yapılması gerektiğinden muhtıra ile birlikte yapılan ödeme emrinin de usulsüz olduğu, İİK'nun 54/1 maddesine göre muhtıra tebliğinden sonrasında ise usulüne uygun tebliğ işlemlerinin gerçekleştirilmediği dikkate alındığında davacının usulsüz tebliğ şikayeti yönünden istinaf sebebi yerindedir....
Davacı borçlu asil istinaf dilekçesinde; icra müdürlüğünce Tebligat Kanununa aykırı davranıldığını ve usulsüz tebligat yapıldığını, o dönemde resmi olarak covid-19 temaslısı olması nedeniyle karantinada olduğunu, karantina süresinin geçmesinden hemen sonra eldeki davayı ikame ederek imza itirazında da bulunduğunu, dava dilekçesi incelendiğinde açıkça imzaya da itiraz ettiğinin anlaşılacağını, bilirkişi raporu alınmasının gerektiğini, davanın kabulünü talep ettiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo takibinde gecikmiş itirazlara ilişkindir. 2004 sayılı İİK'nun 169/a-1 maddesine göre; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır....
Her ne kadar davacı yanca dava dilekçesinde davanın gecikmiş itiraz olarak nitelendirilmesi yapılmış ise de hukuku uygulamak hakimin görevi olması dolayısıyla ve tüm dosya kapsamında davacı beyan ve iddialarının takipte yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü iddiasına dayanması ve takibin türüne göre diğer itirazların icra müdürlüğü dosyasına yapılacağından bahisle, nitelendirme usulsüz tebligat şikayeti olarak yapılmıştır. Tüzel kişi olan borçlu şirkete, ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Tebligat adresinin borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı olması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde bu adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine bono alacağından dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacının ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, takipten 20/03/2020 tarihinde haberdar olduğundan bahisle usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte bonolardaki keşideci imzasına itiraz ettiği, davacıya çıkartılan ödeme emri tebligat parçasının incelenmesinde muhatabın tevziat saatlerinde dışarıda olduğundan bahisle evrakın mahalle muhtarına 15/09/2009 Tarihinde tebliğ edildiği, imzadan imtina eden komşusu Azim Temel'e haber verildiğinin yazılı olduğu görülmüştür. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti...
İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" hükmü yer almaktadır. İİK'nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, muhatabın, bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememesi halinde mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Gecikmiş itiraz, süresinde yapılmış ise, icra mahkemesi borçlunun bildirdiği mazeretin haklı olup olmadığını inceler. Mazereti kabul ederse icra takibi durur. Bu durumda alacaklı ancak itirazın kaldırılması veya itirazın iptali yoluna gidebilir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/333 KARAR NO : 2021/2358 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/12/2020 NUMARASI : 2020/104 ESAS, 2020/512 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ-BORCA İTİRAZ KARAR : İzmir 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/104 Esas, 2020/512 Karar sayılı dosyasında verilen usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, İzmir 17....
Somut durumda İİK 65. maddeye dayalı gecikmiş itiraz söz konusu olmayıp usulsüz tebliğ iddiası bulunduğundan öğrenme tarihinden itibaren yasal 7 günlük sürede şikayetçi olunması gerekir. Takip dosyasına 19/07/2019 tarihinde haciz ihbarnamesine itiraz dilekçesi sunulmakla bu tarih itibarı ile davacının aleyhine yapılan takipten ve işlemlerden haberdar olduğunun kabulü halinde 23/07/2019 tarihinde yaptığı şikayet yasal sürededir. Davacı vekili takip dosyasına 19/07/2019 tarihinde sunduğu itiraz dilekçesinde 89/2 ihbarına itiraz ettiğini bildirmiştir....
Davanın konusu usulsüz tebliğ şikayeti olup davacı tarafından dava dilekçesinde İstanbul 13. İcra müdürlüğünün 2019/24294 E sayılı dosyasında ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, icra takibinden 04/09/2019 tarihinde şirket merkezinde yapılan haciz ile haberdar olduklarını bu nedenle usulsüz tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olarak düzeltilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı dava dilekçesinde; kendi beyanında icra takibinden 04/09/2019 tarihinde haberdar olduğunu beyan ettiği İİK 16.maddeye göre ıttıla tarihinden itibaren 7 günlük yasal süresi içerisinde dava açılması gerekirken 7 günlük süre geçtikten sonra 12/09/2019 tarihinde dava açıldığı anlaşıldığından, mahkemece davanın süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken ıttıla tarihinin belirlenmesine ve yetki itirazının da kabulüne karar verilmesi hukuken yerinde değildir....
No:2 A Blok D:6 Şişli/ İstanbul" olduğunu, bu adreste kapı numarası yazılı olmadığı için tebligatın usule uygun olmadığını, müvekkili şirket yetkilisinin bayram tatili nedeni ile İzmir'e gittiğini ve 15.07.2022 tarihinde İzmir'den döndüğünü ve 21.07.2022 tarihinde işbaşı yaparak tebligata muttali olduğunu ileri sürerek ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespiti ve gecikmiş itirazlarının kabulü ile ödeme emrinin tebliğ tarihinin 21.07.2022 olarak düzeltilmesine, takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; ödeme emri tebliğ işlemlerinin usulüne uygun yapıldığını, gecikmiş itiraz şartlarının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun, icra mahkemesine başvurusunda usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca ve imzaya itiraz ettiği, mahkemece verilen kararın alacaklı tarafından temyizi üzerine, dairemizin ...... sayılı ilamı ile gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişki olduğu gerekçesi ile bozulduğu, mahkemece bozmaya uyularak verilen kararda tebligat usulsüzlüğü ile ilgili şikayet hakkında karar gerekçesinde hiç bir değerlendirme yapılmadığı gibi hüküm fıkrasında da buna ilişkin bir karar verilmediği, bozma öncesi, ara kararla tebligatın usulsüz olduğuna karar verildiği görülmektedir. 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesi, kamu düzeni amacıyla konulmuş emredici...