Somut olayda, meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayeti ileri sürülen taşınmazın dava tarihi 29/01/2020 tarihinden daha öncesinde borçlu tarafından dava dışı 3.kişiye satıldığı, bu nedenle davacı-borçlu tarafından haczedilmezlik şikayeti ileri sürülemeyeceğinden davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekirken süreden reddine kara verilmesi bu nedenle hukuken yerinde değildir. Tüm bu nedenlerle mahkeme kararının HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince gerekçesi düzeltilerek ortadan kaldırılmasına, davanın aktif husumet yokluğundan reddine dairemizce oy çokluğu ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- HMK 353/1/b/2 maddesi gereğince İstanbul 24....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, tebligatın geçersiz olduğunu, tebligat parçasında isimleri geçen şahısların tebliğe ehil olmadığını, komşu olarak belirtilen Durmuş Gündüz diye birisinin de olmadığını, varsa bile mahallenin öbür ucundaki bir şahıs olduğunu, müvekkilinin tanımadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İİK'nın 82/1. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Bu süre haciz işleminin öğrenilmesinden itibaren başlar. Bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir....
İcra Müdürlüğünün 2017/399 Talimat sayılı dosyasında yapılan hacizde adı geçen davalılar yönünden kapıya not yapıştırılarak muhtara haber verildiğini, dolayısıyla takipten bu davacıların da haciz tarihinde haberdar olduklarını, ayrıca tebligat T4'un mernis adresine yapılmış olup, tebliğ esnasında Yunus Acan'ın beraber yaşadıklarına dair beyanlarının alındığını, bu şahıslar yönünden de davanın reddi gerektiğini, senedin kambiyo vasfı taşıdığını, hükümle birlikte teminatsız olarak tedbir kararı verilmesinin yerinde olmadığını, ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 16. maddesi uyarınca açılmış usulsüz tebligat şikayeti ile İİK'nun 170/a maddesi uyarınca açılmış kambiyo şikayeti davasıdır. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, davacılar T3 ve T1 Manisa 2. İcra Müd.'...
Somut olayda mahkemece, boçluların takibi öğrendiklerini beyan ettikleri tarihten daha önceki bir tarihte haberdar oldukları tespit edilmiş olup, usulsüz tebliğ şikayeti ve bunun sonucu olarak da borca itirazın süresinde olmadığı görülmektedir. O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti ve borca itirazları süre yönünden reddedilen borçluların yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye aykırı şekilde tazminatla sorumlu tutulması isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekirken doğrudan onandığı anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kısmen kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Borçluların karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 04/05/2016 tarih ve 2016/7180 E. - 13103 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, ... 7....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nın 62. maddesi uyarınca borca itiraza ilişkindir. Fethiye İcra Müdürlüğü'nün 2021/1430 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı davalı tarafından borçlu davacılar ve İsmail Çavuşoğlu hakkında genel haciz yoluyla yapılan ilamsız icra takibi olduğu, ödeme emirlerinin davacılara 26/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlular tarafından takip dosyasına herhangi bir itiraz dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafın usulsüz tebligat şikayeti mahkemece kabul edilmiş olup davalı tarafın bu kısma yönelik herhangi bir istinaf istemi olmamakla birlikte davacı taraf bu kararla birlikte lehine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf isteminde bulunmuştur. HMK'nın 326. maddesi gereğince, kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir....
şikayetinin kabulü ile, davalı alacaklı tarafından üzerine konulan haczin karar kesinleştiğinde kaldırılmasına, davacı borçlunun Aydın ili Çine ilçesi Kabataş mahallesi 253 ve 1083 parsel sayılı taşınmazlar yönünden haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verildiği, davacı borçlunun meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti yönünden daha mütevazi semtlerde haline münasip alabileceği ev değerinin belirlenmediği ,maişet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti yönünden ise kararın gerekçelendirilmediği, verilen karara karşı her iki tarafın istinaf yasa yoluna başvurduğu, davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde, davacının haczedilmezlik şikayeti reddedilen 253 ve 1083 parsel sayılı taşınmazların gelirleri ile asgari geçimini sağladığından haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, bu parsel yönünden istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep ettiği, davalı vekilinin...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, şikayet eden-3.kişinin davadışı borçlu eşe ait taşınmazın haline münasip evi olduğundan bahisle haczedilemeyeceğine dair meskeniyet şikayeti olup, haczin kaldırılmasına karar verilmesi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile İcra İflas Kanunu'nun 82. maddesi (özellikle, İİK.m.82/12 gereğince meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu konuda şikayet hakkı bulunmamaktadır). 3....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/11/2021 NUMARASI : 2019/198 ESAS- 2021/2028 KARAR DAVA KONUSU : HACZEDİLMEZLİK ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 11. İcra Müdürlüğünün 2014/521 Esas sayılı dosyasından başlatılan takip kapsamında davacıya ait İstanbul ili Şile ilçesi Doğancılı Mahallesi 419 parsel sayılı taşınmaza haciz konulduğunu, buna ilişkin 103 davetiyesinin davacıya 31/01/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, hacizden haricen haberdar olunsa bile borçlunun hacizle ilgili şikayetlerinde sürenin tebligat ile başladığını, bu taşınmazın borçlunun aile konutu, mesken olarak kullandığı bir yer olduğunu, bunun yanında geçimini de buradaki bağ, bahçe ve hayvanlardan sağladığını, haciz işleminin İİK'nın 82. maddesine aykırı olduğunu bildirerek, haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/01/2022 NUMARASI : 2021/199 ESAS- 2022/86 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili 19/02/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Almanya'da ikamet ettiğini, Türkiye'de hiç bir ticari faaliyetinin bulunmadığını, müvekkilin kaybetmiş olduğu kimlik nedeniyle sahtecilik işlemlerinin mağduru olduğunu, müvekkili adına sahte çekler keşide edildiğini, mevcut takibi de 17/02/2021 tarihinde müvekkilinin e devlet üzerinden öğrendiğini, taraflarına haber verdiğini, 18/02/2021 tarihinde de itirazlarını sunduğunu, yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, doğrudan T.K. 21/2 maddesine göre tebligat yapılamayacağını belirterek, yapılan tebligatın iptali ile beyan tarihi olan 17/02/2021 tarihi olarak düzeltim yapılmasını talep edilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte açılan imzaya ve borca itiraz davası olduğunu, mahkemece 2019/174 Esasına kayden görülen davanın usulsüz tebliğ şikayeti dışındaki talepler yönünden tefrik edilerek yeni bir esasa kaydedildiğini, usulsüz tebligata ilişkin kararın kesinleştiğini, önceki dosyanın yargılaması sırasında 29/04/2019 tarihli duruşmada müvekkilinin hazır bulunmasına rağmen istiktap tutanağının düzenlenmediğini, dosyanın tefrik edilmesinden sonra müvekkiline imza örneği vermesi için İİK.nun 68/a maddesindeki koşulları içerir tebligat çıkarılmadığını, müvekkiline tebligat çıkarılmadan davanın usulden reddine karar verilemeyeceğini, ayrıca mazeret dilekçesi sunulduğu ve mazeret belgelendirildiği halde mazeretin dikkate alınmamasının usule aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....