Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu araştırma sonucunda ipoteklerin borcunun ödenmiş olduğu yada ipoteklerin zorunlu ipotek kapsamında olduğu belirlendiği takdirde maişet şikayeti yönünden şikayetçinin çiftçi sıfatının olup olmadığı belirlenmelidir. Şikayet konusu olmayan şikayetçiye ait taşınmazlarda da keşif yapılarak bu taşınmazlardan elde ettiği gelirlerde belirlenmelidir. Şikayetin konusu meskeniyet ve maişet şikayeti olduğu halde hüküm fıkrasında şikayetin sadece meskeniyet şikayeti olarak belirtilmesi de hukuka aykırıdır....

Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği taşınmaza ilk haczin 05.03.2007 tarihinde konduğu, daha sonra taşınmaza 13.02.2014 tarihinde yeniden haciz konulduğu ve bu hacze dair borçluya herhangi bir tebligat yapılmadığı, borçlunun haczi daha evvel öğrendiği iddia edilmediği gibi, öğrendiği yönünde yazılı bir belgenin de mevcut olmadığı görülmektedir. Buna göre, borçlunun 03.09.2014 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, 13.02.2014 tarihli haciz yönünden İİK'nun 16/1 maddesinde öngörülen 7 günlük yasal sürededir. O halde; her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de yukarıda da açıklandığı üzere her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından son hacze yönelik meskeniyet şikayeti İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede olup mahkemece esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken istemin kesin hüküm ve süre aşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde borçlunun, 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek meskeniyet şikayetinde bulunduğu, mahkemece, şikayetinin süreden reddine karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan, haline münasip evin haczedilmezliği şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar....

      Davacının meskeniyet şikayeti yönünden yapılan incelemede ; davaya konu ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte, ipotekli taşınmaz malikinin eşi olan davacı üçüncü kişinin, satışa konu taşınmazın tapu kaydına muvafakati olmadan konulan ipoteğin geçersiz olduğunu ve taşınmazın haline münasip evi olduğunu ileri sürerek meskeniyet şikayeti talebi ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmıştır. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2015/33435 E, 2016/10274 K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere, şikayetin yasal dayanağı olan İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edildiğinden dolayı meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup; icra takibinin tarafı olmayan ve takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur....

      tebligat şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 25/02/2020 tarihi olarak düzeltilmesine, bu talebin kabul edilmemesi halinde meskeniyet şikayetinin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....

      Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ve yetki itirazı ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği, karara karşı borçlunun yasal süresinden sonra istinaf talebinde bulunduğu, Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verildiği, karara karşı alacaklının temyiz yoluna başvurduğu görülmüştür....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: İcra dosyasının incelenmesinde; davacı aleyhine toplam 7 adet çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu davacıya tebliğ edildiği, borçlu davacınında hem usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte yetki itirazında bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece ilk olarak 05/04/2021 tarihinde usulsüz tebliğ şikayeti ret edilmiş, davacının istinafı üzerine Bam 22. Hukuk Dairesinin 2021/3214 Esas sayılı ilamıyla istinaf kabul edilmiş, dosya yeniden yargılama yapılması amacıyla iade edilmiştir. Yeniden yapılan yargılama neticesi davacının usulsüz tebliğ şikayeti kabul edilmiş, yetki itirazı ise ret edilmiştir. Ancak davacının İİK 170/a maddesi kapsamında yaptığı davacının yetkili hamil olmadığı yönündeki itirazları incelenmemiştir. Davacı takibin İİK 170/a maddesi kapsamında alacaklının kambiyo takibinde alacaklı sıfatına sahip olmadığından bahisle iptalini istemektedir....

        İcra Müdürlüğü'nce 2020/2209 esas sayılı icra takip dosyasından Düzce Tapu Sicil Müdürlüğü'ne doğrudan yazılan yazı ile şikayet konusu taşınmazların tapu kaydına 07/07/2020 tarihinde İİK m. 150/c şerhinin işlendiği, hacze karşı şikayeti incelemeye Sakarya İcra Mahkemesi'nin yetkili olduğu gerekçesiyle takibin iptali ve haczedilmezlik şikayeti yönünden mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; ayırma ve yetkisizlik kararının usulsüz olduğunu, haczedilmezlik iddiasının mülkiyetindeki tüm yerler ile ilgili olduğunu ve icra müdürü tarafından re'sen gözetilmesi gerektiğini, satışa konu edilen 375 ve 351 parsel yönünden dikkate alınması gerektiğini, verilen ipoteklerin zirai kredi için zorunlu ipotekler olduğunu, takiplerin iptali gerektiğini, hukuksuz takip nedeni ile satış yapıldığını, Düzce İcra Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir....

        Hal böyle olunca, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmaz üzerine 06/08/2015 tarihinde haciz şerhinin işlendiği, İİK'nın 103. maddesine ilişkin davetiyenin borçluya tebliğine dair tebligat evrakının dosyada bulunmadığı , bu durumda, borçlunun hacizlerden en erken dilekçe tarihinde haberdar olduğu anlaşılmakla 05/11/2015 tarihinde yapılan meskeniyet şikayetinin süresinde olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan borçlunun, daha önce ipotek tesis ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin, konut kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira, zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır....

          Davacılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; İcra dosyasında ödeme emri tebliğinin müvekkiline usulsüz yapıldığını, müvekkilinin yurt dışında yaşadığını, ödeme emrinde müvekkilinin adresinin Şefaatli olarak yazıldığını, yetkili icra dairesinin de Şefaatli İcra Müdürlüğü olduğunu, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, bu nedenle istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dairemizce yapılan değerlendirmede; Mahkemece davacıların usulsüz tebligat şikayeti konusunda olumlu olumsuz bir karar verilmeden davacıların yetkiye itirazının incelenmesi ve yetkisizlik kararı verilmesi yerinde bulunmadığından mahkemece davacıların usulsüz tebligat şikayeti incelenerek takip şekline göre de diğer hususların incelenmesi gerektiğinden davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde bulunmadığından diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK'nun 353/1- a-6 maddesi gereğince Kayseri 3....

          UYAP Entegrasyonu