Dairemizin 23.05.2019 tarihli, 2018/1035 E. 2019/9010 K. sayılı kararıyla; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, imzaya itirazın yasal beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunlu olduğu, borçluya ödeme emrinin 29.07.2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından tebliğ işleminin usulsüzlüğü ileri sürülerek 11.08.2016 tarihinde imzaya ve borca itirazda bulunulduğundan borçlunun öncelikle usulsüz tebliğ şikayeti değerlendirilerek oluşacak sonuca göre itirazlarının incelenmesi gerektiğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. B....
Davacı icra dosyasında tebligat asıllarının bulunmadığını bu nedenle yapılan tebligatların usulsüz olduğunu beyan etmiş olup, icra dosyası incelendiğinde ödeme emrinin Ihlamurkent Mah. Balçiçek Sok. No:4/1 adresinde 22/01/2010 tarihinde "aynı konutta eşi Filiz Taş" imzasına tebliğ edildiği, davacı adına kayıtlı taşınmazlara konan hacizler yönünden çıkarılan 103 davetiyelerinden ilkinin 17/09/2010 tarihinde Ihlamurkent Mah. Balçiçek Sok. No:4/1 adresinde "aynı konutta oturan tebellüğe ehil kızı Tuğçe Taş" imzasına tebliğ edildiği, en son gönderilen 103 davetiyesinin Ihlamurkent Mah. Balçiçek Sok. No:4/1 adresinde 26/06/2020 tarihinde " eşi Filiz Taş" imzasına tebliğ edildiği, icra dosyasında tebligat asıllarının bulunduğu, TK madde 16'daki "Kendisine tebligat yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisiyle aynı konutta oturan kişilere yapılır" düzenlemesine göre usulüne uygun yapıldığı anlaşılmakla davacının usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar verilmiştir....
DAVA Şikayetçi-borçlu vekili dava dilekçesinde; ödeme emrinin kendisi ile ilgisi bulunmayan bir adrese gönderildiğini, 103 tebliğ ve alacağın temlikinin tebliğinden de haberdar olmadığını, kıymet taktiri raporu tebliği ile takipten haberdar olduğunu, kıymet taktiri raporunun tebliğ edildiği adresin olan "....., Mah. ....Cad. No:55, .....," adresinin geçerli olduğunu, davalının alacağı devir aldığını, muaccel hale gelmiş bir borcunun bulunmadığını, icra dosyasında haczolunan taşınmazın haline münasip tek evi olduğunu, haczi kabul etmemekle birlikte evin değerinin düşük belirlenmesi nedeniyle kıymet taktirine itiraz ettiğini belirterek usulsüz tebligatlar ile kesinleştirilen takibin iptali ile meskeniyet şikayeti ile kıymet takdirine itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. II....
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Eldeki dosyanın haczedilmezlik şikayeti talebinden ibaret olduğu anlaşıldı. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/12368 esas 2019/18179 karar sayılı ilamı:'' Öte yandan; şikayetin haczedilmezlik şikayeti olduğu açık olup, haczedilmezlik şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan üçüncü kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur. '' Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/9154 esas 2019/5425 karar sayılı ilamı: ''1. Davacı üçüncü kişi vekilinin forklift yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde, Davacı üçüncü kişi, davaya konu Kayseri 2. İcra Müdürlüğünün 2014/14055 Esas sayılı takip dosyasında taraf olmayıp anılan hacizde üçüncü kişi sıfatına sahiptir. Davacı üçüncü kişi takipte taraf olmadığından mahcuza ilişkin haczedilmezlik şikayetinde bulunmaya yetkili değildir....
DAVA Şikayetçi borçlu vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin tarla vasfındaki tarım arazisine haciz konulmasının İKK'nın 82/4. maddesine aykırı olduğunu, müvekkilin çiftçi olduğunu ve geçimini çiftçilik ile sağladığı, aynı icra dosyasından konulan 2008 tarihli haczin haczedilmezlik şikayetlerinin kabulüyle kaldırıldığını ve kararın kesinleştiğini, bu karara rağmen alacaklının talebiyle taşınmaza 09.03.2015 ve 19.03.2019 tarihlerinde tekrar haciz konulduğunu iddia ederek taşınmazın kaydındaki haczin kaldırılmasını talep etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde; Borçlunun haczedilemezlik şikayeti hususunda daha önce Kapatılan İncirliova İcra Hukuk Mahkemesinin 25.08.2010 tarihli, 2009/60 Esas, 2010/85 Karar sayılı ilamı ile karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, borçlunun bu kararı dosyaya sunarak haczin kaldırılmasını sağlayabileceğini, bu davanın konusuz kaldığını iddia ederek davanın reddini talep etmiştir. III....
Uyarınca haline münasip evin haczedilemeyeceğini ileri sürerek haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile müvekkilinin evi üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haczin öğrenilme tarihi itibariyle davanın süresinde açılmadığını, öte yandan dava konusu evin davacının haline münasip evi sayılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; " Mahkememizce yapılan değerlendirmede ; her ne kadar şikayetçi tarafından Erzincan İli Merkez İlçesi 1717 ada 16 parsel Nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmazın haline münasip ev olduğu ve bu nedenle İ.İ.K'nun 82/12 maddesi gereğince haczedilmezlik şikayetinde bulunulmuş ise de ; İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. (Yargıtay 12....
Maddesi gereği sadece meskeniyet şikayeti ile ilgili olarak müvekkili ile anlaşma yaptığını, bu işi de sonuna kadar takip ederek işinin son bulduğunu, icra takip dosyasında vekaleti olmadığından icra dosyasını takip işini yapma zorunluluğunun yüklenilemeyeceğini, asile yapılan tebliğlerin usulüne uygun olduğunu, haczedilmezlik şikayeti ile kıymet takdirine itirazın süresinde olmadığını bildirmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda şikayetin reddine karar verilmiştir....
Somut olayda ise borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığından 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32.maddesinin uygulanma imkanı yoktur. Ayrıca Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre borçluya ödeme emri tebliğ edilmemiş olsa bile alacaklının takibi ve uyuşmazlığı sürdürme iradesinin bulunması halinde itiraz hakkının bulunduğu kabul edilmektedir. Şu hale göre borçluya tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığından, şikayeti İİK.nun 168/3.maddesinde öngörülen yasal sürede olup, şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken istemin süre aşımı nedeniyle reddi doğru değildir....
muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır....
, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır....