Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şikayete konu satış ilanı tebliğ evrakı üzerinde; tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından T.K.'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının kendiliğinden satış ilanı tebliğ işlemini T.K.'nun 21/2. maddesi uyarınca yapması yukarıda değinilen yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırıdır. Bu nedenle, sözü edilen tebligat usulsüz olup şikayet süresindedir. O halde mahkemece, satış ilanının usulsüz tebliğ edilmiş olması nedeniyle Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği 10.10.2014 tarihinin ıttıla tarihi olarak kabul edilip, bu tarihe göre ihalenin feshi isteminin süresinde olduğu dikkate alınarak ihalenin fesih sebeplerinin yerinde olup olmadığı yönünde işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Davalı vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; davanın süre yönünden reddi gerektiğini, usulsüz tebligat iddiasının da haksız olduğunu, tebligatın usulüne uygun olduğunu, davacının icra dosyasında tebligat tarihini kabul ettiğini, usulsüz tebligat iddiasında da bulunmadığını belirterek, davanın kabulüne ilişkin kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde usulsüz tebliğ şikayeti, ödeme emrine itiraz ve dayanak belge şikayetine ilişkindir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır....

    Haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini, müvekkilinin kapısına haber kağıdı yapıştırılmadığını, tebligatın kime yapıldığının belli olmadığını, Tebligat Kanunu Madde 21/ 1 ve 21/ 2 çerçevesinde de açıkça usulsüz bir tebligat olduğunu, 89/2'ye ilişkin tebligatın 11.11.2019 tarihinde aynı konutta ikamet eden demek suretiyle isim belirtmeden tebliğ edildiğini, tebligatın usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, müvekkilinin alacaklı T3 tanımadığını ve alacaklıya borcu da bulunmadığını, müvekkili T1'nin kimlik bilgileri ve numarası usulsüz bir şekilde ele geçirilerek kendisine haciz ihbarnamesi yollandığını, borçlu gösterilmek suretiyle araçlarına ve banka hesaplarına haciz işlemi yapıldığını, tebliğ memuru tarafından gerekli araştırma yapılmadan söz konusu tebligatın muhatabın adresinde ismi belirtilmeyen bir şahsa bırakıldığını ve komşusuna haber verilmek suretiyle denilerek usulsüz bir şekilde haciz ihbarnamelerinin tebliğ edildiğini, usulsüz tebligat nedeniyle İİK Madde 89/1 ve 89/2 haciz...

    şekilde yapılmamış olması sebebiyle mahkemece söz konusu usulsüz tebligata dair haklı ve hukuka uygun şikayetin kabulü ile bahsi geçen tebligatların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Temyiz Sebepleri Borçlular istinaf dilekçesi içeriğini tekrar ederek, senedin düzenleme tarihinin 10.04.2017 ve 10.03.2017 olarak alacaklı tarafından sonradan eklendiğini, burada bir hile ve aldatmacanın söz konusu olduğunu, başlangıçta düzenleme tarihi olmadığını ve şekil şartından yoksun olduğunu belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü şikayeti yanında İcra Müdürlüğünün yetkisine itiraz ile takibin iptali istemine yönelik borca itiraz niteliğindedir. 2. İlgili Hukuk Tebligat Kanunu'nun 21/1 maddesi ve 32. maddesi ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 30. maddesi, İİK'nın 169, 169/a-1 ve ilgili madde hükümleri, HMK'nın 17. maddesi 3....

