Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Somut olayda şikayetçiye 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri de tebliğ edilmiş ve bunlara yönelik olarak herhangi bir usulsüz tebligat şikayeti ileri sürülmemiştir....
Bu bağlamda, alacaklıya hüküm tebliğ edilmiş ise tebliğ evrakının Mahkemece UYAP'taki evrak kayıt ekranları kullanılarak evrakın türüne uygun olarak (örneğin takip talebi, icra emri, icra emri tebliği, tahsilat makbuzu, talep, haciz yazıları, dayanak ilam, tebliğ belgesi vs. olarak) kaydedilmesi, tebliğ edilmemiş ise, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun hükümleri uyarınca yöntemine uygun biçimde tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenilmesi, yukarıda açıklandığı üzere tebliğ evrakının UYAP'taki evrak kayıt ekranları kullanılarak evrakın türüne uygun olarak kaydedilmesi, anılan eksikliğin ikmalinden sonra Daireye gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 01.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İİK'nın 82/1- 12 maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti İİK'nın 16/1 maddesi kapsamında 7 günlük süreye tabi olup bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut durumda davacı, dava dışı borçlular aleyhine yapılan takipte 15/01/2019 tarihinde borca icra kefili olmuş, icra emri 01/02/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı adına kayıtlı Muğla İli, Menteşe İlçesi, Kötekli Mah., 1408 parsel Zemin Kat 1 nolu bağımsız bölüm kaydına haciz konulmuş ve davacıya 103 davetiyesi 13/03/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, dava 21/06/2019 tarihinde açılmıştır. Dava dilekçesi içeriği dikkate alındığında 103 davetiyesi tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin iddia ve şikayete yer verilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda açılan davada 103 davetiyesi tebliğinin usulsüzlüğü ayrıca ve açıkça ileri sürülmedikçe mahkemece kendiliğinden dikkate alınamayacağından mahkemece 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği gerekçesi ile şikayet süresinde kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi isabetli değildir....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Somut olayda şikayetçiye 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri de tebliğ edilmiş ve bunlara yönelik olarak herhangi bir usulsüz tebligat şikayeti ileri sürülmemiştir....
GEREKÇE: İskenderun İcra Dairesi'nin 2017/21172 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Alacaklı T4 vekili tarafından borçlu T1 aleyhine 110.043,83 USD alacağın tahsili amacıyla 02/06/2017 tarihli Örnek N.10 ödeme emri ile takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 06/06/2017 tarihinde tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği, borçlu adına kayıtlı Hatay İli Arsuz İlçesi Alakop İmar Mah. 5 ada 21 Parsel sayılı taşınmaz üzerine 20.06.2017 tarihinde haciz konulduğu, 103 davet varakasının borçluya 10/08/2017 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekilinin talebine istinaden 22.06.2018 tarihinde satış kararı alındığı anlaşılmıştır. Meskeniyet iddiasına ilişkin haczedilmezlik şikayeti, yasal 7 günlük şikayet süresine tabidir....
nun 170/1. maddesi ve aynı kanunun 168/1-4 ve 168/1-5. maddesi uyarınca, imzaya itirazın ve kesinleşmeden önceki dönemdeki zamanaşımı iddiasının, ödeme emrinin tebliğ tarihinden veya tebliğin usulsüz olması halinde ise, usulsüz tebliğin muhatap tarafından muttali olunduğu tarihten itibaren beş günlük yasal süre içerisinde, icra mahkemesine yapılması gerekmektedir. Somut olayda ise, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere borçlu tarafa yapılan örnek 10 ekli ödeme emriği tebliği usulsüzdür. Bu halde ise TK.'nun 32. maddesi uyarınca usulsüz tebliğin muttali olunduğu tarihin tebliğ tarihi sayılacağından icra takibine ilişkin itiraz süresi tespit edilen bu tarihten itibaren başlar. Takip dosyasının incelenmesinde ise, 15.11.2012 tarihinde talimat icra dairesince haciz yapıldığı ve haciz esnasında hazır bulunan borçlunun haciz tarihinde ödeme emri tebligatını öğrendiği borçlu tarafından icra mahkemesine başvuru tarihinin ise 22.11.2012 tarihinde yapıldığı görülmektedir....
Kabule göre de, ödeme emri ve 103 davetiyesinin usulsüz tebliği şikayeti yönünden davacı ödeme emri ve 103 davetiyesi tebliğ tarihlerinde eşi ve kızı ile birlikte oturmadığını, "Ayvalık/Balıkesir" adresinde oturduğunu, bilinen adresinin bu adres olduğunu belirtmiş, nitekim icra dosyasından daha önce tebligat yapılan "Bayraklı/İzmir" adresine çıkan kıymet takdir raporu tebliği muhatabın adreste tanınmadığı şerhi ile iade edilmiş olup, davacının tebligatın yapıldığı adreste oturup oturmadığı hususunda delillerinin toplanması ve gerektiğinde zabıta araştırması yapılarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi nedeniyle de, karar usul ve yasaya aykırıdır....
Takip dosyasının incelenmesinde; şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 19.02.2016 tarihinde taşınmaz haczine ilişkin 103 davet kağıdı tebliğ edildiği görülmektedir. Her ne kadar söz konusu tebliğ işlemi de Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca usulsüz yapılmış ise de, 103 davetiyesine yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 19.02.2016 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla şikayetçinin, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair 15.04.2016 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru 7 günlük sürede değildir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 4,12 maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. 2004 Sayılı İİK'nın 363/1. maddesi uyarınca İcra Hukuk Mahkemelerince verilecek kararların istinaf süresi tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren 10 gündür. Somut olayda, mahkemece 30/06/2021 tarihli celsede "gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde ... İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere …" karar verildiği, gerekçeli kararın davacı vekiline 24/07/2021 tarihinde tebliğ edildiği ve davacı vekili tarafından 29/07/2021 tarihinde kararın istinaf edildiği anlaşılmıştır. Mahkemece, davacı vekilinin yüzüne karşı karar verildiğinden, İİK'nın 363/1. maddesi uyarınca istinaf kanun yoluna başvuru süresinin kararın tefhiminden itibaren 10 gün olarak belirtilmesi gerekirken, kararda yasa hükmüne aykırı olarak bu sürenin başlangıcı tebliğ tarihi olarak gösterilmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İİK'nın 82/1- 12. maddesi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öğrenme tarihinin aksi ise ancak yazılı belge ile ispatlanabilir....