aynı adreste oturmadığını, PTT memuru tarafından adrese hiç gidilmeden, doğrudan muhtarlığa tebligat teslim edildiğini, bununla birlikte tebligat mazbatasında tarihinde yazmadığını, müvekkilinin takibi e-devlet sistemi üzerinden 06/10/2020 tarihinde öğrendiğini ve öğrendiği gün takibe itiraz edildiğini, bu nedenle, usulsüz yapılan tebliğ nedeniyle müvekkilinin tebliği öğrenme tarihi olan 06/10/2020 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesini, itirazın bu tarihte olması hasebiyle itirazın süresinde olmadığından bahisle takibin durdurulmamasına ilişkin işlemin kaldırılmasına, takibin durdurulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, talep etmiştir....
O halde, mahkemece, borçlunun usulsüz tebligata ilişkin şikayeti dışında kalan borca itirazının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, Yargıtay bozma ilamına uyulduğu halde, bozmanın gerekleri yerine getirilmeden sadece usulsüz tebligat şikayetinin irdelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Genel haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini belirterek gecikmiş itiraz ile icra mahkemesine başvurduğu ve tebliğ tarihinin 18.08.2014 olarak düzeltilmesinin talep ettiği, mahkemece tebligatın usulune uygun kabul edilerek gecikmiş itirazın şartları oluşmadığından bahisle reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşılmakla işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı Site Yönetimi vekili tarafından aidat borçlarına dayanılarak site sakini borçlu aleyhine yapılan ilamsız takipte; Örnek No: 7'ye göre çıkarılan ödeme emrinin bila tebliğ iadesi üzerine, alacaklı vekilinin talebi ile borçluya 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun Ek 1. maddesine göre tebligat yapıldığı, borçlu vekilinin usulsüz tebligat şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür. 7201 Sayılı Tebligat Yasası'nın Ek 1. maddesinde sadece apartman yönetimi ve ortak giderler ile ilgili...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, usulsüz tebligat şikayeti niteliğindedir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır....
Davacı hakkında yürütülen takip sırasında kıymet takdir raporunun 05/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, dava dilekçesinde davacı vekili tarafından kıymet taktir raporunun tebligatı hususunda herhangi bir usulsüz tebliğ iddiasının bulunmadığı, İİK 16. maddesi gereğince usulsüz tebligat şikayetinin en geç 05/02/2019 tarihinden itibaren 7 günlük yasal sürede mahkememizde ileri sürülmediği, davanın ise 09/09/2019 tarihinde açıldığı anlaşıldığından usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. " şeklindeki gerekçelerle davacının usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, usulsüz tebligat şikayeti, meskeniyet şikayeti ve kıymet takdirine itiraz ile genel haciz yoluyla ilamsız takipte borca itiraza ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, TK'nın 21/1-2., Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi, İİK'nın 82/1. maddesi. 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-alacaklı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir....
Borçlunun yetkiye, imzaya ve borca itirazları ile birlikte usulsüz tebliğ şikayeti mevcut ise, usulsüz tebliğ şikayeti Mahkemece ön mesele olarak incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olup olmadığı, şikayetin İİK'nın 16 ve TK'nın 32. maddeleri kapsamına göre süresinde yapılıp yapılmadığı tespit edildikten ve bu hususa gerekçede yer verildikten sonra borçlunun yetki, imza ve borca itirazlarının öğrenme tarihine göre yasal 5 günlük süre içerisinde ileri sürülüp sürülmediği belirlenerek hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, davacıların ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dava dilekçesi özetinde, gerekçede ve hükümde yer verilmediği, usulsüz tebliğ şikayeti herhangi bir inceleme ve değerlendirmeye tabi tutulmaksızın doğrudan davacıların tüm itirazlarının süre yönünden reddi yönünde eksik inceleme ile isabetsiz şekilde yazılı şekilde hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır....
Borçluya ödeme emrinin 16/11/2007 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ilk olarak icra mahkemesine müracaatı ile usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte ödeme emrinin iptali ve zamanaşımı iddiası ile icranın geri bırakılmasını talep ettiği, ... İcra Hukuk Mah.nce yapılan yargılama sonucunda borçlunun diğer talepleri hakkında inceleme ve değerlendirme yapılmadan sadece zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın sadece alacaklı tarafından temyiz edildiği, değerlendirilmeyen şikayet konularına ilişkin borçlunun bir temyizinin olmadığı, alacaklının temyizi doğrultusunda zamanaşımı itirazının süresinde olup olmadığının değerlendirilmesi açısından öncelikle usulsüz tebligat şikayeti hakkında karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozma kararı verildiği, .......
Anılan yasa hükmü gereğince gecikmiş itirazdan söz edilebilmesi için tebligatın usule uygun yapılması, ancak muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması ve gecikmiş itirazda bulunacak kişinin mazeretini gösteren delillerle birlikte esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi zorunludur. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Tebligat adresinin borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı olması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde bu adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir....