İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti ve icra memur muamelesine şikayetten dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin süreden, diğer şikayetlerin ise esastan reddine karar verilmiştir. Kararın davacı borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı borçlu vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Ancak, davacı ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüş ise, imzaya ve borca itirazın süre yönünden reddedilebilmesi için öncelikle davacının usulsüz tebliğ şikayeti ön sorun olarak incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olduğu tespit edildiği takdirde usulsüz tebliğ şikayeti ve dava süre yönünden reddedilmelidir. Tebliğin usulüne uygun olmadığı ve davanın TK'nın 32. maddesi uyarınca öğrenmeden itibaren yasal süresi içerisinde açıldığının tespit edilmesi halinde ise, ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilerek davacının imzaya ve borca itirazları değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmelidir....
tebliğ mazbatasının resmi evrak olduğundan aksinin ancak yazılı delil ile ispatı gerektiğini, ayrıca iş bu davanın usulsüz tebligat şikayeti olup tebligatı yapan kişinin posta memuru olduğunu, bu nedenle müvekkili aleyhinde usulsüz tebligat nedeniyle mahkeme masrafı ve yargılama giderine hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
ve tamamına açıkça itiraz ettiğini, müvekkilinin ikamet adresinin Osmaniye İli olup yetkili icra dairesinin Osmaniye İcra Daireleri olduğunu belirterek usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emrinin iptaline, gecikmiş itirazlarının kabulüne ve Mersin 5.İcra Dairesinin yetkisizliğine, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Bu haliyle davacı borçluya yapılan satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğu açıktır. Satış ilanının usulsüz tebliği başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğundan ve zarar unsuru da gerçekleştiğinden (muhammen bedel 162.750,00 TL; ihale bedeli 120.250,00 TL dir) mahkemece ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikayetin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, istinaf başvurusu yerinde görülmüştür. Tüm bu tespitler ve izahatlar ışığında davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından HMK'nın 353/1- b.2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davacı borçlu tarafça, meskeniyet şikayeti ile birlikte, usulsüz tebliğ şikayetinde de bulunulmuş olmasına rağmen mahkemece, yalnızca meskeniyet şikayetine ilişkin hukuki değerlendirmede bulunulmuş, usulsüz tebliğ şikayeti ile ilgili olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355. Maddesi uyarınca, dairemizce resen nazara alınması zorunlu olduğundan; davacı tarafın istinaf sebepleri bu aşamada değerlendirilmeksizin, HMK'nun 355 ve 353/1- a-6 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, belirtilen eksikliklerin giderilerek usulüne uygun şekilde hüküm kurulması için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Somut olayda şikayetçiye 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri de tebliğ edilmiş ve bunlara yönelik olarak herhangi bir usulsüz tebligat şikayeti ileri sürülmemiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1543 KARAR NO : 2023/936 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/04/2022 NUMARASI : 2021/283 ESAS, 2022/155 KARAR DAVA KONUSU : HACZEDİLMEZLİK - USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ KARAR : Muğla İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/283 Esas, 2022/155 Karar sayılı dosyasında verilen davanın kısmen kabulü kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkilinin geçmişte avukatlığını yaptığını, gördüğü lüzum üzerine müvekkilinin davalıyı azlettiğini ve Muğla Barosuna şikayet ettiğini, müvekkilinin davalıya borcu olmadığını, müvekkilinin davalıyı vekillikten azletmesi üzerine davalının müvekkiline 24.330,30 TL tutarında haksız şekilde icra takibi başlattığını, Muğla 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Muhafaza görevini kötüye kullanma HÜKÜM : Beraat Gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle sanık hakkında verilen beraat kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan katılan vekilinin, suçun sübut bulduğuna, kararın gerekçesiz olduğuna, haczedilmezlik şikayeti bulunmadığına yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 20.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ve haciz konulduğunu fark ettiğini, müvekkiline usulune uygun tebligat yapılmadığını, söz konusu hacizlerin müvekkili haline münasip haczedilemez nitelikteki evi olduğunu, müvekkili ile karısı ve çocuğu ile birlikte yaşamakta olduğunu, haciz için gerekli şartların oluşmadığından dolayı; söz konusu hacizlere ve usulsüz tebligata süresi içerisinde itiraz ettiklerini beyan ile öncelikle tüm icra dosyalarından satış işlemlerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararının verilmesini, dava ve şikayetlerinin her iki davacı yönünden kabulüne, tebligat tarihinin 22.03.2022 tarihinin 103 davetiyesinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesini, Bakırköy 10....