Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu ..................... aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatılmış, şirket ortağı olan ... tarafından şirkete yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu belirtilerek borca itiraz edilmiştir. İcra mahkemesine başvuru, usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraz mahiyetinde olup, tüzel kişiler yetkili organları aracılığı ile şikayet ve itiraz başvurusunda bulunabilirler. Tüzel kişilerin organları, şikayet ve borca itirazda yasal temsilci(kanuni mümessil) durumundadır....

    , takibe dayanak çek üzerindeki imzanın da müvekkiline ait olmadığını, ayrıca dosya işlemsiz bırakılmakla çekteki zamanaşımı süresinin de dolduğunu ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayeti ile yetkiye, borca, imzaya, feriler ile zamanaşımına itirazlarının kabulüne, tazminat ve para cezasına karar verilmesini talep etmiştir....

    Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 6. fıkrasında borca itirazın esasa ilişkin nedenlerle reddi halinde takibin muvakkaten durdurulmuş olması koşuluyla alacaklının isteği üzerine borçlunun takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda mahkemece, boçlunun takipten, öğrendiğini beyan ettiği tarihten daha önceki bir tarihte haberdar olduğu tespit edilmiş olup, usulsüz tebliğ şikayeti ve bunun sonucu olarak da borca itirazın süresinde olmadığı görülmektedir....

      İlk derece mahkemesince davalı adına dava dilekçesi tebliğ edilmemiş dosya üzerinden inceleme yapılarak karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı borçlu tarafından asıl dava ile usulsüz tebliğ şikayeti yapılmış birleşen dava da ise imzaya ve borca itirazlar ile zaman aşımı itirazı ileri sürülmüştür. Tebligatın usulsüz yapıldığına ilişkin şikayet mahkemede her türlü delille ispat edilebileceğinden, duruşma açılmadan, şikayetçiye (borçluya) ve karşı tarafa (alacaklıya) anılan konudaki delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınmadan talep hakkında dosya üzerinden karar verilmesi usule aykırıdır (HGK.nun 2003/12- 600 esas 2003/606 karar). Keza davacı borçlunun birleşen davada imzaya, borca ve zaman aşımına ilişkin itirazları şikayet mahiyetinde olmayıp belirtilen hususlar yönünden duruşma açılmadan karar verilemez. HMK'nın 317 maddesine göre cevap dilekçesi verme ve itiraz süresi iki haftadır. Davalı alacaklıya dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edilmediği anlaşılmıştır....

      Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak karar verdiğini, davacı tarafın sadece tebligatın öğrenilme tarihine itiraz ettiğini, dosyada Tebligat Kanunu 20. maddesinin şartlarının oluşmadığını, davacı/ borçlu taraf dosyaya muvakkaten başka yere gittiğine dair bir belge sunmadığını, süresinde olmayan bir dava ve yetkiye itiraz dilekçesi ile imza ve yetkiye itiraz edilmesinin haksız ve dayanaktan yoksun olduğunu beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, davacı borçlu aleyhine, bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo takibinde, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetine, borca ve yetkiye itiraz istemine ilişkindir....

      Ayrıca davacı takip talebinde davalı alacaklının adresinin yazılmadığını ileri sürüp takibin iptalini de istemiş ise de davalı alacaklının vekil ile temsil edildiği, davacının adresinin takip talebinde yazmamasının sonradan tamamlanacak bir eksiklik olduğu gibi takibin mahiyetine göre yetkiye ve borca itirazın ödeme emri tebliği üzerine müddeti içinde icra dairesine bildirilmesi gerektiğinden bu yöndeki şikayet ve itirazında reddi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, İstanbul 12. İcra Dairesinin 2019/40997 esas sayılı dosyasında davacının usulsüz tebliğ şikayeti yetkiye - borca itiraz ve takibin iptali taleplerinin ayrı ayrı reddine, Davacının 25/03/2021 tarihli hastane ruhsatı ihalesinin tedbiren durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir....

      İcra Müdürlüğü'nün 2019/1960 Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı vekili tarafından davacı borçlu aleyhine 15/11/2018, 25/12/2018 ve 07/12/2018 keşide tarihli çeklere dayanılarak toplam 212.945,22 TL alacağın tahsili talebi ile 25/01/2019 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, 10 örnek ödeme emrinin davacı borçluya 28/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. İİK 'nun 168/4 maddesi uyarınca yetkiye, imzaya ve borca itiraz ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılır. Somut olayda, ödeme emri tebligatının davacı borçluya 28/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun İzmir 5....

      İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın, 30.12.2021 tarihinde vekaletnamesini Biga İcra Müdürlüğünün 2021/3674 Esas sayılı dosyasına sunduğunu, söz konusu vekaletnamenin Biga İcra Müdürlüğü tarafından 31.12.2021 tarihinde onaylandığını ve davacının borca itiraz dilekçesinin reddedildiğini, İİK Madde 168/5 gereği borca ve yetkiye itiraz süresi 5 gün olduğundan ve vekaletnamesinin de onaylanma tarihi 31.12.2021 tarihi olduğu dikkate alındığında davacının iş bu davayı 5 günlük itiraz süresi geçtikten sonra 10.01.2022 tarihinde açtığını, davacı tarafın süresinden sonra yaptığı yetkiye ve borca itiraz taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü icra takibinde yetkiye ve borca itiraza ilişkindir....

      Mahkemece; dava usulsüz tebliğ şikayeti ile tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile borca ve yetkiye itiraz niteliğindedir. Takip dosyasının ilamsız takip olduğu görülmektedir. Tebligat yapılan adres davacı borçlunun adres kayıt sisteminde kayıtlı adresi olup, davacı tarafça kayıtlı adres olmadığı yönünde beyan ileri sürülmediği gibi aksinin ispatına yarar belge de sunulmadığından belirtilen adrese tebligat çıkartılması işlemi hukuka uygundur....

      Davacı dava dilekçesinde usulsüz tebliğ şikayetinin yanında yetkiye ve borca itiraz ettiği halde, Mahkemece HMK'nın 297/2.maddesine aykırı olarak davacının usulsüz tebliğe yönelik şikayeti değerlendirilmeden, süresinde ileri sürülüp sürülmediği dikkate alınmadan doğrudan yetki itirazının kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Kaldı ki Mahkemece 28.04.2021 tarihli tensip zaptının 15 nolu ara kararında '' Senete keşide yeri İstanbul olduğundan yetki itirazının reddine'' dair karar tesis edildiği, bu ara karardan dönülmeden nihai kararda yetkisizlik kararı verilmesi de kendi içerisinde çelişki yaratmaktadır....

      UYAP Entegrasyonu