"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile birlikte, takibe dayanak yapılan senetteki imzanın kendisine ait olmadığını, çekin kambiyo vasfının bulunmadığını ileri sürerek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti incelenmeksizin icra takibinin itiraz eden borçlu açısından iptaline karar verildiği görülmektedir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin usulsüz tebligat şikayeti yapılmadığından bahisle dava açma süresi geçtiğinden davanın süre aşımından reddine karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, yoklukla malul bir işlemin hükümsüz kılınması için herhangi bir beyanda bulunulmasına veya bir dava açılmasına gerek olmadığını, çünkü zaten ortada var olmayan bir hukuki işlem söz konusu olduğunu, yok hükmünde olan bir tebligat ile ilgili usulsüz tebligat şikayeti yapılmasında da hukuki yarar bulunmadığı gibi usul ekonomisine de aykırı olduğunu, tebligatın yokluğu hususunun taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiğini, somut olayda; Yerel Mahkemece usulsüz tebligat şikayeti yapılmadığı ve netice-i talepte usulsüz tebligat şikayeti bulunmadığından davanın süre aşımından reddi kararı hukuka aykırı olduğunu, yukarıda açıklamış oldukları üzere ortada usulsüz bir tebligat değil yok hükmünde olan bir tebligat mevcut olduğunu, yok hükümünde olan bir...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşkın haciz şikayeti yönünden icra hukuk mahkemesince verilen kararlar İİK'nın 363/1. maddesi gereğince kesin nitelikte olduğundan, taşkın haciz şikayeti yönünden verilen karara yönelik istinaf başvurusunun ek kararla reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, haczin borçlunun adresinde ve borçlunun huzurunda gerçekleştirildiği, istihkak iddiasının tutanağa geçirildiği ve gereği için asıl icra müdürlüğüne gönderildiği, istihkak iddiasıyla ilgili gerekli işlemlerin yapıldığı, eldeki dosyada açılan istihkak davasının bu dava dosyasından tefrik edildiği, yapılan haciz işleminin usul ve yasaya uygun olduğu ve haczin yapılış şekline 3. kişi konumundaki davacının itiraz hakkının da bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemece davacının şikayetinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
İcra Müdürlüğü'nün 2021/2882 E. sayılı dosyası üzerinden yürütülen ihtiyati haciz kesin hacze dönüşmediğinden mevcut ihtiyati haciz kararının sonlandığının tespiti ile dosyadaki tüm hacizlerin kaldırılmasına, sayın mahkemece bu talep kabul görmez ise yine aynı dosyada borç miktarını aşacak şekilde yapılan "taşkın hacizler" sebebi ile plakaları belirtilen taşınırlar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece ihtiyati haczin hükümsüz kaldığına yönelik şikayet bakımından ihtiyati haczi tamamlayan merasimin yerine getirildiği gerekçesi ile esastan, taşkın hacze yönelik şikayetin ise süresinde olmadığından usulden reddine karar verilmiş, davacı/borçlu vekili istinaf dilekçesinde taşkın hacze yönelik şikayetin süresiz olduğunu belirterek taşkın haciz şikayeti bakımından verilen karara yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
ın temyiz itirazlarına gelince; Genel haciz yolu ile yapılan takipte borçluların usulsüz tebligat şikayeti ve icra dairesinin yetkili olmadığını iddia ederek gecikmiş itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasını, ödeme emrinin iptalini talep ettikleri mahkemece borçluların takipten 09.07.2015 tarihli haciz tutanağıyla bu tarihte haberdar oldukları ve öğrenme tarihine göre usulsüz tebligat şikayetinin yedi günlük sürede ileri sürülmemiş olması gerekçesiyle diğer itirazların bu aşamada incelenmesine yer olmadığından bahisle istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur....
