İcra Müdürlüğünün 2016/35624 Esas sayılı takip dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, takip sürecinde ödeme emrinin birçok adrese tebliğe çıkartılmış olup tebligat 2 kez mercie iade olduğunu, adres araştırması yapılmış ve üçüncü kez çıkartılan tebligat TK'e 21/2ye göre muhtara teslim edildiğini, müvekkilinin icra takibinin varlığından 30.12.2020 tarihinde e-devlet üzerinden tesadüfen haberdar olduğunu ve aynı tarihte dosyaya vekâletname sunarak dosyayı incelemeleri neticesinde icra takibinin usulsüz tebligatla kesinleştirildiğinin anlaşılacağını, tebliğin, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre muhtara yapılması hâlinde tebligat zarfında usulüne uygun meşruhat bulunması gerektiğini ancak somut olayda Tebligat Kanunu 21/2 uyarınca çıkartılan her ne kadar müvekkilin "Fulya Mah. Prof. Dr. Bülent Tarcan Cad....
ŞİKAYET Şikayetçi borçlu vekili şikayet dilekçesinde, ödeme emrine ilişkin tebligatın usulsüz yapıldığını, takipten 22.03.2021 tarihinde haberdar olduklarını, borçlunun faal olduğu adresine gönderilen tebligatın "muhatabın adreste ikamet edip etmediğinin tespit edilemediği" belirtilerek iade edilmesi üzerine TK'nın 35. maddesi uyarınca yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, borçlunun adresten ayrılmış ya da taşınmış olmaması nedeni ile adreste bulunmama halinde TK'nın 21.maddesine göre tebligat yapılması gerektiğini, ayrıca arabuluculuk sürecinde borca da itiraz eden vekilleri olduğu halde vekile tebligat yapılmadığını ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde, tebligatın usulüne uygun olduğunu belirterek şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
Davacı şikayet konusu takipte ödeme emrinin usulüne aykırı olarak tebliğ edildiğini beyan etmiş ise de; itiraz ve şikayetlerini süresinde kullandığından usulsüz tebligat şikayetinde hukuki yararı bulunmadığı değerlendirilerek bu şikayeti yerinde görülmemiştir. Davacı takip dayanağı çekte lehdar olduğunu ve çek tazminatı ve ferilerinden sorumluluğu bulunmadığını ileri sürerek borca itiraz etmiş olup; Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulamasına göre; Çek tazminatından muhatap banka nezdinde çekin karşılığını bulundurmayan keşideci sorumludur. Bu sebeple Lehdarın çek tazminatından sorumluluğu yoluna gidilemez. Asıl alacaktan sorumlu olmayan Lehdarın çek tazminatına bağlı olarak hesaplanacak takip ferilerinde de sorumlu olmaması eşyanın tabiatındandır. Ancak davacı çek komisyonuna da itiraz etmiş olup Çek komisyonundan keşideci, lehdar ve ciranta da sorumludur Tüm bu sebeplerle davanın kısmen kabul kısmen reddine" dair karar verildiği görülmüştür....
in usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile, diğer itiraz ve şikayetlerinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir SONUÇ : Borçlu ...'in temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
, davacının yetki itirazının reddine, davacı T6 yönünden usulsüz tebligat şikayetinin reddine, sair taleplerin ise süre yönünden reddine" karar verildiği görülmüştür....
Bu durumda, yukarıda belirtildiği üzere, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek bu adrese T.K.'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup; tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden dağıtıcı tarafından T.K.'nun 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı açıktır. Şikayete konu satış ilanı tebliğ evrakı üzerinde; tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından T.K.'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının kendiliğinden satış ilanı tebliğ işlemini T.K.'nun 21/2. maddesi uyarınca yapması yukarıda değinilen yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırıdır. Bu nedenle, sözü edilen tebligat usulsüz olup şikayet süresindedir....
Uyuşmazlığın İİK.nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir. Borçlu vekilinin mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, 6100 Sayılı HMK.nun 33.maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 Sayılı Yasanın 32. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetidir (Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.2001 tarih ve 1991/12-258 Esas, 1991/344 Karar sayılı kararı). 7201 Sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
e 27.08.2020 tarihinde tebliğ işlemi anında borçlunun evinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olduklarına ilişkin araştırma ve şerh bulunmadığı, tebliğ işleminin 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 21. maddesine aykırı olduğu, borçlunun usulsüz tebliği daha önce öğrendiği yazılı belge ile ispatlanamadığından Tebligat Kanunu 32. maddesi gereğince usulsüz tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği 24.01.2021 tarihinin tebliğ tarihi olduğu, satış kararının iptaline dair şikayet hakkında ise satış gerçekleşmiş olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, kıymet taktir raporu tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak beyan edilen 24.01.2021 olarak düzeltilmesine, ihale yapıldığından satış kararına ilişkin şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. (12 HD esas no: 2017/2996 karar no: 2018/6017) Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir....
Öncelikle usulsüz tebligat yapıldığı hakkındaki şikayet incelenerek davanın süresinde açılıp açılmadığının tespiti, buna göre de, itiraz ve şikayetlerin süre yönünden incelenmesi gerekir. Davacı tarafın davadaki usulsüz tebligat şikayeti, borca itirazları ve aşkın haciz iddiaları mahkemece değerlendirilmemiştir. Bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılarak davacının tüm talepleri hakkında karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Ankara 10....