Cirantanın imzası olmadığından ve bilerek borçlunun zararına hareket edildiği ispat edilemediğinden bu hususa ilişkin borca itiraz yerinde değildir. İlk cirolar lehtara ait olduğundan ciro zincirleri de düzgündür. Diğer taraftan dar yetkili icra mahkemesinde borca itiraz yargılamasında tanık dinlenmesi, whatsapp yazışmalarının delil olarak kabulü ve HTS kayıtlarının celbi de mümkün değildir. Yine Yargıtay içtihatları gereğince borca itiraz yargılamasında menfi tespit davası da bekletici mesele yapılamaz. Bu durumda, borçlu usulsüz tebliğ yönünden alacaklı ise diğer talepler yönünden haklı olduğundan her iki tarafta yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumludur. Bu nedenlerle , davacı-borçlu vekilinin istinaf sebepleri yerinde değil ise de İİK.nun 193. maddesi kamu düzenine ilişkin olduğundan ilk derece mahkemesinin kararının HMK.nun 355/1. maddesi gereğince kaldırılmasına, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek (10) numaralı ödeme emrinin tebliğ edildiği borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borçlu derneğin çift imza ile temsil edildiği ancak, bonoda tek imzanın bulunduğunu, bu nedenle senedin geçersiz olduğunu iddia ederek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece borçlunun iddiaları kabul edilerek borca itirazın kabulüne ve takibin iptaline karar verildiği görülmektedir....
ile başlatılanı takipte, borçluya yapılan tebligatın 21.09.2021 tarihinde muhtara tebliğ edildiğini, 05.11.2021 tarihinde yapmış oldukları usulsüz tebligat itirazlarının 08.11.2021 tarihinde icra müdürlüğünce reddedildiğini, müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olup, icra memurunun işlemini şikayet ile borca itiraz ettiklerini, davalının bilinen adresine çıkarılan tebligat yapılmadığı takdirde, 21. madde ve devamı maddelere göre tebligat yapılması gerektiğini, müvekkiline ilk yapılan tebligat”, adrese kayıt sistemindeki bilgilere göre ve TK 21 maddesi uyarınca muhtara bırakıldığını, tebligatın usulsüz olduğunu, açıklanan nedenlerle memur muamelesi şikayetlerinin kabulü ile dosyanın tedbiren durdurulmasına, usulsüz olarak yapılan ilamsız takiplerde ödeme emrinin tebligatının iptaline ve ödeme emri tebliğ tarihinin 01.11.2021 olarak düzeltilmesine, kabul edilen düzeltilen tebliğ...
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin iş bu davayla borca açıkça itiraz ettiğini, ödeme emri tebliğ tarihinin 19/07/2019 olarak düzeltilmesi halinde müvekkilinin geçmişe yönelik olarak borca itiraz etmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle kararın kaldırılarak takibin veya ödeme emrinin iptaline ya da ödeme emri tebliğ tarihinin müvekkilinin itiraz edebileceği bir tarih olarak güncellenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 16,21 vd. maddeleri uyarınca açılmış usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nun 78.maddesi uyarınca açılmış haczin kaldırılması istemine yönelik şikayettir....
Somut olayda, davacıların örnek 10 numaralı ödeme emrini öğrenme tarihlerini 09/07/2019 olarak bildirdikleri, usulsüz tebliğ şikayeti için 7 günlük itiraz süresinin son gününün 16/07 2019 tarihine, imzaya ve borca itiraz için beş günlük itiraz ve şikayet süresinin son günü olan 14/07/2019 tarihinin hafta sonu pazar günü tatiline rastladığı, resmi tatilden sonraki ilk mesai günü olan15/07/2019 gününün ise resmi bayram tatil olması nedeniyle itiraz süresi, tatili takip eden ilk iş günü olan 16/07/2019 tarihinde biteceğinden bu tarihte yapılmış olan itiraz süresindedir. (12 HD esas no:2014/34312karar no: 2015/2178- esas no:2015/4344 karar no:2015/14658- esas no:2018/12587karar no: 2018/8946 ) O halde, Mahkemece usulsüz tebligat şikayeti incelenerek, sonucunda kabul edilmesi halinde Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun tebliğe muttali olduğu tarihin tebliğ tarihi olarak düzeltilmek suretiyle sair itirazları yönünden yargılamaya devam edilerek oluşacak sonuca göre bir karar...
Bu durumda, takip dosyasında borçlu .......şirketine ödeme emri tebligatı çıkartılmamış olup, tebligat yapılmadan ve takip kesinleştirilmeden alacaklının haciz talebinin kabulü ile borçlunun hak edişlerinin haczi için haciz ihbarnamesi çıkartılması usulsüzdür. Kaldı ki, .......Şirketi, asıl borçlunun tebligatları almaya yetkili temsilcisi olsaydı dahi, süresinde (02/10/2015 tarihinde) borca itiraz etmiş olduğundan takip duracağı için, yine borçlu aleyhine haciz uygulanması usulsüz olacaktır. O halde mahkemece, asıl davada borçlunun şikayetinin kabulüne, birleşen davada ise alacaklının şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir....
Davalı vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafından davanın süresinde açılmadığını, davacının takibe konu çekte tahrifat bulunduğu ve bu nedenle çekin kambiyo vasfını yitirdiği itirazının yerinde olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu ve kötü niyet tazminata hükmedilmesi gerektiğini, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; alacaklı tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece usulsüz tebligat şikayeti yerinde olmadığından, davanın süre yönünden reddine karar verildiği görülmektedir. Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, usulsüz tebligat şikayeti ile borca itiraz ve diğer şikayetlerini ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmektedir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu, davacı tarafından usulsüz tebligat şikayeti, takibe konu senedin kambiyo vasfına, alacaklının yetkili hamil olmadığına, senet üzerindeki imzanın borçlu şirket yetkilisine ait olmadığına, borca ve faize itirazda bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine, diğer itiraz ve şikayetlerin reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır....
İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve borca itirazın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....