Somut olayda şikayetçiye 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri de tebliğ edilmiş ve bunlara yönelik olarak herhangi bir usulsüz tebligat şikayeti ileri sürülmemiştir. Şikayetçi vekili her ne kadar 89/1 haciz ihbarnamesinden 09.04.2014 tarihinde haberdar olduklarını belirtip 15.04.2014 tarihinde mahkemeye başvurmuş ise de şikayetçiye gönderilen 89/2 haciz ihbarnamesinde "...birinci ihbara rağmen müddeti içinde itiraz etmemeniz sebebiyle borç zimmetinizde sayılmıştır..." açıklaması yer almakla artık 89/1 haciz ihbarnamesi ile ilgi kurulmuş olup , şikayetçi taraf 24.12.2012 tarihinde tebliğ edilen 89/2 haciz ihbarnamesi üzerine 89/1 haciz ihbarnamesinden haberdar olmuş ve bu öğrenme tarihine göre de yasal süreyi geçirdikten sonra 15.04.2014 tarihinde 89/1 haciz ihbarnamesine yönelik olarak usulsüz tebliğ şikayeti ile icra mahkemesine başvurmuştur. O halde mahkemece istemin süre aşımından reddi gerekirken işin esasının incelenerek kabul kararı verilmesi isabetsizdir....
Öncelikle usulsüz tebligat yapıldığı hakkındaki şikayet incelenerek davanın süresinde açılıp açılmadığının tespiti, buna göre de, itiraz ve şikayetlerin süre yönünden incelenmesi gerekir. Davacı tarafın davadaki usulsüz tebligat şikayeti, borca itirazları ve aşkın haciz iddiaları mahkemece değerlendirilmemiştir. Bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılarak davacının tüm talepleri hakkında karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Ankara 10....
Şikayetçi vekili her ne kadar takipten 28.10.2015 tarihinde haberdar olduklarını belirtip 03.11.2015 tarihinde mahkemeye başvurmuş ise de, şikayetçiye gönderilen 89/2 haciz ihbarnamesinde "...birinci ihbara rağmen müddeti içinde itiraz etmemeniz sebebiyle borç zimmetinizde sayılmıştır..." açıklaması yer almakla artık 89/1 haciz ihbarnamesi ile ilgi kurulmuş olup, şikayetçi taraf 31.3.2015 tarihinde tebliğ edilen 89/2 haciz ihbarnamesi üzerine 89/1 haciz ihbarnamesinden haberdar olmuş ve bu öğrenme tarihine göre de İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 03.11.2015 tarihinde 89/1 haciz ihbarnamesine yönelik olarak usulsüz tebliğ şikayeti ile icra mahkemesine başvurmuştur. O halde mahkemece istemin süre aşımından reddi gerekirken işin esasının incelenerek kabul kararı verilmesi isabetsizdir....
Davacının taşkın hacze yönelik şikayeti bakımından yapılan incelemede; icra mahkemesi kararlarından hangilerine karşı istinaf yoluna başvurulamayacağının İİK'nın 363/1. maddesinde açıklandığı, ilk derece mahkemesince verilen taşkın haciz şikayetine ilişkin kararların İİK'nın 363/1. maddesi gereğince kesin nitelikte olduğu anlaşıldığından, davacının taşkın haciz şikayetine yönelik istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir....
Somut olayda, kararın gerekçesinde sadece İİK'nın 85. maddesi uyarınca taşkın haciz şikayetine ilişkin değerlendirmede bulunulmuş ve bu talep hakkında gerekçe oluşturulmuş, davacının İİK'nın 82/1- 3. bendi kapsamında engelli aracının haczedilemeyeceği şikayeti yönünden de değerlendirme yapılması gerekirken herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, kararın bu talep hakkında gerekçe içermediği ve hüküm kurulmadığı belirlenmiştir. Mahkemece yapılan yargılamada davacının 34 XX 267 plakalı aracının engelli aracı olduğu, bu nedenle haczedilemeyeceği şikayeti yönünden olumlu olumsuz bir değerlendirme yapılarak karar verilmemesi nedeniyle karar usul ve yasaya uygun değildir....