DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 65. maddesi uyarınca gecikmiş itiraz istemine ilişkindir. Ödemiş İcra Müdürlüğünün 2021/6649 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı davalı tarafından borçlu davacı hakkında genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takip olduğu, ödeme emrinin 23/11/2021 tarihinde borçlu şirketin e-tebligat adresine e-tebliğ yolu ile tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İİK'nın 65. maddesinde "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" hükmü yer almaktadır. İİK'nın 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, muhatabın, bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememesi halinde mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Gecikmiş itiraz, süresinde yapılmış ise, icra mahkemesi borçlunun bildirdiği mazeretin haklı olup olmadığını inceler....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/10/2021 NUMARASI : 2021/834 E. 2021/811 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 13. İcra Müdürlüğü'nün 2021/9868E. sayılı dosyasında, davalı- alacaklı tarafından müvekkil hakkında takip başlatıldığını, müvekkilin 03.09.2021 tarihinde dosyaya itiraz ettiğini, itiraz neticesinde talebinin reddedildiğini, icra müdürlüğü kararının müvekkile tebliğ edilmediği, tebligat usulsüz olup, müvekkilin usulsüz tebliğden 07.10.2021 tarihinde haberdar olduğunu, bunun üzerine icra dosyasına 08.10.2021 tarihinde yeniden dilekçe verdiğini, müvekkile gönderilen ilk tebligatın adresin kapalı olmasından dolayı iade edildiğini, yeniden tebligat yapılması gerekirken TK 21/2 maddesine göre tebligat yapılmasının yersiz olduğunu beyanla; tebliğ tarihinin 07.10.2021 olarak kabulüne karar verilmesini istemiştir....
in 02.04.2012 tarihinde usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca itirazlarını ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetçiye yapılan tebligatın usulsüz olduğu tespit edildikten sonra, icra dosyasında şikayetçinin süresinde borca itiraz etmiş olması sebebi ile usulsüz tebligat şikayetini ileri sürmekte hukuki yararı olmadığından davanın reddine karar verildiği görülmektedir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
Ek karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, müvekkili aleyhine alacaklı tarafından icra takibi başlatıldığını, ve ödeme emrinin 01/02/2023 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, ancak borca itiraz süresi içerisinde 06/02/2023 tarihinde yaşanan deprem nedeniyle müvekkilinin borca itiraz edemediğini ve icra takibinin kesinleştiğini, mahkemece gecikmiş borca itirazlarının kabulü ve icra dosyası kapsamında konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesinin gerektiğini, 2004 sayılı İİK'nın 65.maddesinden de anlaşılacağı üzere borçlu kusuru olmadan bir mani nedeniyle süresinde borca itiraz edememiş ise dava açmak suretiyle borca itiraz edebilmekte olduğunu, müvekkilinin deprem nedeniyle süresinde borca itiraz edemediğini, Yargıtay kararlarında da deprem nedeniyle süresinde yapılmayan itirazların gecikmiş itiraz yoluyla yapılabileceğinin açıkça ifade edildiğini, ancak mahkemece huzurda usulsüz tebligata ilişkin bir şikayet dosyası varmış gibi hüküm kurduğunu, taraflarınca açılan...
Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 6. fıkrasında borca itirazın esasa ilişkin nedenlerle reddi halinde takibin muvakkaten durdurulmuş olması koşuluyla alacaklının isteği üzerine borçlunun takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda mahkemece, boçlunun takipten, öğrendiğini beyan ettiği tarihten daha önceki bir tarihte haberdar olduğu tespit edilmiş olup, usulsüz tebliğ şikayeti ve bunun sonucu olarak da borca itirazın süresinde olmadığı görülmektedir....
DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti, Borca İtiraz KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, İzmir 6. İcra Müdürlüğünün 2015/16889 sayılı dosyası ile davalı alacaklı tarafından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, gönderilen ödeme emrinin 27/11/2015 tarihinde "gösterilen adreste muhatabın yetkili personeli Adile Taşkıran imzası ile tebliğ edildi" açıklaması ile tebliğ edildiğini, ancak söz konusu tebligatın Tebligat Kanunu. Yönetmeliği ve yerleşik yargı kararları kapsamında usulsüz olduğunu, ayrıca TTK'nun 776/1 maddesinin (b) bendine göre , bononun kambiyo vasfında da olmadığını, bu nedenlerle tebligatın usulsüz olmasından dolayı iptaline, tebliğ tarihinin müvekkilince öğrenme tarihi olan 14/07/2016 olarak düzeltilmesinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...,Davacının geçikmiş itiraz talepli dava dilekçesi ayrıntılı incelendiğinde, usulsüz tebligat iddiaları içerdiği bu sebeple davanın usulsüz tebligat şikayeti olarak görüldüğü, tebligat mazbatası ayrıntılı incelendiğinde borçlunun nerede olduğunun sorulduğu kişinin kim olduğu belirtilmediği, adı ve soyadı yazan şahsın yönetici/komşu/kapıcı veya başka biri olup olmadığı tespit edilmemiş olup, tebligat bu hali ile usulsüz olduğunun tespiti ile öğrenme tarihinin 10/12/2021 olduğunun tespitine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Şikayetin kabulü ile İstanbul Anadolu 13. İcra Müdürlüğü'nün 2021/20839 Esas sayılı icra dosyasında 29/11/2021 tarihli ödeme icra emrini içerir tebligatın usulsüz olduğunun tespiti ile, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 10/12/2021 tarihi olarak düzeltilmesine, " karar verildiği görülmüştür....
gecikmiş itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu durumda muhatabın adresten geçici veya devamlı ayrılıp ayrılmadığı hususunda bir tespit bulunmadığından, çıkartılan ilk tebligatın iadesi usulsüz olup, TK'nın 21/2. maddesi gereğince yapılan ikinci tebligat da TK'nın 10 ve 21/2. maddeleri gereğince usul ve yasaya aykırıdır. V-Diğer yandan, İİK'nun 65. maddesi hükmünün uygulanabilmesi için, borçluya, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. Somut olayda, tebligatın usulsüz tebliğ edildiği belirlenmekle, davacının gecikmiş itiraz ile borca itiraz talebinin incelenmesinin gerekli olmadığı kanaatine varılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine ilamsız icra takibine gidildiği, 25/01/2018 tarihinde ödeme emrinin davacı tarafa tebliğ edildiği, 12/11/2020 tarihinde davacı vekilinin icra dosyasına itirazlarını içerir dilekçe verdiği, icra müdürlüğünce 18/11/2020 tarihinde borçlu vekili süresi içinde itiraz etmediğinden itirazın reddine, takibin devamına karar verilmiş olup, şikayetin konusu davacı takip borçlusuna çıkartılan ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin olup, borçlu her ne kadar takipten 12/11/2020 tarihinde haberdar olduğunu söyleyerek 18/11/2020 tarihinde icra dosyasına itiraz dilekçesi sunmuş ise de, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu ileri süren davacının icra dosyasına yapmış olduğu itiraz ile birlikte tebligattan haberdar olduğunu beyan ettiği tarihten itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde usulsüz tebligat şikayetinde bulunması gerektiği, şikayetin ise 7 günlük süre geçtikten sonra...