Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2021/5046 esas sayısı ile başlatılan icra takibi ile alacaklısı bulunan T3 olarak görünen dosyadan müvekkiline ödeme emri gönderildiğini, müvekkiline usulüne uygun tebligat yapılmamasına rağmen açılan takibin kesinleştiğini, usulüne uygun olarak tebligat yapılmadığından müvekkilinin hakkında başlatılan icra takibini öğrenemediğini ve bu sebeple itiraz edemediğini, Sakarya 2....

tebliğ mazbatasının resmi evrak olduğundan aksinin ancak yazılı delil ile ispatı gerektiğini, ayrıca iş bu davanın usulsüz tebligat şikayeti olup tebligatı yapan kişinin posta memuru olduğunu, bu nedenle müvekkili aleyhinde usulsüz tebligat nedeniyle mahkeme masrafı ve yargılama giderine hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

Davacı gecikmiş itirazda bulunmuşsa da davanın hukuki nitelendirilmesi hakime ait bir görev olup somut olayda gecikmiş itirazın koşulları bulunmamaktadır, olsa olsa usulsüz tebligat şikayeti söz konusu olabilir. Zaten usulsüz tebligat şikayeti ile gecikmiş itiraz bir arada yapılamaz. Gecikmiş itirazda tebligat usulsüzlüğü söz konusu olmayıp aksine yapılan tebligat usulüne uygundur, borçlu hastalık vs. geçerli bir mazereti sebebiyle süresinde borca itiraz edememiştir. Somut olayda böyle bir durum söz konusu değildir. Davacı bonoda keşideci konumunda olup herhangi bir adres bildirmemiştir. (Bononun keşide yeri Ankara'dır.) Davacının mernis adresine yapılan ilk tebligatın bila iade dönmesi üzerine ikinci tebligat TK 21/2'ye göre yapılmış olup herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Tebligat usulüne uygun olarak kabul edildiğinden davacının şikayeti ve borca itirazı yasal süresi içerisinde yapılmamış olup süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....

Usulsüz tebligat şikayetine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Takip borçlusu şirket vekili İcra Mahkemesine başvurusunda, örnek 6 icra emri tebligatının usulsüz olduğunu belirterek, tebligatın usulsüzlük nedeniyle iptalini talep etmiş; bu dosya ile birleştirilen şikayet dosyası ile de kıymet takdiri tebligatının usulsüzlüğü şikayeti ve kıymet takdirine itirazda bulunmuştur. Mahkemece şirketin daimi işçisi Raif Demir adına tebliğ edilen icra emri ve kıymet takdir tebligatlarının Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri gereğince usulsüz olduğu kabul edilerek kıymet takdir itirazı incelenmiş, bu husustaki itirazın reddine karar verilmiştir. 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir....

    Usulüne uygun tebligat bulunmaması halinde, HMK'nun 33. maddesi gereği, hukuki tavsif hakime ait olacağından, borçlunun dilekçesinde gecikmiş itiraz isteminde bulunması ile bağlı kalınmaksızın, tebligatın usulsüzlüğü ve Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği, tebliğ tarihinin belirlenmesi yoluna gidilmelidir (HGK 5.6.1991 tarih ve 1991/12- 258E.-1991/344 K)....

    Davacı borçlunun dilekçesinde dayandığı maddi vakalar, anlatım ve takip dosyasındaki tebligatlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, başvurunun yorum yoluyla dahi olsa da usulsüz tebligat şikayeti niteliğinde olduğu, ancak ödeme emri tebliğ işleminin hangi maddi vakaya dayalı olarak usulsüz olduğu yönünde açık bir iddia içermediği görülmektedir. Usulsüz tebligat şikayetlerine ilişkin dilekçede tebligat usulsüzlüğüne ilişkin herhangi bir maddi vakanın ileri sürülmemesi halinde, tebligatın şeklen usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığının denetlenmesi gerekir....

    Uyuşmazlığın İİK.nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir. Borçlu vekilinin mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, 6100 Sayılı HMK.nun 33.maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 Sayılı Yasanın 32. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetidir (Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.2001 tarih ve 1991/12-258 Esas, 1991/344 Karar sayılı kararı). 7201 Sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir....

      Bu hali ile tevziat saatinde şirket yetkilisi ve müdürünün bulunmadığının tespit edilmesinden sonra şirket çalışanına tebligat yapılmasında yasaya uymayan bir yön olmayıp tebligat usulüne uygundur. Kaldı ki şikayetçinin, tebligat yapılan şahsın borçlu şirket çalışanı olmadığına ilişkin iddiasını ispata yarar dosya kapsamında sunulmuş bir delil ve belge de bulunmamaktadır. O halde, mahkemece borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken tebligat yapılan şahsın ticaret sicili kayıtlarına göre şirket yetkilisi olmadığından bahisle şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, takibin şekline göre İİK'nun 62. maddesi uyarınca her türlü itirazın icra dairesine bildirilmesi zorunludur....

        Ayrıca usulsüz tebligat şikayetlerine ilişkin kararların infazı için kesinleşmesi gerektiğine dair özel yasal bir düzenleme de bulunmamaktadır. Yargıtay'ın istikrarlı içtihatlarına göre, icra mahkemesi kararlarının uygulanması yönünden, kararın kesinleşmesinin gerekmediği, usulsüz tebligat şikayetinin de bu kapsamda olduğu anlaşılmaktadır ( Yargıtay 12. HD'nin 22.06.2020 tarihli, 2019/8563 E, 2020/5245 K. sayılı içtihadı). Usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne dair kararın infazı için kesinleşmesi gerekmediğinden, mahkeme kararı gereği 06.11.2018 tarihli borca itiraz dilekçesinin süresinde olduğu gerekçesiyle genel haciz yoluyla ilamsız takipte İİK'nun 66. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına ilişkin icra müdürlüğü işlemi usul ve yasaya uygundur....

        HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1243 KARAR NO : 2021/570 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/02/2020 NUMARASI : 2019/895 ESAS, 2020/148 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ- İTİRAZ KARAR : İzmir 7. İcra Hukuk Mahkemesinin2019/895 Esas, 2020/148 Karar sayılı dosyasında verilen davanın kısmen kabulü kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, İzmir 11....

        UYAP Entegrasyonu