Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayeti ve ilamsız icra takibinde yetki itirazı ile hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir. Bodrum 1....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/01/2020 NUMARASI : 2019/838 ESAS, 2020/87 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ-YETKİ İTİRAZI KARAR : İzmir 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/838 Esas, 2020/87 Karar sayılı dosyasında verilen şikayetin kabulü kararına karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurulmakla, Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2019/13545 Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişilmeden önce yapılan tüm resmi yazışmaların müvekkilinin güncel olan yasal adresine yapıldığını, müvekkilinin söz konusu icra takibinden tesadüfen haberdar olduğunu, tebligatın boşanmış olduğu eski eşinin adresine yapıldığını, adreste kimsenin bulunmaması sebebi ile muhtara bırakılarak takibin kesinleştirildiğini, yapılan tebligatın usulsüz olduğunu belirterek, tebliğ tarihinin 11/11/2019 tarihi olarak düzeltilmesini istemiştir....

İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, usulsüz tebligat şikayeti yönünden davanın kabulü ile Fethiye İcra Müdürlüğünün 2018/22497 Esas sayılı dosyasında davacıya çıkartılan 02/11/2018 tarihli tebliğ işleminin usulsüz olduğu tespiti ile T.K'nın 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin 25/01/2019 tarihi olduğunun kabul ve tespitine, yetki itirazı yönünden Fethiye İcra Müdürlüğünün 2018/22497 Esas sayılı dosyası yönünden yetkisizliğine, davacının adresine göre yetkili ve görevli icra müdürlüğünün İstanbul İcra Müdürlüğü olduğuna, karar kesinleşmesinden itibaren ve 2 hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/12/2021 NUMARASI : 2019/135 ESAS- 2021/1056 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ NEDENİ İLE ŞİKAYET- YETKİ İTİRAZI KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu şirket yetkilisi dava dilekçesinde özetle; İstanbul 37. İcra Müdürlüğünün 2018/4434 E. sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından yetkilisi olduğu şirket hakkında takip başlatıldığını, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, takipten 28/01/2018 tarihinde haberdar olduklarını, süresi içinde yetki itirazında bulunduklarını, takip dayanağı senetteki yetki şartının tarafların tacir olmaması nedeni ile geçerli olmadığını, takipte Ankara icra dairelerinin yetkili olduğunu beyanla, 28/01/2018 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulü ile icra takibinin yetkisizlik nedeni ile reddine karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili yargılama aşamasında vekaletname sunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İstanbul 2....

İlk derece mahkemesi tarafından yeniden yapılan yargılama neticesinde; “…..davalı alacaklı tarafça mirasçıların dosyaya taraf sıfatıyla eklenme talebinin olmadığı, şikayet tarihi itibari ile mirasçıların kendilerine yöneltilmiş bir takip bulunmadığı ve icra takibinde taraf sıfatları olmadığı, bu hali ile dosyada taraf sıfatına haiz olmayan davacı mirasçıların usulsüz tebliğe yönelik şikayet haklarının bulunmadığı anlaşılmakla usulsüz tebliğe yönelik şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, mirasçılar her ne kadar dosyada taraf sıfatına haiz olmasalar dahi mirasbırakanın ölümü ile 4721 Sayılı TMK'nın 599....

Temyiz dilekçesinin (REDDİNE), 2- Alacaklının temyiz itirazlarına gelince; Borçlunun, 05.06.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emri tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu, takipten 04.06.2015 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesini talep ettiği ve ayrıca yetki itirazında bulunduğu, mahkemece, tebligatın usulsüz olduğundan bahisle şikayetin kabulüne karar verildiği görülmektedir. İİK.nun 168/5. maddesi hükmü gereği borçlunun, borcu olmadığını, borcun itfa edildiğini veya yetki itirazını, sebepleri ile birlikte 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir....

    Öte yandan TK'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Şikayet eden borçlu vekilinin en geç usulsüz tebliğ şikayetinin yapıldığı tarih olan 13.08.2020 günü icra emrinden haberdar olduğunun anlaşılmasına göre mahkemece Bayburt İcra Dairesinin 2020/153 esas sayılı icra takip dosyasında borçlu T1 icra emri tebliğ tarihinin 13.08.2020 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, icra emrinin iptaline karar verilmiş ise de bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK'nın 353/1- b.2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak usulsüz tebliğ şikayet tarihinin icra emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    başlattığı dönemde sürekli hastanede olması ve itiraz hakkının olmaması nedeni ile gecikmiş itirazın kabul edilmesini, takipte borçlunun yerleşim yeri Konya İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, alacaklıya borcu bulunmadığını, takibe dayanak sözleşmede yazılı taşınmazın alacaklıya devredildiğini, dayanak sözleşmedeki imzanın murise ait olmadığını belirterek tebliğ tarihinin 12/10/2020 olarak düzeltilmesini yetkiye borca ve imzaya itirazının kabulü ile hacizlerin kaldırılmasını aksi halde gecikmiş itirazın kabulünü istemiştir....

    Dava, kambiyo takibinde kambiyo vasfına yönelik şikayet ile borca ve yetkiye itiraza ilişkin olup; borçlu, 19/01/2018 tarihinde usulsüz tebligattan haberdar olduğunu beyanla, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, yetkiye ve borca itiraz ile birlikte kambiyo vasfına yönelik şikayette bulunmuş ancak borçlunun mahkemeye müracaat tarihi olan 25/01/2018 tarihi itibari ile 5 günlük itiraz süresi geçmiş olmasına rağmen, ilk derece mahkemesince işin esasına girilerek yetki itirazının kabulüne karar verilmesi ve istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmesi, isabetli değildir. O halde, ilk derece mahkemesince, 19/01/2018 ödeme emrini ıttıla tarihine göre 5 günlük itiraz süresi geçtiği gerekçesi ile davanın süre aşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir....

      DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte yetki itirazı ile hesap kat ihtarnamesinin usulsüz tebliğ edildiği ve ihtarnamede yeterli ödeme süresi verilmediği iddialarıyla şikayete ilişkindir. Takibe dayanak yapılan ipotek, alacaklı banka lehine kurulan üst sınır ipoteği olup, ilam mahiyetinde olduğundan ve dolayısıyla İİK'nın 34. maddesi uyarınca alacaklı her yerde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinde bulunabileceğinden, mahkemece yetki itirazının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Somut olayda, hesap kat ihtarının 24/06/2020 tarihinde bizzat davacıya tebliğ edildiği, İİK'nın 149 ve devamı maddelerinde ihtarnamede borcun ödenmesi için belirlenecek süre konusunda herhangi bir yasal düzenlemenin olmaması karşısında, ihtarnamede davacıya 1 günlük ödeme süresi tanınmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davacının istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir....

      UYAP Entegrasyonu