Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik şikayeti üzerine İcra Hukuk Mahkemesi'nin 07.05.2013 tarih ve 2013/121-363 sayılı kararı ile tebligatın usule aykırı yapıldığı tespit edilerek ''12.03.2013'' tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği, borçlunun ise; İİK.'nun 168/4. maddesinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra ''19.07.2013'' tarihinde icra mahkemesine başvurarak imzaya itiraz ettiği görülmüştür. Bu durumda, mahkemece istemin süre aşımı sebebiyle reddine karar vermek gerekirken; esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: mahkemece yapılan değerlendirmeler neticesinde, Davanın kabulü ile; Usulsüz tebliğe ilişkin şikayet yönünden; Tarsus İcra Dairesinin 2022/4086 Esas sayılı takip dosyasında şikayetçi-borçlu şirkete gönderilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin 02/08/2022 tarihi olarak düzeltilmesine ve tespitine, İmzaya itirazlar yönünden; Davanın kabulü ile; Tarsus İcra Dairesinin 2022/4086 Esas sayılı takip dosyasının davacı şirket yönünden durdurulmasına, Takip konusu toplam 600.000,00- TL asıl alacağın %20'si olan 120.000,00- TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Takip konusu toplam 600.000,00- TL asıl alacağın %10'u olan 60.000,00- TL tazminatın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına" karar verilmiştir. GEREKÇE; Uyuşmazlık; kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borçluya gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayet başvurusuna ilişkin olup davacı vekili şikayetin kabulü ile birlikte ayrıca imzaya ve borca da itiraz etmiştir. İİK.'...

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;davacıya ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, tebligatın TK 21/1'e göre yapıldığını, usulsüz tebligata ilişkin şikayetin süresinde olmadığını, imzaya yönelik itirazın ödeme emri tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde ileri sürülmesi gerektiğini, 21/06/2019 tarihinde davacıya ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini , 5 günlük süre içerisinde imzaya itiraz edilmediğini , ayrıca müvekkilinin kötü niyeti ve ağır kusuru bulunmadığından vekalet ücreti ve yargılama giderinden sorumlu tutulamayacağını söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....

    CEVAP: Davalı-Alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dilekçesinde imzaya itiraz ettiğini ancak takip dayanağı senet metnindeki imzanın davacıya ait olduğunu, davacının haksız ve kötü niyetli olarak alacağın tahsilini geciktirmeye ve takibi durdurmaya çalıştığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Örnek 10 ödeme emrinin borçluya TK'nun 21/2 maddesine göre 28.10.2020 tarihinde tebliğ edildiği, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte imzaya ve borca itirazın İİK'nun 168/5 maddesine göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılmasının gerektiği, ve borçlunun ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü şikayetinde de bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

    Davacı tarafından, 01/12/2021 tarihinde Simav İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/68 esas sayılı dosyasında, dava konusu takip dosyasına ilişkin olarak kıymet takdirine itiraz davası açılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda; şikayetçinin en geç kıymet takdirine itiraz davasını açmış olduğu 01/12/2021 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla şikayetçinin, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair 02/03/2022 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, 7 günlük sürede değildir. Mahkemece, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin istemin süre aşımından reddine ilişkin verilen karar usul ve yasaya uygundur. Yine, takibin şekline göre borca yetkiye ve imzaya itirazlarla sair itirazların ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra müdürlüğüne yapılması zorunlu olduğundan mahkemece belirtilen gerekçe ile bu hususa yönelik davanın reddine karar verilmesi de yerindedir....

    İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...Davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacıya 25/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacının ise imzaya ve borca yönelik itiraz davasını İİK.nın 168.maddesinde belirtilen hak düşürücü süreden sonra 26/10/2020 tarihinde açtığı, davacının usulsüz tebligata ilişkin bir şikayetinin de bulunmadığı anlaşılmakla hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine" karar verildiği görülmüştür....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/06/2021 NUMARASI : 2018/943 ESAS - 2021/515 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davalının tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında kambiyo senetlerine özgü icra takibi açıldığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkilinin takipten 23.11.2018 tarihinde haberdar olduğunu, tebligatı aldığı iddia edilen Sezgin Arslan'ın davacının çalışanı olmadığını, takibe konu bonodaki imzanın davacıya ait olmadığını beyanla ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 23.11.2018 olarak düzeltilmesine, imzaya itirazının kabulüyle takibin iptaline ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....

    Ancak, Kanunun 21/1.maddesine göre, tebligat yapılması halinde, tebliğ memuru, tebliğ evrakını tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de, mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. Somut olayda; davacı şirket adına TK 21'e göre yapılan tebligat, Tebligat Kanunu Ve Tebligatın Uygulanmasına Dair Yönetmeliğe göre usulüne uygundur Davacı tarafından, borca ve imzaya itiraz davasının, ödeme emrinin tebliğinden itibaren, 5 günlük süre içinde açılması gerekmektedir. Tebligatın usulüne uygun olduğu, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 günlük süre içinde açılmadığı anlaşıldığından, mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin reddi ile imzaya itiraz davasının süreden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi, hukuken yerinde değildir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibine karşı borçlunun icra mahkemesine başvurarak; usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya itiraz ettiği, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin süreden reddine, imzaya itirazın ise reddine karar verildiği görülmüştür....

      Nitekim davacı Perihan vekilince tebligatın yapıldığı tarihte başka bir ilde ağır bir ameliyat geçirdiği ileri sürülmüş olup tebliğ tarihinde davacı Perihan ile eşinin aynı konutta ikamet etmedikleri de anlaşıldığından tebliğ memurunca tespit ve tevsik görevinin yerine getirilmemesi nedeniyle davacı Perihan'a yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, davacı Perihan'a gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği ve davacı tarafından beyan edilen öğrenme tarihinden önce de davacının tebligattan haberdar olduğuna dair dosyada bilgi ve belgede yer almadığından öğrenme tarihi olan 10/02/2020 itibariyle davacı tarafından ileri sürülen borca, yetkiye ve imzaya itirazların değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davacı Perihan yönünden davanın süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir....

      UYAP Entegrasyonu