İcra Hukuk Mahkemesinin 23.05.2023 Tarihli ve 2023/216 Esas, 2023/228 Karar Sayılı Kararı Davacı tarafından usulsüz tebligat şikayeti ve kıymet takdirine itiraza ilişkin dava açıldığı, kıymet takdirine itiraz yönünden tefrik kararı verilerek yargılamaya usulsüz tebligat şikayeti yönünden devam olunduğu, şikayete konu işlemin Ankara Gayrimenkul Satış İcra Dairesince gerçekleştirildiğinden, usulsüz tebligat şikayetini inceleme yetkisinin Ankara İcra Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. B. Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 06.10.2023 Tarihli ve 2023/1339 Esas, 2023/1252 Karar Sayılı Kararı Davacı tarafından kıymet takdiri ve satış ilanına ilişkin tebligatların usulsüz tebliğ edildiğinin bildirerek iptalinin talep edildiği, kıymet takdirinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetin Ankara 3....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2022/323 Esas - 2022/599 Karar sayılı kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirme bakımından usul ve esas yönünden hukuka aykırı bir durum bulunmamasına göre davacı vekilinin usulsüz tebligat şikayeti, borca ve imzaya itiraz yönünden istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2- Taşkın haciz şikayeti yönünden kararın kesin nitelikte olması nedeniyle İİK'nın 363/1, 365/son maddeleri gereğince istinaf başvurusu dilekçesinin REDDİNE, Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubuna bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine, Kararın taraflara tebliğine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme ve müzakere neticesinde, usulsüz tebligat şikayeti, borca ve imzaya...
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası olmadığından bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı da yoktur. Bu durumda mahkemece; haczedilemezlik şikayetinin konusu bulunmadığından istemin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile haczedilmezlik şikayeti yönünden istemin kısmen kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun temyiz itirazlarının reddine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte, borçlu icra mahkemesine başvurusunda, haczedilen taşınmazın haline münasip ev olduğunu ileri sürerek haczedilmezlik şikayetinde bulunmuş, mahkemece istemin süre aşımı nedeni ile reddine karar verilmiştir. İİK.nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK.nun 16/1.maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda takibin kesinleşmesi üzerine borçluya ait meskene 10/11/2011 tarihinde haciz konulduğu, borçlu ...'...
Anılan yasal düzenleme uyarınca, haczedilmezlik şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup; takipte borçlu sıfatı taşımayan üçüncü kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur. Somut olayda, şikayetçi 3. kişi . ... ... Ltd.Şti vekilinin ... 2.İcra Müdürlüğü'nün 2015/12278 Esas sayılı dosyasından alacaklı ... tarafından borçlu ...aleyhine icra takibi başlatıldığını, 15.01.2016 tarihinde işyerlerine ait "... Cad.Numara:398 ..." adresinde istihkaklı haciz ve muhafaza işlemi uygulandığını, haciz işleminin uygulandığı adresin müvekkile ait olduğunu ve borçlu ile ilgisi bulunmadığı ile haczedilen malların anaokulu faaliyeti kapsamında haczinin mümkün olmadığını ileri sürerek haczedilmezlik şikayetiyle icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1323 KARAR NO : 2023/298 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/02/2022 NUMARASI : 2022/10 ESAS, 2022/8 KARAR DAVA KONUSU : MESKENİYET İDDİASI KARAR : Demirci İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/10 Esas, 2022/8 Karar sayılı dosyasında verilen davanın reddi kararına karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı dava dilekçesinde özetle; Demirci İcra Müdürlüğünün 2018/160 esas sayılı dosyası kapsamında ödeme emri ve kıymet takdir raporunun usulsüz olarak tebliğ edildiğini ve evinin haczedildiğini, haczi 24/01/2022 tarihinde öğrendiğini, borçlunun haline münasip evinin İİK'nın 82/12 maddesi gereği haczedilemeyeceğini, evinin satılması halinde satış bedelinin alacağı karşılamayacağını belirterek haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verilmesini...
ve üzerine konulan haczin kaldırılmasını talep ettiklerini, yapılan şikayetlerinin kabulü ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür....
e yapılan ödeme emrine ilişkin tebligatın, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince yapıldığı, ancak Tebligat Kanunu'nun 23/8. maddesi uyarınca, tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydın tebliğ evrakı üzerine yazılması zorunlu olduğundan ve şikayete konu 25.12.2015 tebliğ tarihli ödeme emri tebliğ evrakında bu kaydın bulunmadığı anlaşıldığından tebliğ işlemi usulsüz olup, başvuru bu hali ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir. Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12-258 E., 91/344 K. sayılı kararı)....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyaya alınan kıymet takdir raporunda arsa ve fındık bahçesi vasfındaki taşınmazların sehven yazılmadığını, müvekkilini borçlunun kıymet takdirinin bir kısmına itiraz edip bir kısmına etmediğinin kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, mahkemece işin esasına girilerek dosyaların birleştirilmesine karar verilmesi gerekirken şikayetin süresinde olmadığı yönünde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davaya konu taşınmazların İİK gereği haczi kabil olmayan mallardan olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkemece verilmiş olan kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, haczedilmezlik şikayeti istemine ilişkindir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin usulsüz tebligat şikayeti yapılmadığından bahisle dava açma süresi geçtiğinden davanın süre aşımından reddine karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, yoklukla malul bir işlemin hükümsüz kılınması için herhangi bir beyanda bulunulmasına veya bir dava açılmasına gerek olmadığını, çünkü zaten ortada var olmayan bir hukuki işlem söz konusu olduğunu, yok hükmünde olan bir tebligat ile ilgili usulsüz tebligat şikayeti yapılmasında da hukuki yarar bulunmadığı gibi usul ekonomisine de aykırı olduğunu, tebligatın yokluğu hususunun taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiğini, somut olayda; Yerel Mahkemece usulsüz tebligat şikayeti yapılmadığı ve netice-i talepte usulsüz tebligat şikayeti bulunmadığından davanın süre aşımından reddi kararı hukuka aykırı olduğunu, yukarıda açıklamış oldukları üzere ortada usulsüz bir tebligat değil yok hükmünde olan bir tebligat mevcut olduğunu, yok hükümünde olan bir...