Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nın 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Davacı vekili dava dilekçesinde, icra emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkilinin takipten 06.07.2020 tarihinde haberdar olduğunu beyan etmiş ise de, usulsüz tebliğ şikayetini 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra 17.07.2020 tarihinde ileri sürdüğünden usulsüz tebliğ şikayetinin süreden reddine karar vermek gerekmekte iken, Mahkemece şikayetin esası incelenerek reddine karar verilmesi isabetsizdir. İlama aykırılık şikayeti süresiz olarak ileri sürülebilir....
Öte yandan, tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiası "şikayet" niteliğinde olmakla, İİK'nun 16/l. maddesi gereğince yedi günlük süreye tâbi olup, süresinde ileri sürülmediği takdirde mahkemece re'sen nazara alınamaz. Somut olayda, borçlu ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine sunduğu dilekçede, kıymet takdiri ya da satış ilanı tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiada bulunmadığı halde, mahkemece, bu hususun re'sen dikkate alınması yerinde değildir. Kaldı ki, borçlu adına çıkarılan satış ilanına ilişkin tebligat usulsüz dahi olsa, borçlunun satış işleminin iptali talebi ile icra müdürlüğüne başvurduğu 12/06/2015 tarihi itibariyle satışa muttali olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda; şikayetçi borçluya kıymet takdir raporunun 25/09/2014 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine, borçlunun süresinde (yani 02/10/2014 tarihinde) kıymet takdirine itiraz ile birlikte meskeniyet şikayetinde bulunduğu,... 3....
A.Ş. nin alacaklı olduğu dosyada icra emri tebliğ edilen avukata borçlu şirket vekilince yetki belgesi verildiği, borçlu şirket vekilinin vekaletnamesinde vekilin vekil eden adına her türlü evrakı tebliğ ve tebellüğe yetkili olduğu, vekilin vekâletnamedeki yetkilerinin tamamının veya bir bölümünün başkalarına tevkile mezun olduğu, vekâletnamesindeki bütün yetkileri kapsayacak şekilde yetki belgesi düzenlendiği, yetki belgesinin süreli olduğuna ve verilen yetkilerin sınırlı olduğuna ilişkin herhangi bir kayıt içermediği, ilâmda vekil olarak gözüken avukatın icra emrini tebliğ almaya yetkili avukat olduğu, şikayet olunan ... ......
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince, "Tüm dosya kapsamına göre; borçlu hakkında ilamsız icra takibi başlatılarak takibin kesinleştiği, boçlunun murisinin vefat etmesi üzerine alacaklı vekilinin talebi ile icra müdürlüğü tarafından 30/07/2021 tarihinden alacaklı vekiline veraset ilamı çıkartmaya yönelik yetki verildiği, açılan usulsüz tebligata yönelik şikayet davasında davanın kabulü ile tebliğ tarihinin 02/08/2021 olarak düzeltidiği anlaşılmaktadır. Şikâyetçi yerleşik içtihatlara göre tebligatın usulsüz olması nedeniyle takibin kesinleşmeyeceğinden ödeme emri düzeltme tarihinden önceki haciz ve işlemler hükümsüz kaldığı gerekçesi ile alacaklı tarafa verilen veraset ilamı çıkamaya yönelik 30/07/2021 tarihli kararın iptalini talep etmiştir....
Md. uygun şekilde yapılmadığından davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 08/11/2021 olarak düzeltilmesine, davacının ödeme emrine yönelik şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ işleminin iptaline ve davacının yetki itirazının reddine karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından, yetki itirazının reddine ve davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili tarafından, cevap dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, genel haciz yoluyla ilamsız takipte takip borçlusu tarafından açılan ödeme emri tebligatı usulsüzlüğü şikayeti ile yetki itirazına ilişkindir....
ŞİKAYET Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; ödeme emri tebliğ edilen adresin elverişsiz bir adres olduğunu, tebliğ çıkarılan adreste hiçbir zaman ikamet etmediğini, ortak konutu kullanmadığı ve aralarında husumet bulunan ... adlı kişiye usulsüz olarak tebliğ yapıldığını, takipten 10.06.2019 tarihinde haberdar olduğunu belirterek ödeme emri tebligatının iptali ile tebligatı öğrenme tarihinin 10.06.2019 olarak kabulünü talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; tebliğin bilinen adrese yapıldığını, icra takibine istinaden yapılan tüm işlemlerin mevzuata uygun olduğunu, iddiaları kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
Davacı dava dilekçesinde usulsüz tebliğ şikayetinin yanında yetkiye ve borca itiraz ettiği halde, Mahkemece HMK'nın 297/2.maddesine aykırı olarak davacının usulsüz tebliğe yönelik şikayeti değerlendirilmeden, süresinde ileri sürülüp sürülmediği dikkate alınmadan doğrudan yetki itirazının kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Kaldı ki Mahkemece 28.04.2021 tarihli tensip zaptının 15 nolu ara kararında '' Senete keşide yeri İstanbul olduğundan yetki itirazının reddine'' dair karar tesis edildiği, bu ara karardan dönülmeden nihai kararda yetkisizlik kararı verilmesi de kendi içerisinde çelişki yaratmaktadır....
Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12- 258 Esas-1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “...usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde, tebligatın usulsüzlüğünü, şikayet yolu ile icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir”. Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12.02.1969 tarih ve 1967/172- 107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Davacı kendisine gönderilen ve 06.08.2007 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini öne sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesini istemiş, mahkemece şikayetin kabulü ile davacının beyan ettiği tarihe göre tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar vermiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2019/27Talimat sayılı dosyası ile gerçekleştirildiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Denizli 2. İcra Hukuk Mahkemesince ise, şikayetin kıymet takdirine yönelik olmayıp kıymet takdiri tebliğ işlemine yönelik olduğu, kıymet takdiri Denizli 1. İcra müdürlüğünün 2019/27 talimat sayılı dosyasından yapılmış ise de kıymet takdiri tebliğ işleminin Bakırköy 6.İcra Müdürlüğünün 2016/18242 esas sayılı dosyasından yapıldığı, İİK'nun 4. maddesine göre usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin yargılamanın usulsüz tebliğ işlemini yapan Bakırköy 6. İcra dairesinin bağlı bulunduğu Bakırköy 10. İcra Hukuk Mahkemesinin yetki alanına girdiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İİK'nın 4. maddesi gereğince, takip hangi icra dairesinden başlamış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir....
Hukuk Dairesi’nin 19.04.2007 tarihli ilamı ile karar onanmış; yine şikayet olunanın karar düzeltme talebi üzerine Yargıtay Yüksek 19....