WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir”, aynı Kanunun “İmzaya itiraz” başlıklı 170. maddesinde de “Borçlu, 168 inci maddenin ... numaralı bendine göre kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı yolundaki itirazını bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirir.......İcra mahkemesi duruşmadan önce yapacağı incelemede.....” hükümlerine yer verilmiştir. Somut olayda, borçlu icra mahkemesine başvurusunda, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca ve imzaya da itirazda bulunmuş olup, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri doğrultusunda itirazın duruşmalı olarak incelenmesi zorunludur....

    Açılan davanın usulsüz tebligat şikayeti ile icra dairesinin yetkisine ve imzaya dair olup mahkemece tebligatın usulsüzlüğü ve yetkiye dair inceleme ve kararının doğru olduğu ancak, senet borçlusu davalının imzaya itirazı üzerine davacının kendisi dışında vekilin imza atmadığı veya vekile ait bulunmadığı nedenle imzaya itirazın reddine dair gerekçe ve kararın doğru olmadığı, mahkemece imzaya açıkça itiraz edilmekle ıspat külfeti davalı alacaklıda olmak üzere takip konusu senedin tanzim tarihi itibariyle davacının ve yetki kapsamında ise yetki verilen kişinin imza örneklerinin alınması bunun mümkün bulunmaması halinde davacı ve vekile ait samimi imza örneklerinin davalının gösterdiği yerlerden toplanmak suretiyle getirtilerek takibe konu senetteki imzanın davacının veya vekilinin elinden çıkıp çıkmadığı konusunda rapor almak suretiyle bir hüküm kurulması gerekirken reddi yerinde görülmemiştir....

    Açıklanan nedenlerle, mahkemece ödeme emrinin usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesi isabetsizdir. Dolayısıyla Mahkemenin, yetkiye, borca ve fer'ilerine itirazın süreden reddine ilişkin kararı da isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- a-6 bendi gereğince kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, Mahkemece usulsüz tebliğ şikayeti, yetkiye, borca ve fer'ilerine itirazlar hakkında yeniden karar verilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- a-6. bendi gereğince KABULÜ ile İstanbul 8....

    Blok No. 72 İç Kapı No: 14 Mamak/Ankara" olduğunu, ödeme emrinin ise "Hasandede Köyü Merkez/Kırıkkale" adresinde muhtar aracılığı ile tebliğ edildiğini, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürerek usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu, mahkemece, tebligatın usule uygun olduğu gerekçesi ile bu yöndeki reddine, davacının imzaya itirazının da süre yönünden reddine karar verildiği görülmüştür. İİK'nun 168/4- 5. maddesi hükmüne göre, borçlunun, borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya ve yetkiye itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Davacı borçlunun icra mahkemesine başvurusu, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya itiraz niteliğinde olup, takip şekli itibariyle tüm hususların yasal hak düşürücü süre içerisinde icra mahkemesi nezdinde ileri sürülmesi gerekmektedir....

    Mahkemece;"Davacının usulsüz tebligat şikayetinin reddine, davacının yetkiye-zamanaşımına ve borca itiraza yönelik davasının süreden reddine, davacının senedin kambiyo vasfında olmadığına yönelik şikayetin süreden reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....

    Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, Gebze İcra Müdürlüğünün, icra dosyasına yönelik usulsüz tebligat şikayeti ile dosyada ki borca, yetkiye ve imzaya itiraz olduğunu, Gebze İcra Dairesi'nin 2022/26351 Esas sayısı dosyasından müvekkili aleyhine takip başlatıldığı, takibe istinaden düzenlenen Örnek 10 nolu ödeme emrinin müvekkiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, takibe konu senet üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, alacaklı olarak görünen taraf ile hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, senet üzerinde ki adresin ve telefon numarasının da müvekkili ile aynı olmadığını, ödeme emri tebligatının TK 21/2 şerhli olarak çıkarıldığını, muhatabın kapısına 2 no'lu haber kağıdının kapısına yapıştırılmadan muhtara teslim edildiğini, tebligat kanunu’nun 21. maddesi, tebligat kanunu’nun uygulanmasına dair yönetmelik’in 30. ve 35. maddesine uygun olarak yapmadığını, usulsüz tebligat şikayetlerinin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına, borca ve imzaya itirazlarının kabulünü talep...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İncelenen tüm dosya kapsamı itibari ile; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, davacı borçlunun adına çıkarılan ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imza ve borca itiraz ettiği, mahkemece ödeme emrinden haciz tarihi olan 23.01.2019 tarihi itibari ile haberdar olunması nedeniyle usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği, davacı borçlu şirketin kararı istinaf ettiği anlaşılmıştır. Somut olayda davacı şirket adına çıkartılan ödeme emri tebligatının Tebligat Kanunu hükümlerine göre usulüne uygun tebliğ edilmediği ancak 23.01.2019 tarihli haciz esnasında şirket çalışanı olduğunu beyan eden Yasemin Işık'ın hazır bulunduğu, yetkili temsilcinin hazır bulunmadığı anlaşılmakta olup haciz tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulü mümkün değildir....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığından habersiz olduğunu, müvekkilinin takipten 06/07/2020 tarihinde haberdar olduğunu ve 08/07/2020 tarihinde de borca ve imzaya itiraz şeklinde kendi el yazısıyla itirazda bulunduğunu, davacının muhtara yapılan tebligatın 02/07/2020 tarihinde yapıldığından haberi olmadığını, bu sebeple de süresi içerisinde usulsüz tebligata itirazda bulunmadığını, yapılan tebligatta açık usulsüzlük olduğunu, normal tebligat yapılmadan, TK 21/2'ye göre tebligat yapılamayacağını, bunun açık bir usulsüzlük olduğunu ve müvekkilinin de bundan haberi olmadığını, yapılan tebligatın usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği incelenmeden, davacının bu yönde herhangi bir beyanı alınmadan yapılan bu değerlendirmenin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne, takibe konu olan bonodaki imzanın müvekkiline ait olmaması ve müvekkilinin...

    Davacı aynı zamanda borca ve imzaya da itiraz etmiş ise de, İİK 168. maddesi gereğince bu başvurunun 5 gün içerisinde yapılması gerekmekte olup bu süre hak düşürücü süre olduğundan ve davacı tarafça 5 günlük yasal itiraz süresi geçtikten sonra itirazda bulunulduğundan itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Ayrıca İİK da şikayete ilişkin hükümlerde tazminat düzenlemesi bulunmadığından ve borca ve imzaya itiraz esasa girilmeden reddedildiğinden davalı taraf lehine tazminat ve davacı aleyhine para cezası takdir edilmemiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Usulsüz tebligata ilişkin şikayetin REDDİNE, Davacının borca ve imzaya itirazlarının süre aşımı nedeniyle REDDİNE, Yasal şartları bulunmadığından davacı aleyhine para cezası ve tazminat takdirine yer olmadığına, " karar verildiği görülmüştür....

    Hukuk Dairesi'nin 26.11.2020 tarih ve 2020/204 Esas, 2020/2632 Karar sayılı kararıyla davacının taraf ehliyetinin araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile Mahkeme kararının kaldırıldığı, dosyanın 2021/52 esasına kaydedilmesi sonrasında yapılan yargılaması sonunda; şikayetin kabulü ile davacı hakkında yapılan takibin iptaline ve hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği, borçlunun, takip dosyasından kendisine gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile birlikte aynı davada itiraz ve şikayetlerini ileri sürebileceği gibi tebliğ usulsüzlüğünü ayrı bir davada, borca ve imzaya yönelik itirazlarını, ayrıca takibe yönelik şikayetlerini ayrı bir davada ileri sürmesinin mümkün olduğu, borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti ile borca ve takibe yönelik itiraz ve şikayetlerini ayrı ayrı dava açarak talep etmesi halinde borca, imzaya itiraz ve şikayetin yasal süresi içerisinde yapılıp yapılmadığı usulsüz tebliğ şikayetinin...

    UYAP Entegrasyonu