Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, ödeme emrinin usulsüzlüğüne yönelik şikayet ve İİK'nın 169. maddesi uyarınca borca itiraza ilişkindir. Didim İcra Müdürlüğünün 2018/1906 Esas sayılı dosyası incelendiğinde, davalı alacaklı tarafça davacı borçlu şirket aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı, davacı borçluya 23/10/2018 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiği, davacı tarafça 09/09/2019 tarihinde ödeme emri tebliğ tarihi düzeltilmesine ilişkin şikayette bulunulduğu, bildirdiği tarihe göre davanın süresinde açıldığı görülmüştür. Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğünün hükümlerine uyulmaksızın yapılan bir tebliğ işlemi usulsüz olmakla birlikte böyle bir tebligat mutlaka geçersiz sayılmaz. Tebligat usulsüz olsa bile, muhatap usulsüz tebliği öğrenmişse tebligat geçerli sayılır ve muhatabın öğrendiğini bildirdiği tarih tebliğ tarihi kabul edilir (Tebligat K.m.32). Muhatabın öğrenme tarihi olarak bildirdiği tarihin aksi ancak yazılı bir belge ile kanıtlanabilir....

Bu durumda imzaya ve borca itiraz da beş günlük süresi içerisinde değildir. Mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin, imzaya ve borca itirazın süreden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, istinaf sebeplerlerine bağlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılan inceleme neticesinde; ilk derece mahkemesi kararı hukuka uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

Muhatabın adresinin kapalı olduğu ve çarşıda olduğu belirtilerek tebligatın muhtara teslim edildiği ve muhatabın kapısına 2 nolu haber kağıdı yapıştırmak suretiyle TK'nun 21/1 maddesine göre tebliğ edildiği somut olayda; postacı tarafından komşu temini yoluna gidilmediği, muhtarın aynı zamanda komşu olarak kabul edildiği anlaşılmış ise de; haber verecek bir komşuya ulaşılmaması ve komşu temin edilmemesinin olağan bir durummuş gibi yapılan tebligat usulüne uygun kabul edilemeyeceğinden şikayetin kabulüne yönünde karar vermek gerekmiştir. Davacı taraf yetkiye ve borca da itiraz etmiş ise de; ilamsız icra takibinde yetkiye ve borca itirazların süresi içerisinde icra müdürlüğüne sunulması gerektiğinden; davacının diğer itirazları hususunda ise karar verilmesine yer olmadığına" dair karar verildiği görülmüştür....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo takibinde, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetine ve borca itiraza ilişkindir. Ödeme emrinin usulsüz tebliğine yönelik şikayet, süresiz nitelikte olmayıp, öğrenme tarihinden itibaren, İİK. 'nun 16. Maddesi uyarınca yasal 7 günlük süre içerisinde şikayette bulunulması zorunludur. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece resen nazara alınması gerekir. Kambiyo takiplerinde, borca itirazın ise, İİK. 'nun 168/5. Maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük yasal süre içerisinde yapılması zorunludur. Bu süre de hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece resen nazara alınmalıdır....

borçlunun işyeri adresine çıkartıldığı ve sekreter Ceren Elmas imzasına tebliğ edildiğinin görüldüğü, tebliğ işlemleri bu hali ile Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine göre yapılmış ise de; tebliğ anında muhatabın orada bulunmadığı hususu tespit edilmeden doğrudan çalışan olduğu belirtilen kişiye yapılmış olduğundan tebligat, anılan madde hükmüne aykırı olmakla usulsüz olduğundan, usulsüz tebliğ şikayetinin kabul edilerek borçlunun tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği tarihin (22/12/2014) tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine ve kabul edilecek tebliğ tarihine göre yetkiye ve borca itirazlarının esası yönünden inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle mahkeme kararının bozulduğu anlaşılmıştır....

    Mahkemece; dava usulsüz tebliğ şikayeti ile tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile borca ve yetkiye itiraz niteliğindedir. Takip dosyasının ilamsız takip olduğu görülmektedir. Tebligat yapılan adres davacı borçlunun adres kayıt sisteminde kayıtlı adresi olup, davacı tarafça kayıtlı adres olmadığı yönünde beyan ileri sürülmediği gibi aksinin ispatına yarar belge de sunulmadığından belirtilen adrese tebligat çıkartılması işlemi hukuka uygundur....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, usulsüz tebliğ şikayeti ve kambiyo senetlerine mahsus icra takibinde borca itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

    Ancak borçlu usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte takipten haberdar olduğu düzeltilen tebliğ tarihine göre yasal 7 günlük itiraz süresi içerisinde takibe ve borca itiraz sunmamış ise 7 günlük sürenin dolmasıyla borçlu hakkında takip işlemlerine devam edilir, bu kapsamda borçlu hakkında haciz uygulanabilir. Eğer icra mahkemesince ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiğine kanaat getirilerek tebliğ tarihinin düzeltilmesi yerine ödeme emrinin iptaline karar verilmiş ise, takibin kesinleşmesi; ödeme emrinin borçluya yeniden ve usulüne uygun tebliğini gerektirdiğinden ve ödeme emrinin iptali kararı ile birlikte takip kesinleşmemiş sayılacağından, İİK.nun 78. Maddesi uyarınca alacaklının henüz haciz isteme hakkı doğmamış kabul edileceğinden, bu sebeple hacizler usulsüz hale geleceğinden, icra mahkemesinin özellikle iptale yönelik kararının infazı için kesinleşmesi gerekmediğinden borçlu hakkında uygulanan hacizlerin kaldırılması gerekir....

    Borçlu, yetkiyle birlikte aynı zamanda borca da itiraz etmişse, dosya yetkili icra müdürlüğüne gönderilip kendisine yeniden ödeme emri tebliğ edildiğinde, borca yeniden itiraz etmesi gerekir. Buna göre borçlu, yetki itirazı ile birlikte borca itirazlarını bildirmemiş olsa bile yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine süresi içinde yetkili icra mahkemesine borca itirazlarını sunabilir. Bir başka deyişle yeni ödeme emri tebliği, borçluya yeni itiraz hakkı sağlar. O halde mahekemece yukarıda belirtilen ilkeler ışığında itirazın esasının incelenmesi gerekirken borçlunun itiraz hakkını kaybettiği gerekçesiyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

      tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmayacağı, bu nedenle usulsüz tebliğ şikayetinin reddi gerektiği, ödeme emrinin 20/04/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise yasal süre sonrasında 12/06/2017 tarihinde açıldığı gerekçesi ile usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, borca, imzaya ve yetkiye itirazın süre aşımından reddine karar vermiştir....

      UYAP Entegrasyonu