Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, aynı takip dosyasında davacı borçlular adına Av. T5 imzalı 10/06/2019 havale tarihli dilekçe ile borca itiraz edildiği, dolayısıyla davacı borçlular T1 T4 ve T3'in en geç 10/06/2019 tarihinde takipten haberdar olduğu, usulsüz tebligat şikayetinin 7 günlük yasal süreden sonra, 17/09/2019 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla, mahkemece şikayetin adı geçenler yönünden süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur....
Bu yöndeki şikayetin ise aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapılması gerekir. İcra müdürlüğüne yapılan şikayet sonuç doğurmaz. Somut olayda, borçluya, ödeme emrinin 20.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin ise 10.02.2015 tarihinde icra müdürlüğüne verdiği dilekçe ile ödeme emri tebligatının usulsüz yapıldığı iddiası ile birlikte yetkiye ve borca itiraz ettiği, icra müdürlüğünce tebligat usulsüzlüğünün, icra müdürlüğünce incelenemeyeceği gerekçesiyle süresinden sonra yapılan itirazın reddi ile takibin devamına karar verildiği görülmüştür. Tebliğ işlemine yönelik şikayetin icra mahkemesine yapılması gerekip, icra müdürlüğüne yapılan başvuru sonuç doğurmayacağından, memurluk kararı yasaya uygundur....
Alacaklı tarafından başlatılan haciz ve tahliye istemli icra takibinde, borçlu icra mahkemesine başvurusunda ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği ve tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi ile borca itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep ettiği, mahkemece, ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğinden bahisle şikayetin bu yönden kabulüne karar verildiği, davalı alacaklı tarafından ilk derece mahkeme kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğu görülmektedir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından müvekkili aleyhine Gümüşhane İcra Müdürlüğünün 2020/333 Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibine başlandığını, söz konusu takip uyarınca gönderilen ödeme emrinin usulsüz şekilde tebliğ edilerek takibin kesinleştirildiğini, müvekkilinin ödeme emrinden 17.08.2020 tarihinde haberdar olduğunu, öte yandan müvekkilinin davalı alacaklıya borcunun bulunmadığını ileri sürerek usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emrinin tebliğ tarihinin 17.08.2020 olarak düzeltilmesine, müvekkilinin borca ve fer'ilerine yönelik itirazının kabulü ile icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili davaya cevap vermemiş, duruşmalardaki beyanında davanın reddini istemiştir....
Sındırgı Şubesi'nin gösterildiğini, söz konusu tebligatın müvekkili bankada yetkili yöneticiye tebliğ edilmediğini, müvekkili şube yetkili yöneticisinin Emel Çanga olduğunu, ancak tebligatın usulsüz olarak yönetici olmayan personele tebliğ edildiğini, Sındırgı Şubesi tarafından müvekkili şubeye söz konusu tebligatın kendileri ile ilgili olmadığı hususunda 11.11.2021 tarihinde bildirim yapıldığını ve iade edildiğini, müvekkili şube yetkili yöneticisi 11.11.2021 tarihinde yapılan tebliğ ve içeriğinin incelendiğini ve tebligata vakıf olduğunu, yapılan tebligatın müvekkili bankanın KEP/elektronik posta adresine yapılması gerekmekte iken manuel olarak elden müvekkili şubeye tebliğ yapılması usul ve yasaya aykırı olduğunu, öğrenme tarihi olan 11.11.2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi ve icra dosyasına yapılan itirazlarının süresi içerisinde yapıldığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ VE TAKİBE İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil aleyhine kambiyo senedine istinaden icra takibi başlatıldığını, tebligatın usulsüz olduğunu, senette bildirilen adrese tebliğ yapılmadan başka bir adrese tebliğ çıkarıldığını, tebliğ tarihinde müvekkilinin İstanbul'da daimi olarak çalıştığını, tebliğ edilen adreste bulunmadığını, muhtarlığa yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, 12/02/2020 tarihinde icra dosyasında fotokopi almak istemesi sebebi ile takipten haberdar olduğunu, takip konusu senette düzenleme tarihinin bulunmadığını, düzenleme tarihi bulunmasının zorunlu olduğunu, eksik olması sebebiyle kambiyo senedi vasfının taşımadığını belirterek tebligatın usulsüz olduğunun tespiti ile ıttıla tarihinin 12/02/2020 tarihi olarak belirlenmesine, senette düzenleme tarihi bulunmadığından takibin iptaline ve %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir...
Açıklanan nedenlerle davacının usulsüz tebligat şikayetinin reddine, Yukarıda da belirtildiği üzere kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takiplerde borca ve yetkiye itiraz ile şikayet ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 günlük hak düşürücü süreye tabi olup, mahkememizce resen göz önüne alınması gerektiğinden, davacı borçluya çıkartılan ödeme emrinin açıklanan gerekçelerle usulüne uygun olarak 11/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle davacı borlunun borca ve yetkiye itirazını yasal 5 günlük hak düşürücü süreden sonra 24/09/2020 tarihinde yaptığı anlaşılmakla, davacı borçlunun süresinde açılmayan borca ve yetkiye itiraz davasının ile şikayetinin reddine" dair karar verildiği görülmüştür....
Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Somut olayda, örnek 10 numaralı ödeme emrinin borçluya 31.05.2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise 07.06.2017 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, 06.10.2017 tarihinde cevaba cevap dilekçesi ile ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetini ileri sürdüğü anlaşılmıştır. İİK'nın 18. maddesi uyarınca icra mahkemesine arzedilen hususlar ivedi işlerden sayılır ve bu işlerde basit yargılama usulü uygulanır....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 22/05/2017 tanzim tarihli senet bakımından 1 yıllık ibraz süresinin dolması nedeniyle alacaklının, avalist konumunda bulunan müvekkiline müracaat hakkının sona erdiğini, mahkemece aval veren konumunda olan davacının haklarının gözardı edildiğini ve müvekkilinin senet borçlusu gibi kabul edildiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nın 169/a maddeleri uyarınca borca itiraz isteğidir....
Haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini, müvekkilinin kapısına haber kağıdı yapıştırılmadığını, tebligatın kime yapıldığının belli olmadığını, Tebligat Kanunu Madde 21/ 1 ve 21/ 2 çerçevesinde de açıkça usulsüz bir tebligat olduğunu, 89/2'ye ilişkin tebligatın 11.11.2019 tarihinde aynı konutta ikamet eden demek suretiyle isim belirtmeden tebliğ edildiğini, tebligatın usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, müvekkilinin alacaklı T3 tanımadığını ve alacaklıya borcu da bulunmadığını, müvekkili T1'nin kimlik bilgileri ve numarası usulsüz bir şekilde ele geçirilerek kendisine haciz ihbarnamesi yollandığını, borçlu gösterilmek suretiyle araçlarına ve banka hesaplarına haciz işlemi yapıldığını, tebliğ memuru tarafından gerekli araştırma yapılmadan söz konusu tebligatın muhatabın adresinde ismi belirtilmeyen bir şahsa bırakıldığını ve komşusuna haber verilmek suretiyle denilerek usulsüz bir şekilde haciz ihbarnamelerinin tebliğ edildiğini, usulsüz tebligat nedeniyle İİK Madde 89/1 ve 89/2 haciz...