WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ya temlik edildiği, şikayet tarihinin 04.11.2014 olduğu ve şikayet dilekçesinde, aleyhine şikayet olunanın temlik edenin gösterildiği anlaşılmaktadır.Borçlunun icra mahkemesine başvurusu haczedilmezlik şikayeti olup, şikayet HMK'nun 118. maddesi anlamında bir dava değildir. Bu nedenle şikayet dilekçesinin HMK’nun 119. maddesinde yazılı şartları taşıması zorunlu değildir. Bu itibarla karşı tarafın yanlış gösterilmesi veya hiç bildirilmemiş olmasının sonuca etkisi yoktur. Hasım yanlış gösterilse veya hiç gösterilmese bile dava reddedilmeyip doğru hasım, davaya dahil edilip tebligat yapılmak suretiyle yargılamaya devam edilmesi gerekir.O halde mahkemece de icra dosyasından tespit edildiği üzere, temlik alacaklısı ...'...

    ya tebellüğ edilen ve usulsüzlüğü ileri sürülen Örnek ... ödeme emri tebligat mazbatasınında; tebliğ yapanın isim ve imzasını ve tarihi içermediğinden tebligatın usulsüz olduğu belirlenmiş ise de; Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren (7) gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu nedenle, mahkemece, öncelikle borçlunun, takibi ve ödeme emri tebligatını öğrenme tarihinin tespiti gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılarak Muhatabın öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerekir....

      İcra Müdürlüğü'nün 2018/3902 E. sayılı dosyasında davalı tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacıya 20/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ mazbatasının incelenmesinde muhatabın tevziat saatlerinde hanede olmadığını ve işinden dolayı akşam eve geleceğini beyan eden aynı çatı altında oturan evrakı almaya ehil olan eşi Mine Kesik'e tebliğ edildiğinin yazıldığı, bu şekilde tebligatın TK hükümlerine uygun olarak yapıldığı, bu nedenle usulsüz tebligat şikayetinin yerinde olmadığı, bu şekilde ödeme emrinin davacıya 20/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, iş bu davanın ise 30/07/2018 tarihinde açıldığı, kambiyo senetlerine özgü takipte itiraz süresinin tebliğden itibaren 5 gün olduğu, itiraz için son günün 25/02/2018 olduğu, dolayısıyla davacı borçluların yasal 5 günlük süreden sonra kambiyo takibinde borca itiraz etmesi nedeniyle borca itirazının süresinde olmadığı gerekçesiyle kambiyo takibine itirazın süre yönünden reddine karar vermiştir...

      Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, usulsüz tebliğ şikayetinin yasal süre aşımından reddine ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır....

        GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından, müvekkili hakkında Ortaköy İcra Müdürlüğü'nün 2011/194 Esas, 2011/594 Esas, 2011/597 Esas sayılı dosyalarıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipler yapıldığını, müvekkilinin takiplerden 15/03/2019 tarihinde haberdar olduğunu, ödeme emirlerinin doğrudan müvekkilinin mernis adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesi uyarınca tebliğ edildiğini, öncelikle borçlunun bilinen son adresine tebligat gönderilmesi gerektiğini, tebligatın yapılamaması halinde ise Tebligat Kanununun 21/2 maddesi uyarınca tebligat yapılması gerektiğini, ancak müvekkili aleyhine davalı tarafından yürütülen icra takiplerinde ödeme emrinin tebliğ işlemlerinin tamamının doğrudan Tebligat Kanunun 21/2 maddesi uyarınca gerçekleştirildiğini, açıklanan sebeplerle dosya kapsamında müvekkiline yapılan tüm tebligatlar usulsüz olduğundan; öncelikle ödeme emirlerinin iptali ile tüm hacizlerin...

        tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte, borçlu icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emri tebliğine ilişkin tebligat zarfında bulunan imzanın kendisine ait olmadığını belirterek usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte takip konusu borca, faize ve takip dayanağı senetteki imzasına itiraz etmiş, mahkemece borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına, borçlunun tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hükmü taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına, HUMK.nun 438. ve İİK.'nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından alacaklının bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esasının incelenmesine geçildi: 2- İmzaya itiraz, İİK.'nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 168/1-4. maddesi uyarınca yasal beş günlük süreye tabidir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde usulsüz tebligat şikayeti ve takip dayanağı belgelerin ödeme emri ile birlikte tebliğ edilmediğine yönelik şikayete ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur....

          ya ölümünden önce 29.01.2013 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiği ve adı geçenin usulsüz tebligat şikayeti ya da borca itirazda bulunmadığı, ancak borçlu mirasçılarının borçlu murise yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, senet üzerindeki parmak izlerinin murise ait olmadığını, kime ait olduğunun anlaşılamadığını, murisin okuma yazma bilmediğini, borçlandırıcı işlemin noter kanalıyla yapılmaması nedeniyle geçerli olmadığını ileri sürerek takibin iptalini istedikleri anlaşılmaktadır. İcra takibi sırasında borçlunun ölmesinden ve mirasçılarının belirlenmesinden sonra alacaklı vekilinin, mirasçılara muhtıra tebliğ edilmesini istediği ve icra dairesince bu istemin kabul edildiği anlaşılmaktadır. İİK.nun 53. maddesi gereğince borçlunun ölümü halinde alacaklının takip edebileceği iki yol olup, bu yolların her ikisi de yeni bir takip olmayıp eski takibin devamı niteliğindedir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, usulsüz tebliğ şikayeti ile borca itiraza ilişkindir. HMK 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında şüphe ve tereddütten uzak şekilde gösterilmesi usulen mecburidir. Somut olayda, dayanak Emet icra müdürlüğünün 2019/139 sayılı dosyasında ve dava dilekçesinde iki borçlu olduğu halde mahkemece tek borçlu davacı T1 hakkında hüküm kurulduğu ve karar başlığında yalnız T1'nin yer aldığı ayrıca davacı borçlular tarafından dava dilekçesinde usulsüz tebliğ şikayetinin de ileri sürüldüğü ancak ilk derece mahkemesince davacıların usulsüz tebliğ şikayeti hakkında olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmadığı ve hüküm kurulmadığı aşikardır....

            Kural olarak tebligat usulsüzlüğü şikayeti, İİK'nın 16/1.maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmekte ise de, vekil yerine asile tebligat yapılması, kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğundan süresiz olarak şikayet edilebilir. (Benzer yönde Yargıtay 12.HD.'nin 2017/2585 esas, 2017/6156 karar sayılı ve 2016/6374 esas, 2016/12543 karar sayılı ilamları) Somut olayda, borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emrinin vekil yerine borçlu asile tebliğ edilmesinin geçersiz olduğunu beyan ederek ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Tebligat Kanunu’nun 11. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olduğundan, ödeme emrinin tebliğine dair vekile çıkarılmış ve usule aykırı bir tebligat da bulunmadığına göre, olayda usulsüz tebliğ ile ilgili Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinin uygulama yeri yoktur....

            UYAP Entegrasyonu