Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1966 yılında 6831 Sayılı Yasa uyarınca yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın kısmen orman kadastrosu dışında kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve ... biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda ... onama harcının temyiz edene yükletilmesine 27/05/2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 20.02.2002-20.08.2002 tarihleri arasında ilanı yapılarak kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın kesinleşmiş tahdit haritası ve resmi belgelere dayalı araştırma ve inceleme sonucu kısmen orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 23/02/2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Yasa gereğince 1969 yılında ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman kadastro haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın temyize konu (A) bölümünün kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 29/05/2012 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Kadastro sırasında ... Köyü 107 ada 39 ve 40 parsel sayılı sırasıyla 9333 m2 ve 3000 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, vergi kaydı ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adlarına tespit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, taşınmazların kesinleşen orman tahdit sınırları içerisinde kaldığı iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine ve dava konusu parsellerin tespit gibi davalılar adlarına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ..., 29.09.2003 günlü dilekçesinde ... yapılan genel arazi kadastrosu sırasında kesinleşen orman sınırı içinde bulunmasına rağmen, paftada yol ve yol boşluğu olarak bırakılan dört parça taşınmazın orman olarak, 103 ada 446 ve 101 ada 100 parsellere ilave edilmek suretiyle orman olarak tescilini talep etmiştir....
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1949 yılında yapılıp, 21.11.1949 tarihinde ilan edilerek 21.02.1950 tarihide kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükümlerine göre yapılıp, arazi kadastrosu sonuçları ile ilan edilen aplikasyon uygulaması vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada kısmen orman sınırları dışında kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 07.06.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1940 yılında 4785 Sayılı Yasa nazara alınmadan 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre orman kadastrosu yapılmış, 21/06/1940 tarihinde ilan edilmiş ve kesinleşmiştir. Daha sonra 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince yapılan 2/B uygulaması ise temyize konu davanın varlığı nedeniyle kesinleşmemiştir....
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 6831 Sayılı Yasaya göre yapılan orman kadastrosu 1972 yılında ilan edilerek kesinleşmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmişse de yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; Orijinal tahdit haritası getirilmeden, bilirkişiler tarafından değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeden çekişmeli taşınmazın konumu belirlenmiştir....
Mahallinde yapılan keşifler sonucunda aldırılan teknik bilirkişinin 22.05.2015 tarihli raporunda, davacı adına kayıtlı taşınmazın tesis kadastrosu sınırları, uygulama kadastrosu sınırları ile davacının zemindeki kullanım sınırlarının neresi olduğu gösterilmiş; 17.12.2018 tarihli teknik bilirkişi raporunda ise, dava konusu taşınmazlara ait tesis kadastrosu sınırları ile uygulama kadastrosu sınırlarının çakışmadığı, davacının zemindeki kullanım sınırları ile uygulama kadastrosu sınırları aynı olup, dosya arasında bulunan hava fotoğraflarından da bu hususun anlaşıldığı, davacı adına kayıtlı taşınmazın tesis kadastrosu sınırları içerisinde kalan bir bölümünün zeminde kullanılmayan hali alanda kaldığı belirtilmiştir....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin 5831 Sayılı Yasa ile 3402 Sayılı Yasaya eklenen ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro tespitlerine, itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 26/10/1992 tarihinde askı ilanı yapılarak 27/04/1993 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama çalışmaları bulunmaktadır. Davanın 3402 Sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz davası niteliğinde olması nedeniyle mahkemece “düzeltme işlemlerinin idari makamlar huzurunda ileri sürülüp, idari makamlar tarafından yapılması gerektiği gerekçesiyle” işin esasına girmeden davanın reddine karar verilmesi yerinde değildir. Şöyle ki, somut olayda 6831 Sayılı Yasanın 9/son maddesi gereğince yapılan bir düzeltme işlemi bulunmamaktadır....