılmamıştır. Dolayısıyla ortada geçerli bir vasiyetnamenin varlığından söz edilemez....

    Sulh Hukuk Mahkemesinin 19.04.2011 tarih ve 2011/3 Esas, 2011/601 Karar sayılı ilâmıyla açılıp okunduğunu, murisin vefatından evvel, vasiyetname konusu olan 2556 parselde kayıtlı taşınmazı kendisine sattığını ve tapuda devrettiğini, vasiyetname konusu diğer taşınmazın ise tüm mirasçılar adına hisseli olarak kayıtlı olduğunu, murisçe yapılan muayyen mal vasiyetinde kendisine vasiyet edilen taşınmazların mülkiyetinin adına tescili için vasiyetnamenin tenfizi davası açılması zaruretinin hasıl olduğunu belirterek dava konusu vasiyetnamenin tenfizi ile vasiyetname konusu taşınmazların adına tescilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile 2556 parselde kayıtlı taşınmaz yönünden talebini atiye bırakmıştır. II. CEVAP 1. Davalı ......

      Davalı; mirasbırakanın vasiyetname tarihinde akli melekelerinin yerinde olduğunu, vasiyetnamenin yanılma korkutma ile yapılması imkanının olmadığını, hukuka ahlaka aykırı bir durum olmadığını, mirasbırakanın okuma yazma bilse bile okuma yazma bilmeyenlere özgü vasiyetname düzenleyebileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince; vasiyetnamenin iptalini gerektirecek hukuki bir sebep bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

        ın vefat ettiği, dosyaya sunulan vasiyetname kapsamına göre davacının ......ın mirasçısı olduğu, öte yandan murisin düzenlediği vasiyetname ile davacının mirasçılık hakkını saklı payla sınırladığı, ancak vasiyetname henüz kesinleşmeden davalı şirket yönetim kurulunca vasiyetname gereğince pay sahipliğinin belirlendiği, buna göre pay defterine hisselerin kaydedildiği, kararın yasaya aykırı olduğu bu nedenle asıl davanın kabulü ile; davalı Şirket Yönetim Kurulu tarafından alınan 07/03/2016 tarihli (1) no'lu kararın 6102 sayılı TTK'nın 391/1 fıkrası uyarınca batıl olduğunun tespitine, birleşen İstanbul 15 Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/169 Esas sayılı davasında; Abide Kültür Sanat Turizm Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin pay defterindeki 07/03/2016 tarihli (1) nolu yönetim kurulu kararı ile oluşturulan kaydın, kararın hükümsüzlüğü nedeniyle önceki duruma getirilmesine karar verilmiş ve kararı davalılar vekilleri istinaf etmiştir....

          UYAP Entegrasyonu