Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlunun şikayeti, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayet niteliğinde olup, İİK.nun 16/1. maddesi gereğince; şikayetin bu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Somut olayda, borçlunun, .... İcra Müdürlüğünce gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine 10.11.2014 tarihinde icra müdürlüğüne itiraz dilekçesi sunduğu görülmektedir. Bu durumda borçlunun, usulsüz tebliğ işlemini 10.11.2014 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekeceğinden 31.12.2014 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, İİK.nun 16/1.maddesinde öngörülen yedi günlük süreden sonradır. O halde mahkemece, şikayetin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir....

    Dava dilekçesinde davacının takipten 14/12/2020 tarihinde haberdar olduğu belirtilmiş ve 15/12/2020 tarihinde icra dosyasına itiraz edilmesi karşısında, davacının icra takibini öğrendiğini bildirdiği tarihe göre, 11/03/2021 tarihinde yapılan usulsüz tebliğ şikayetinin yasal süresinde olmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin kabul edilmesi doğru olmamıştır. Davacının usulsüz tebliğ şikayetinin yasal süresinde olmaması karşısında, takip kesinleşmiş olmakla, icra müdürlüğünün 11/02/2021 ve 05/03/2021 tarihli kararlarında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, davacının icra memur işlemlerine yönelik şikayeti de yerinde görülmemiştir....

    Mahkeme; usulsüz tebligat şikayetinin, usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içinde ileri sürülmesi gerektiği, davacı vekili, dava dilekçesinin sonuç kısmında her ne kadar müvekkilinin haciz ihbarnamelerinden 17.06.2022 tarihinde haricen haberdar olduğunu beyan etmiş ise de, dava dilekçesi içeriğinde müvekkilinin 13.06.2022 tarihinde banka hesabındaki parayı kullanamayınca icra dosyası nedeni ile hesabının bloke olduğunu öğrendiğini beyan ettiği, yine icra dosyasının incelenmesinde 17.06.2022 tarihinde davacı T1 vekilince "Müvekkilimize yapılan usulsüz tebliğ nedeni ile haciz ihbarnameleri tebliğ tarihinin müvekkilimizin icra dosyasını öğrenme tarihi olan 13.06.2022 tarihi olarak düzeltilmesi ile süresinde haciz ihbarnamesine itirazımızı içeren dilekçe" adı altında borca itiraz dilekçesi ibraz edildiği ve bu durumda borçlunun usulsüz tebligatı öğrenme tarihinin kendi beyan ve icra dosyasındaki talepleriyle sabit olduğu üzere 13.06.2022 tarihi olduğu dikkate...

    CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; borçlunun bonoda yazan adresine ödeme emri gönderildiğini, borçlunun taşınması nedeni ile tebligat yapılamadığından bila ikmal dönmesi üzerine aynı adresin mernis adresi olması nedeniyle Tebligat Kanunu 21/2'ye göre tebliğe çıkarılarak tebliğ imkansızlığı nedeniyle ödeme emrinin T.K. 21/2 gereğince muhtara bırakılarak tebliğ edilmiş sayıldığını, tebligatın usulsüz olmadığını, davacının imzaya itirazının süresinde olmadığını, borçlunun senet borcuna itiraz etmemesi üzerine borcun kesinleştiğini belirterek davanın reddine, davacı borçlu hakkında takip tutarının %15'i oranında para cezasına uygulanmasına ve %20 oranında icra inkar tazminatı uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından, davacıya yapılan ödeme emri tebligatı incelendiğinde, tebligatın 30/03/2018 tarihinde annesi tarafından tebliğ alınarak yapıldığı, Tebligat Kanunun 16.madde ve Tebligat Yönetmeliğinin 25.maddesine uygun yapıldığı davacının usulsüz tebligat şikayetinin yerinde olmadığı , ödeme emrinin davacıya 30/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacının ise davasını İİK.nın 168. Maddesinde belirtilen 5 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra 10/04/2019 tarihinde açtığı gerekçesi ile davanın hakdüşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmiş olduğunu, müvekkilin tebligat adresinde bulunmamasına yönelik bir şerh içermediği ve bu yönüyle tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunulmuştur....

    Bu durumda icra hakimi tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığını inceleyecek ve aynı kanunun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihini düzeltecektir. Somut olayda, davacı taraf usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte gecikmiş itirazda da bulunduğunu beyan etmektedir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Somut olayda, davacı tarafça dava dilekçesinde, usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte gecikmiş itirazda da bulunulmuş ve ödeme emrinin tebliği tarihinin öğrenme tarihi olan 04/09/2019 tarihi olarak düzeltilmesi talep edilmiş ise de; ilk derece mahkemesince, davacı tarafın gecikmiş itiraz istemi hakkında herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır....

    Sayılı kıymet takdirine itiraz davasında bilirkişi raporunun 05/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davanın süresi içinde açılmadığı belirtilmek suretiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. 07/06/2021 tarihinde yapılan ihale ile taşınmaz 881.0000,00 TL bedelle Yıldırım Eser adına ihale edilmiştir. Davacı vekili tarafından kıymet takdirine itiraz davasında kıymet takdirinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik bir şikayetinin mevcut bulunmadığı, bu nedenle bilirkişi raporunun usulüne uygun kesinleştiği, davacının kıymet takdirine itiraz davasında vekili olması sebebiyle vekiline elektronik ortamda satış ilanının usulüne uygun tebliğ edildiği, İİK 129.maddeye göre ihale bedeli muhammen bedelin %50 ve satış masraflarını aştığı, yapılan ihalenin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından mahkemece davanın reddine dair verilen karar hukuken yerindedir....

    -K. sayılı ilamı ile 6100 sayılı HMK'nun 297/2. maddesi gözetilmek suretiyle borçlunun dilekçesinde ileri sürdüğü icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca ve faize itirazları incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere bozulduğu, bozma üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; borçluya kıymet takdir raporunun 10.10.2018 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre de icra mahkemesine 06.05.2019 tarihinde yaptığı başvurunun süresinde olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, borçlunun, hesap kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediği şikayeti ile birlikte icra emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini de ileri sürerek borca ve faize itiraz ettiği, diğer taraftan aynı tarihte ... 7. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/403 E. sayılı dosyasında, ihalenin feshine yönelik şikayetinde, aynı takip dosyasındaki kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ işlemlerinin de usulsüz olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmaktadır....

      Maddesindeki şartlar oluşmadan doğrudan TK.nun 35 maddesine göre tebliğ edildiğini beyan ederek, davalı alacaklı tarafından kötü niyetli olarak başlatılan takibin iptali ile usulsüz ve yasal dayanaktan yoksun tebligatın iptaline, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 22.04.2020 olarak belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının Adana 12....

      İcra Müdürlüğünün 2019/10169 E. ve 2019/10170 E. sayılı dosyalarında alacaklısı tarafından müvekkiline gönderilen ödeme emrinin, ikametin bulunduğu yere tebellüğ edilmediğini, ödeme emrinin, takip borçlusunun ortağı olduğu şirket adresinin çalışanına yapıldığını, usulsüz tebligatın söz konusu olduğunu belirterek, usulsüz tebligattan kaynaklı itiraz süresinin muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabulü ile, borca ve ferilerine itirazlarının kabulüne, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....

      UYAP Entegrasyonu