      Mahkemece yapılan yargılamada her ne kadar borçlunun tebligatı alması için 30 günlük süre beklenmeksizin takip kesinleştirildiği gerekçesiyle tebligatın usulsüz olduğuna ve tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 08/09/2021 olarak düzeltilmesine, takip şekli gereğince İİK'nun 62. maddesi gözetilmeksizin borçlunun borca, faize ve faiz oranına itiraz ettiğinin tespitine ve icra dosyasından tatbik edilen hacizlerin fekkine karar verilmişse de davalı alacaklının istinaf dilekçesinde de belirttiği üzere borçlunun 27/08/2021 tarihinde icra müdürlüğüne gelerek takip dosyasındaki ödeme emri, takip belgeleri ve tebliğ mazbatalarının tarafına verilmesini ve yine aynı tarihte borcu kabul etmediğini beyan etmesi üzerine aynı tarihli müdürlük karar tensip tutanağı ile talebi kabul edilerek belgelerin verilmesine karar verildiği görülmüş olup, borçlunun en geç 27/08/2021 tarihinde takipten ve tebligat usulsüzlüğünden haberdar olduğunun kabulü ile İİK'nun 16. maddesi gereğince 7 günlük yasal süre geçtikten...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 1-Borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlunun temyiz itirazlarının REDDİNE; 2- Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun şikayet yoluyla icra mahkemesine yaptığı başvuruda, borca itiraz nedenleri ile birlikte örnek 10 ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği belirterek usulsüz tebligat...

        DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, ödeme emrinin usulsüzlüğüne yönelik şikayet ve İİK'nın 169. maddesi uyarınca borca itiraza ilişkindir. Didim İcra Müdürlüğünün 2018/1906 Esas sayılı dosyası incelendiğinde, davalı alacaklı tarafça davacı borçlu şirket aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı, davacı borçluya 23/10/2018 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiği, davacı tarafça 09/09/2019 tarihinde ödeme emri tebliğ tarihi düzeltilmesine ilişkin şikayette bulunulduğu, bildirdiği tarihe göre davanın süresinde açıldığı görülmüştür. Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğünün hükümlerine uyulmaksızın yapılan bir tebliğ işlemi usulsüz olmakla birlikte böyle bir tebligat mutlaka geçersiz sayılmaz. Tebligat usulsüz olsa bile, muhatap usulsüz tebliği öğrenmişse tebligat geçerli sayılır ve muhatabın öğrendiğini bildirdiği tarih tebliğ tarihi kabul edilir (Tebligat K.m.32). Muhatabın öğrenme tarihi olarak bildirdiği tarihin aksi ancak yazılı bir belge ile kanıtlanabilir....

        İcra Dosya Bedeli" açıklaması yazılarak, 24.255,00 TL'nin havale edildiği, paranın gönderildiği hesap sahibinin davalı alacaklılar vekili olduğu, dolayısıyla, davacı şirketin ve davacı şirketin yetkilisi olan diğer davacının 15/12/2020 tarihinde dava konusu takip dosyasından haberdar oldukları anlaşılmaktadır. Davacı Ahmet Zeybek'in ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayeti yerinde olmadığı gibi, davacı şirketin 15/12/2020 tarihinde takipten haberdar olması karşısında, davacı şirket yönünden usulsüz tebligat şikayetinin yasal süresinde olmadığı anlaşıldığından, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Davacılar vekili dava dilekçesinde, usulsüz tebligat şikayeti yanında, takip talebine aykırı ödeme emri düzenlenmesi ve ödeme emri ekinde takibe dayanak belgenin tebliğ edilmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptalini istemiştir....

        Somut olayda, borçlu örnek 7 takipte gecikmiş itiraz istemiyle icra mahkemesine başvurmuş ise de ödeme emrinin 09.04.2021 tarihinde, Tebligat Kanunun 21/1. maddesine göre tebliğ edildiği; ancak tebliğ tarihi itibariyle borçlunun İstanbul'da olduğunun bildirildiği, tevziat saatlerinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin araştırılarak tutanak altına alınmaması nedeni ile ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu görülmektedir. Gecikmiş itirazdan söz edilebilmesi için usulüne uygun tebligat gerektiğinden hukuki tavsif hakime ait olup başvuru bu hali ile 7201 sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetidir (Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.2001 tarih ve 1991/12- 258 esas 1991/344 karar sayılı kararı). Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır....

        UYAP Entegrasyonu